Seçimden sonra ağırlıklı olarak AK Parti ve MHP’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdik. Bugün diğer partileri değerlendirmeye çalışacağız. Öncelikli olarak CHP ülke genelinde aldığı başarıyı Samsun’da neden alamadı bunun üzerinde durmak lazım. Özgür Özel seçimden sonra Samsun ve Gaziantep’te CHP’yi birinci parti yapmadan siyaseti bırakmayacağım gibi bir söz söyledi. Demek ki o da alınan seçim sonuçlarından mutlu olmadı ve böyle bir açıklama yapma gereği duydu. Merhum Muzaffer Önder’in iki dönem başkanlığının ardından CHP Büyükşehir’de iktidar olamadı. Gerçi Vezir Hazretlerinin kurduğu kadrolar CHP iktidar olsa kuracağı kadrolardan farklı değildi ama temsil ettiği parti önce ANAP sonra da AK Parti olunca CHP kadroları değilmiş gibi gözüktü. Son yerel seçimde CHP’nin Büyükşehir adayı olan Cevat Öncü en çok çalışan adaylardan biriydi. Seçime üç ay öncesinden hazırlanmaya başlamakla kalmamış, ekibini ve bütçesini de kendi imkânlarıyla oluşturmuştu. Normal çalışmalarının yanında şehrin farklı siyasi görüşlü kanaat önderlerini toplayarak kendisine destek verdirmiş, bu yönde de açıklamalar yaptırmayı başarmıştı.

Peki, bunca çalışmaya rağmen neden seçimi alamadı derseniz; Atakum hariç hiçbir ilçe adayının seçimde istenilen çalışmayı yapmadıkları gibi seçimi alma gibi bir dertleri de olmadı. Olay sadece bununla kalmadı, her şeyi partilerinden beklediler. Örneğin İlkadım adayı olan Murat Şenel son on beş güne kadar neredeyse piyasaya hiç çıkmadı. Ne kendi bütçesini oluşturdu ne de ekibini. Gazetelere ödemesi gereken parayı ödemediği gibi il, ilçe teşkilatlarını suçlamak suretiyle sanki kendi seçim bütçesini il, ilçe teşkilatları yapmak zorundaymış gibi etrafına açıklamalar yapmaktan da kaçınmadı, bu kafayla nasıl siyaset yapacak çok merak ediyorum. Her aday basınla ilgili ya bizzat görüşmeler yapıp paket programlar yaptı ya da basın camiasından bir arkadaşı görevlendirip basın camiasıyla görüşmeler yaptırıp onun üzerinden bağlantılar kurdu. Murat Şenel de Tolga Birgücü kardeşimizi görevlendirip bizimle irtibata geçirdi. Hatta ziyaretime geldiğinde muhatabımızın o olduğunu da söylemişti. Biz de bu sözlere inanarak gelen haberlerin tamamını çıktık ama seçim sonunda en ufak bir ödeme yapmadı, bu nasıl bir iş anlamış değilim. Murat Şenel dışında böyle bir davranışta bulunan olmadı, herkes verdiği sözün arkasında durdu.

Atakum’da seçimi alan Serhat Türkel basın danışmanı aracılığıyla evraklarını ve haberlerini gönderdi girdik, ödemelerini de tıkır tıkır yapıyor, seçimi de aldı. Diğer ilçelerde aday olanlara gelince; Alaçam’daki aday olan bayan arkadaş seçimi çok az bir farkla kaybetti, kendisi de bu kadar oy almayı beklemiyordu. Meclis listesini yaparken biraz daha dengelere dikkat etseydi, biraz da reklamını yapabilseydi seçimi alırdı. Yakakent’teki aday daha önce orada başkanlık yapmış bir arkadaş olmasına rağmen seçim kampanyası yapamadı. Bir de Yakakent’te herkes Hüseyin Kıyma gitsin de kim gelirse gelsin derdine düşünce halkın sevgisini kazanmış olan doktor seçimi kazandı.

Diğer ilçelerde de durum çok farklı değil. Mesela, Çarşamba’da CHP tabanı mecliste kendi partilerine, ilçe belediye başkanlığında Hüseyin Dündar’a, Büyükşehir’de de Cevat Öncü’ye destek verdi. Hatta enteresandır; Cevat Öncü’nün Çarşamba’da yüzde otuzlarda oy alması farklı partilerden de destek aldığı anlamına gelmekte. Terme’de de durum farklı değil. CHP adayının yüzde 38 civarında hatırı sayılır bir oy alması az zorlasa seçimi alabileceği anlamına gelmekte ama demek ki kendisi de seçimi alacağına inanmadı. İlçelerde durum böyle olunca Büyükşehir’de alınan sonuç kaçınılmaz oldu. İYİ Parti adayı Nilay Tüfekçi de çok çalıştı ama partisinin ülke genelindeki durumu ona destek değil köstek oldu. Bir de İYİ Parti sadece İlkadım’da iddialıydı, Yakakent’i parti değil aday aldı. İlkadım’da İYİ Partili bazı belediye meclis üyesi adayları dahi Necattin Demirtaş’a destek olmadı. Necattin Demirtaş bu seçimi alamaz diye propaganda yapanları da bizatihi biliyorum. Hal böyle olunca da İYİ Parti sadece Yakakent’te seçimi alabildi o da adayın kendi çalışmalarıyla ortaya çıkmış bir durumdu. Bu hafta sonu İYİ Parti’de yapılacak olan kongrede seçilecek olan genel başkanın durumu çok önemli. Ya partiye kilit vuracak ya da yeni bir heyecanla partisini daha yükseklere taşıyacak. Önümüzdeki günler çok şeylere gebe. Yeniden Refah’ı değerlendirmeden yerimiz bitti, önümüzdeki günlerde onu da detaylı değerlendireceğiz. Şimdilik bu kadar, kalın sağlıcakla.