Kader ayırdı sevdiğimi benden

Kader ayırdı sevdiğimi benden
O harbi Samsunsporlu, gerçek bir beyefendi... O Samsunspor'un başarısı için kırık kaburgasıyla bile sahada mücadele etmek isteyen bir savaşcı... Samsunspor'dan zorla koparılan Can Ulun'un Mersin İdmanyurdu'na giderken yazdığı veda mektubu ise oldukça düşü

Şimdi bilemiyorum benim arkamdan neler söylenecek, neler yazılacak ama Samsunspor'dan ayrılış nedenimi kimsenin paraya bağlamasını istemiyorum... tabiki maddiyatın da geleceğimle ilgili kararlar vermemde önemi çok büyük ama küçüklüğümden beri de manevi şeyleri maddiyattan önce getirdiğimi çokları bilir.... Hikayede böyle başlar ya .... :


KALPTEN SEVMEK ÖNEMLİ
Okul hayatımdan kalma zaten kağıt parçalarına değer vermemem, karalayıp atarmışım önüme geldikçe, kumaşı daha çok sevdiğimi anlamışım Samsunspor seçmelerinde kırmızı beyazdan formayı giyince. İnsanları defnederken anlamısım kumaşın, bezin değerli oldugunu; kağıtlardan, öyle olmasaydı kağıtlara sararlardı insanları bezlere değil demişim kendi kendime, çocuk aklı işte; ne önemi var bu dünyada çok paranın??..... Sonra Samsuspor A takım forması giymişim üstüme , milli takım forması giymişim... bu armaları insanların neden kalplerinin üstüne diktiklerinin amacını bilmezdim, gitmiş merakım Atatürk armalı Samsunspor formasını giyince, ay-yıldızı takınca milli takımda göğsüme....Meğer taşıdığın armayı kalpten sevmek gerekirmis, giydiğin forma için, kulübün için, bayrağın için can vermek gerekirmiş, o yüzden oraya dikerlermiş armaları, ondan sonra başlamışım terimin son damlasına kadar koşmaya sahada. Zaten yeteneğim fazla olmamıştı ki hiçbir zaman....

NEDEN SAKAL BIRAKTI
İtiraf edeyim ki Fenerbahçe'liydim küçükken, hedefimdi insanların büyük dedikleri takımlarda oynamak. Dev sanırdım Rüştüleri, Uche'yi, Hakan Şükür'ü ... Ta ki Kral Serkan'ı ,İmparator Celil'i, Kaptan Ercan'ı gordukten sonra onları perişan ederken. Nereden bileyim İmdat Abi'nin Hakan Şükür'den kafa topları alacağını, Kenan abinin Jardel'i sahadan sileceğini... Sonra hedef değişmiş bendeki. Demişim: ''Bırak oraları, kaptanlık yap bu takıma Goz-Goz gibi, Emin gibi, Ercan gibi...'' Gaziantep maçında saha içinde Ercan abi den tokatı yiyince ögrenmişim saygıyı, büyüklere cevap vermemeyi... Sonra eskı futbolcuları okumuşum yüreğiyle oynayan, kirli sakallı, sert suratlı futbolcuları... Ondan sonra almışım Rahmetli Muzafferleri örnek de; sakallı çıkmışım her maça... Tesisten girerken bilirdim büyük Başkan İsmaıl Uyanık'ın içeride olduğunu, karşısına çıkmaya korkardık çoğu zaman, vuramazdık kapısını çagırılmadıkca.... Sonra gurur duymuşum giderken büyük paralara Krallar, İmparatorlar başka takımlara, düşünmüsüm ne önemi var? zaten Samsunspor'un altyapısı fabrika gibi , varsın gitsin kim nereye giderse, elbet çıkar yeni krallar, imparatorlar....Hep hayal etmişim; çocukluk yapıp giderken bu takımdan, dönünce kaldığım yerden devam eder her şey diye..

ÇOK ŞEYLER DEĞİŞMİŞ
Etmemiş.... Ayrı kaldığım 3 senede çok seyler değişmiş.... Yeleğini yere atanlar görmüşüm, takımdaki abisine küfür edenler, kamplara girmeyenler, yöneticisine ''Baba'' diye hitap edip sarmaş dolaş gezenler, bizden futbolcu almayın diye yalvaranlar duymuşum....Futbolcusunun kondisyon salonunda yaptıgı hareketı sayıp da hocasına sıkayet eden yöneticiler görmüşüm, idman sırasında sahanın içinde telefonla gezen yöneticiler....Kahvaltılıkları azar azar koyun; kaşarı, domatesi idareli kullanın denmıs aşcılara? Bunlardan da kar edilen takım ne kadar başarılı olur diye sormuşum kendime? Kamplara pikniğe gider gibi mi giderdik? Saçı sakalı uzun, kıyafeti farklı olan ilk fırcayı Kaptan Ercan'dan yerdi de kamp boyunca kendine gelemezdi.. Şimdi herkes kafasına göre... Halbuki spor giysileri mağazası olan yöneticilerimiz var başlarında? Aslında kaşar, domatesten edilen kar ile eşofman alınabilinirdi 30 tane (!)... Nerde kaldı o büyük hedefleri olan takımım?

BAYRAM GELMİŞ KİME NE?
Malum kulübün durumu kötü, personel maaş nedır unutmuş...O sırada dini bayramlar yaklaşmış da, tamamdır Can bari şimdi güler bizimkilerin yüzü diye sevinmişim... ama ne Ramazan da nede Kurban Bayramı'nda boynu dik gidebilmis personel evine... Eeee Can demişim kendi kendime?? Sen bu takımın büyüğüsün git konus birileriyle kaldır o personelin basını, sonra... ; ama sana sene bası: kamptaki durumuna bakalım da Samsun'a gidince paranı yazarız boş olan mukavelene demişler de efendiliğinden susmuşsun. Sanki bir sene önce 31 maçı başkası oynamış?. ...Otoriten mi kalmış takımda? Golü yemişşin daha ilk dakikada... Sonra sende düşmüşşün kendi derdine... Ama kabahat yine sende galiba Altay'dan gelirken boş mukaveleye atmışsın imzanı, halbuki transfer gelmişsin, 2 tane play-off finali oynamışsın konuşsana bütün paranı diğerleri gibi? Versene federasyona kulübü, takım can çekişirken...


ABİLERİMİZİ ÖRNEK ALDIM
Delikanlı adamız pes edecek de değildik ya? Almamışlarmıydı formanı üzerinden sene başı daha ilk kazandığımız maçtan sonra da haftalarca geri almak için susup çalışmıştın. Yöneticinin biriyle tartıştıktan sonraki hazırlık maçında, ısıtmamışlar mıydı seni kale arkasında 90 dakıka? Hayatının en ızdırap veren ısınması değil miydi o?... Halbuki lig başlamadan önce, herkes kaçınca seni koymuşlardı takımın başına. Şimdi seni istemeyenler, iş yerlerine çağırıp dil dökmüşlerdi sana bu takımda kal, bu gençlere abilik yap diye? Sen terketmemiştin gemiyi de gençlerle beraber idmanlara başlamıştın. Hadi sana yapılanlara ses çıkartmaya gücün yetmedi ama gariban personelin de işini halledemiyorsan ne işin vardı buralarda? Böyle mi yapardı örnek aldığın büyük kaptan Eminler, Ercanlar; kendileri para alırken ihtiyacı olanı da nasiplendirmezler miydi o paradan ...


KALDI MI ÖYLE DELİKANLI
Gidenlerin arkasında çok durmuşum geri dönsünler diye de kimse arkamda durmamış, benim için yazılan ceza kağıdını imzalarken...Lig bitince ceza mı olurmuş??? CEZA MAD-6: Disiplinsiz hareket , MAD-5: Şehir dışına izinsiz çıkma? Özür dilerim lig bittikten sonra izin almadım kimseden, hakettim galiba bu kadar büyük cezayı(!) ...Çıkın da desenize; Can sen Sakarya'da kırdın geçirdin ortalığı kırık kaburgayla maçta oynamak için. Al bu da iyi niyetinin bir de kırdıklarının cezası. Diyemezler... Kaldımı ki öyle delikanlı? Ne pahalıymış odamdaki tekme attığım eski tahtadan masa(!)... Ben 12 senemi vermişim bu formaya, 15 milyar nedir ki onun yanında, feda olsun Samsunsuporuma o para, hukuksal olarak itiraz da etmeyeceğim o cezaya... 2 seneymiş ömrümüz bu kadar yapılana. Yakışmadı bana ama havluyu attık galiba ringin ortasına...

BENİM PARAYLA İŞİM OLMAZ
Şimdı bana Can ; sen verilen parayı beğenmedin diyolar. Herkes de beni tanır; biz yediğimiz lokmadan kardeşimize de bırakırız. Böyle görmüşüzdür anamızdan,babamızdan... Ülkemizde 600 TL ile 4-5 kişi geçinmeye çalışan aileler varken bize sunulan milyarları beğenmemek kimin haddine? Benim 150 TL'lık kombineyi taksitle almak isteyen taraftarım varken , milyar beğenmemek kimin haddine? Beğenmedim beğenemedim; ama parayı değil...Metanetin de bir sınırı var... Ayrılmak için o kadar nedenim var ki, birazını anlatabildim sanki?... Giderken çok kişi öldürüyorum Samsunumda parmak izi bırakmadan... 2 senedir yüzünüzü güldüremedim; mahcubum, ama yine de benden yana hakkım varsa helal olsun sizlere ,sizler de hakkınızı helal etsın o bana yeter.

SAMSUN'U ÖZLEYECEĞİM
Özellikle taraftarların ve basınımızın geçen bu iki senede bana verdiği destekten dolayı çok teşekkür ediyorum, İnşallah gittiğim takımın taraftarı da benimser,sever beni sizler gibi.. Çok sevinirim; belki içinizden dua eden olur başarılı olurum diye... Özleyeceğim elbet; tribünde kanser ettiğimiz sizleri :) tonla sıkıntı çektiğim takımdaki kardeşlerimi, paramız olmasa da her zaman gülüp eğlendiğimiz personeli, masör odasındaki muhabbetlerimizi, öptüğüm armamı...haaa unutmadan birde genel kurulda rekor oyla başa gelen Samsunspor yönetimini (!)... Kader sıvadı bugün kolları, ayırdı benden sevdiğimi... İnançlı insanım, kazasını yaparım Samsunsporsuz geçen günlerimi, ŞİMDİLİK BANA MÜSADE ...Selametle....



...CAN ULUN...