10 erkekten 4'ü çılgın aşık

10 erkekten 4'ü çılgın aşık
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle gazetemize açıklamada bulunan Yerel Gündem 21 Kadın Konseyi Başkanı Av. İncilay Toraman, 2010 yılının sadece ilk 7 ayında 226 kadın öldürülürken,

722 kadının da tecavüze uğradığını söyledi. Toraman, bu vakaların çoğunun ise medyada 'çılgın aşık' olarak nitelendirildiğine işaret ederek, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu savundu

Yerel Gündem 21 Kadın Konseyi Başkanı Av. İncilay Toraman, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. Toraman, yaptığı yazılı açıklamada, şöyle konuştu: "1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilerek öldürüldüğü gün olan 25 Kasım,1981 yılında Amerika ve Karayipler'deki kadın örgütleri tarafından “Kadına Karşı Şiddete Son Günü” ilan edilmiştir. 25 Kasım 1999'da Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü”olarak kabul edilmiştir. Kadına karşı şiddet bir insan hakları ihlalidir. Ve maddi manevi bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı, çalışma hakkı da dahil olmak üzere birçok hak ihlallerini içine almaktadır. Kadına yönelik şiddet her geçen gün büyük bir artış gösteriyor. Türkiye'de her on kadından dördü şiddete uğramaktadır. 2010 yılının sadece ilk 7 ayında 226 kadın öldürülürken 722 kadın tecavüze uğramıştır. Aile içi şiddete maruz kalarak hastaneye kaldırılan kadınların sayısı ise 6423 'ü bulmuştur. Karısını, boşandığı eski eşini, istediği kişiyle evlenmeyi red eden kızını, sevgilisini, hatta arkadaşlık teklifini red eden küçük lise öğrencisi genç kızı döven, öldüren erkekler görüyoruz. Bunlar gösterdikleri şiddeti kendilerinde hak olarak görüyorlar. Bunlar medyada “çılgın aşık” cinnet geçiren eş, baba olarak yer alıyor. Yani her on erkekten şiddet uygulayan dördü deli çılgın mecnun mu? Bu kabul edilemez" dedi.

'6 BİN MAĞDUR KADIN VAR'
Kadına karşı şiddetin önlenmesi için kamuoyunda farkındalık yaratmak ve toplumsal duyarlılığın güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Av. Toraman, "4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasa dünyadaki değişimle eş zamanda kabul edilmiş ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve şiddet uygulayanın cezalandırılmasında, engellenmesinde yerini almıştır. Ancak kadına yönelik şiddetin önlenmesi için sadece yasa ve yönetmelik çıkartmak yeterli değildir. Korunma talepli dosyalar acilen ele alınmalı, darp raporu aranmaksızın ve duruşma günü verilmeksizin koruma kararı verilmelidir. Koruma kararı verecek olan makam Aile Mahkemeleri olduğundan mesai saatleri dışında, gece, hafta sonları tatil günlerinde şiddetten yargı aracılığıyla korunmak mümkün olmamaktadır. Bunun için gereken önlemler alınmalıdır. Şiddetle mücadele Devletin Uluslararası sorumluluğudur. 1990 yılından bu yana Türkiye de töre ve şiddet kıskacındaki kadınlar için kurulmuş 12 Kasım 2010 tarihi itibariyle 70 sığınma evi var. 8 tanesinin yeni kabulü yapılmıştır. Ancak 6 bin mağdur kadın olup, 70 sığınma evi çok yetersizdir. Oysa nüfusu 50 binin üzerinde olan belediyeler 5393 sayılı Belediyeler Kanununa göre kadın sığınma evi açmakla görevlidir. Bu durumda Türkiye'de 3 bin 800 sığınma evi olması gerekiyor. Biz Yerel Gündem 21 Kadın Konseyi olarak “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” de bize düşen sorumluluğu kabul ediyoruz. Ve mücadelemizin artan bir şekilde devam edeceğini bildiriyoruz" şeklinde konuştu.

Ercan ÜSLÜ