17 KİŞİ SAMSUN'DA TEDAVİ GÖRÜYOR
Afet bölgelerinden kendi imkanlarıyla akrabalarının yanına gelen 17 kişi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde tedavi altına alındı. Merkezin başhekimi Prof. Dr. Fatih Özkan, bölgeden gelen hastaların bazılarının deprem nedeniyle hafif yaralı olduğunu bazılarının da deprem öncesinden rahatsızlıkları bulunduğunu söyledi. Hastaların hiçbirinde önemli bir sağlık sorunu bulunmadığına işaret eden Özkan, "Belki ameliyat edilmeleri gerekecek ortopedik birtakım sıkıntılar var. Birkaç çocuğumuzda ayak yaralanmaları, ezilmeler var. Hepsinin tedavisi yapılıyor." dedi. Bölgeden gelecek hastalar için üniversite olarak hazırlıklı olduklarını belirten Özkan, "Buradaki en önemli hususlardan biri de fiziki yaralanmanın yanında psikolojik anlamda zedelenme var. Bunun da farkındayız. Hastanemizde psikolog ekibiyle hastalarımıza desteği sağlıyoruz. Desteklerimiz sadece fiziki ya da tıbbi anlamda değil. Psikolojik anlamda da her türlü desteği verdiğimizi söyleyebilirim." diye konuştu.
"Allah kimseye yaşatmasın yaşadıklarımızı"
Malatya'da evlerinin hasar görmesinin ardından Samsun'daki akrabalarının yanına gelen ve karaciğer rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gören Nazan Kutluer ise yaşadıklarını özetleyecek bir kelime bulamadığını, depremde çok büyük korku yaşadıklarını anlattı. Evlerindeki hasarın boyutunu bilemediklerini ama yapılsa da eve girebileceğini düşünemediğini vurgulayan Kutluer, şunları kaydetti: "Birinci depremde kendimizi dışarı attık, ikincisinde arabanın içinde, sokaktaydık. Allah kimseye yaşatmasın yaşadıklarımızı. Samsun'a üç gün sonra geldik. O üç gün boyunca arabanın içindeydik çocuklarla birlikte. Eşim hastanede çalışıyor, hastanenin bahçesindeydik. Burada kuzenlerim vardı. Sağ olsunlar, buraya davet ettiler, 'Orada kalmayın' dediler. Geldiğimizden beri hastanede yatıyorum." Nazan Kutluer'in oğlu Utku Kutluer de ilk depremin sabaha karşı olması nedeniyle çoğu kişinin olayı fark edemediğini dile getirerek, "Rüya olduğunu sanıyorsun ama ikincide gözümün önünde bina yıkıldı. Onu yaşamak daha kötü. Altında kimse kaldı mı, bilmiyorum. Zaten sonrasında başka bir yerde, açık alanda arabanın içinde durduk. Çoğu insan arabada kalıyordu." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.