9. Senfoni ile tedavi!
Medicana Çamlıca Hastanesi radyoloji uzmanı Prof. Dr. Cihangiroğlu: "Bölümümüzde yaptığımız önceki tedavilerde anladık ki bu işlemi müzik eşliğinde yaptığınız zaman, hasta daha az ağrı duyuyor. Gördük ki klasik müzik özellikle çok daha etkili oluyor" Bu kapakçıkların, kanın kalbe gidişine izin verirken, aksi yönde valf mekanizması gibi çalıştığını ve kanın geri kaçmasını engellediğini anlatan Cihangiroğlu, şu bilgileri verdi:
"Varis dediğimiz hastalıkta, kapakçıklarda bozulmalar oluyor ve kan kaçak yapıyor. Sızan kan, vücudun alt kısımlarında yavaş yavaş birikmeye, cilt altında toplardamarları genişletmeye başlıyor. İşte bu genişlemiş toplardamarlara, varis diyoruz. Genetik faktörler, mesleki nedenler veya daha önce geçirilmiş damar pıhtılaşması, varis oluşumuna yol açabiliyor. Kapakçıkların nasıl bozulduğu, mekanizmasının ne olduğu, tamamen anlaşılmış değil. Mesleki nedenlerden çok zorlanmaya bağlı olduğunu biliyoruz, ama genetik nedenleri tam anlayabilmiş değiliz. Ama ailesinde varis olan bir kadın, eğer önlem almamışsa çok büyük olasılıkla bu sorunu yaşıyor." Genç kadınların, kozmetik nedenlerle varisi fark edip şikayetçi olduklarını, büyük çoğunluğunun ise bacaklarda kasılma, ağrı, dolgunluk, kramplar ve huzursuzluk hissiyle başvurduklarını dile getiren Cihangiroğlu, "Varis, ilerleyici bir hastalıktır. Tedavi edilmezse de gittikçe ayak beslenmesini etkiler, renk değişikliklerine yol açar, ülserlere sebep olur ve iyileşmeyen yaralara kadar varır. Kangrene kadar bile gidebilir. Bir süre sonra varisler içerisinde pıhtılaşmalar oluşur, bu pıhtılaşmalar da damar tıkanıklıklarına yol açar" dedi.
Varisin, kadınlarda daha yaygın olduğunu ifade eden Cihangiroğlu, kadınlardaki hormon sirkülasyonunun, varis gelişimini hızlandırdığını, hamileliğin de etkilediğini belirtti.
TEDAVİDE FARKLI YÖNTEM
Varislerin gözle teşhis edilebileceğini anlatan Cihangiroğlu, şu bilgileri verdi: "Bizim temel yaklaşımımız, eğer varis varsa, toplardamar haritasının mutlaka doppler ultrasonografi cihazıyla çıkarılarak, yetmezlik nedeninin ortaya konmasıdır. Varisin iki tür tedavisi var. Yıllardır uygulanan cerrahi yöntem ve lazer. Cerrahi tedavide, başarı oranı düşük ve tekrar etme oranı yüksek. Lazer tedavisinde başarı oranı yüzde 95'lere yakın. Cerrahi yöntemde ameliyat izi oluyor, hasta genel anestezi alıyor ve üç gün hastanede kalmak zorunda. Oysa lazerde işlem sonrası, normal hayata hemen başlıyor. Lazerin yanında, kalan varislere de köpük tedavisi uyguluyoruz. Ultrason eşliğinde varislerin içerisine tek tek girerek köpük enjekte ediyoruz. Bu köpükler de damarları büzüştürüp kapanmalarını sağlıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.