Adnan Bahadır'ın Kaleminden
Köşe yazılarımı yazarken önce Allah’a sonra vicdanıma sonra da cüzdanıma sorarak hareket ederim. Cüzdanıma deyince bazı okurlarımın ‘sende mi brütüs’ diye düşündüklerini biliyorum ama neden böyle dediğimi açıklayınca yanlış düşündüklerini anlayacaklar. Gazeteyi kurduğum günden bugüne dek yaklaşık dört yüz civarında davam oldu. Bu davaların tamamına yakını AK Partililerle oldu, az bir kısmı da çetelerle ve mafyavari insanlarla oldu. Bu davaların konusu da eleştiri sınırını aşmak, yazı yoluyla hakaret ve buna benzer şeylerden oluşmakta. Bu davaların bir kısmını kazandım da bir kısmını da kaybettik ve yaklaşık dört yüz bin lira civarında tazminat ödedik. Şimdi yazı yazarken cebime bakıp yazıyorum. Tazminatı ödeyecek param varsa klavyeyi elime alınca içimden ne gelirse yazıyorum. Yok, param yoksa az düşündükten sonra yazıyorum. Yoksa başkaları gibi parayı aldıklarımın yalamalığını yapmak gibi bir adetim yok. Ancak bazı konularda arkadaşlarımı kollamıyorum dersem de yanlış yaparım. Elbette çok sevdiğim insanlarla ilgili yazıp çizerken önce onları arayıp konuşuyorum gereğini yapmaz iseler ondan sonra yazıyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.