Adnan Bahadır'ın Kaleminden
Siyaset konuşurken ülke gerçeklerini göz ardı edemeyiz. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum belli, seçim dönemi olmasına rağmen ekonomi çok rahat değil, esnaf perişan. Tüccar aldığı krediyi ödeyebilmek için yeniden kredi çekip krediyle kredi borcunu ödüyor. Hangi esnafla konuşsam hepsi dertli, eskiden esnaflık aranan meslek, memurluk ise elinden bir iş gelmeyenlerin yaptığı meslek iken şimdi herkes memur olmak için can atmasının nedeni de ticaretin gün geçtikçe zorlaşmasıdır. Yanında tek bir personel çalıştıran küçük çaplı bir esnafın kirası, elektriği, suyu, personel maaşı ve SSK toplamı asgari on bin liradır. Esnafın bu parayı karşılamak için en az otuz bin liralık iş yapması gerekir ki bu da günde en az bin lira ciro demektir. Bırakın günde bin lira ciro yapmayı esnafın bir kısmı siftah yapmadan dükkân kapatıyor. Hâl böyle olunca da ekmek satan büfesinden, marketine kadar herkesin aklı fikri kapağı resmi bir kuruma atmakta. Bunu da kimseye çok görmüyorum ama bu konuda Devletin bazı politikalarını doğru bulmuyorum. Örneğin köyden şehre göçün mutlaka önüne geçilmeli, eskiden köyde yaşayanların nüfusa oranı yüzde seksen iken şimdi tam tersine bir durum söz konusu, nüfusun yüzde sekseni şehirde yaşıyor...
Devamını Okumak İçin Tıklayınız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.