AK Partili Ünal: TSK, kişiye özel çalışma da yapabilir
Özel kanallarda yürütülen, kişiye özel çalışma olabilir'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' belgesi 12 Haziran 2009'da yayınlandığında Genelkurmay Harekat Başkanlığı yapan emekli Korgeneral Mehmet Eröz'ün yerine vekalet eden dönemin Genelkurmay Harekat Başkanlığı Komuta Kontrol Daire Başkanı emekli Tümgeneral Şirin Ünal tanık olarak dinlenildi.
EN KIDEMLİSİ BENDİM
Ünal, 2004'te tümgeneral olduğunu belirterek, 13 Ağustos 2008'de Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı yaptığını, 2010 Ağustos ayında da emekli olduğunu, 1,5 yıldan beri de milletvekilliği yaptığını söyledi.Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, ''12 Haziran 2009 tarihinde neler yaşandı, verdiğiniz emirler nelerdir?'' sorusu üzerine Ünal, dava konusu belge gazetede yayınlandığında, emekli Albay Dursun Çiçek'in altında çalışan davanın sanıklarından emekli albaylar Ziya İlker Göktaş ve Sedat Özüer'in yanına geldiğini anlattı. Şirin Ünal, ''Genelkurmay Harekat Başkanının altındaki en kıdemli ben olduğum için defalarca Eröz'e vekalet ettim. Çiçek yoktu. Gazetede haber çıkınca, bu iki subay geldi. 'Gazetede böyle bir şey var ancak doğru değil' dediler. Ben de 'ikinci başkana gidelim ona da anlatın' dedim. Birlikte Genelkurmay 2. Başkanına (emekli Orgeneral Hasan Iğsız) gittik. O da 'Zaten ben böyle bir emir vermedim' dedi. Benim Harekat Başkanı olarak yaptığım bu iki arkadaşı getirip götürmektir.'' diye konuştu. Daha sonra dava sanıklarından o dönem Genelkurmay Adli Müşaviri olan Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun kendisini arayarak, ''Bu konuyla ilgili askeri savcılık olarak soruşturma açtık, tanık olarak ifadenizi alacağız'' dediğini belirten Ünal, ''İfademde, ilgim olmadığını, Genelkurmay Harekat Başkanı ve 2. Başkanın daha bilgili olacağını söyledim'' dedi.Milletvekili Ünal, davada yargılanan asker sanıkların kendi dairesinde çalışmadığını anlattı. Başkan Özese, sanık avukatlarından Mahir Işıkay'ın verdiği dilekçede, ''Sedat Özüer hakkında hükümeti devirmeye yönelik çalışmalar yaptığının iddia edildiğini'' belirttiğini, bununla ilgili bir bilgisi olup olmadığını sordu.Ünal da bu tür konularla ilgili bilgisi olmadığını ifade ederek, ''Ben her zaman astlarımı politikadan uzak tutmaya çalıştım. Askerlik yeminime sadık kalmaya çalıştım'' diye konuştu.
KİŞİYE ÖZEL ÇALIŞMA
Bu durumu Mehmet Eröz'e nasıl bildirdiği sorulan Ünal, Genelkurmay Harekat Başkanlığı'na vekalet ettiği dönemlerde komutanların haklarını kullanmadığını vurgulayarak, ''Bir evrak geldiğinde komutan gelince bakması için üzerine not yazarak geri gönderirim'' dedi.Ünal, tuttuğu notları Eröz'e arz ederek çalıştığını, gizli konuları telefonla konuşmayıp yazılı verdiğini kaydetti.Şirin Ünal, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in ''TSK içinde farklı bir yapılanma olup olmadığı konusunda bilginiz var mı?'' sorusuna, ''Doğrudan bir şey söylenmedi. Dışarıdan takip ettiğim kadarıyla basında söyleniyordu'' yanıtını verdi. Ünal, Karargahevleri konusunu da basından duyduğunu anlattı.Pekgüzel'in, bu tür belgelerin askeri yazışma usulüne uygun olup olmadığı şeklindeki sorusu üzerine ise Ünal, ''TSK çalışma gelenekleri içinde her konu genelgeye uygun olmak zorunda değil. Özel kanallarda yürütülen, kişiye özel çalışma olabilir. Komutan belli subayları yetkilendirebilir. Emri veren komutan bunu şu daireye koordine edin diyebilir'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.