Akciğer nakli Türkiye'de

Akciğer nakli Türkiye'de
Türkiye'nin teknik imkanlarının, cerrahi ve tıbbi ekiplerinin, akciğer naklini yaparak hastaları takip edebilecek düzeyde olduğu belirtildi.

DAHA İYİ SONUÇLAR ALINABİLECEK
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) tarafından düzenlenen 31'inci Ulusal Solunum Kongresi'nin ikinci gününde Türkiye'de akciğer transplantasyonun dünü, bugünü ve geleceği masaya yatırıldı. Göğüs Kalp Damar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzman Doktoru Gül Dabak, diğer organ nakillerinden daha zor bir operasyon olan akciğer naklinin, aynı zamanda tüm dünyada diğer nakillere göre daha geç yapılmaya başlandığını söyledi. Dr. Dabak, “Türkiye'nin teknik imkanları, cerrahi ve tıbbi ekipleri bu zor ameliyatı gerçekleştirip hastaları takip edebilecek yeterliliktedir. Ancak donör organ temini, organın korunması, nakledilmesi, nakil adayı hastaların değerlendirilip rutin takiplerinin yapılması ve nakil sonrasında takiplerinin yapılması hususunda organizasyon ve teknik eksikler olabilmektedir. Ekipler arası iyi bir işbirliği, idari kadronun desteği ve Türkiye'nin de önemli bir sorunu olan organ bağışının artmasıyla daha iyi sonuçlar alınabilecektir” dedi.
İLK OLARAK 1963 YILINDA YAPILDI
Dünyada ilk kez 1963 yılında akciğer nakli ameliyatlarının yapılmaya başlandığını, ancak başarılı sonuçlara 1983'te ulaşılabildiğini kaydeden Dr. Dabak, “Kalp ve akciğer nakli Türkiye'de ilk olarak 1998 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Öztekin Oto tarafından yapıldı. 2008 yılına kadar 8-10 arası kalp- akciğer ve akciğer nakli operasyonları şeklinde denemeler oldu. Ancak hastalar nakilden hemen sonra hayatlarını kaybetti. İlk uzun süre yaşayan vaka 2008 yılında İzmir'de yapılan kalp- akciğer nakil hastası oldu” diye konuştu.
Dr. Gül Dabak, akciğer transplantasyonun tüm medikal ve cerrahi tedavilerin denendiği son dönem akciğer yetmezliği hastalarında uygulanabilecek en uygun tedavi seçeneği olduğunu belirterek, genellikle sigaraya bağlı olarak ortaya çıkan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH) akciğer transplantasyonun en önemli uygulama gerekçesini oluşturduğunu sözlerine ekledi.