Altıntaş, Başkanlık Sistemi Hakkında Konuştu

Altıntaş, Başkanlık Sistemi Hakkında Konuştu
AK Parti Samsun Milletvekili Aday Adayı Hakan Altıntaş, Amerikan Anayasası dünyada yürürlükte bulunan en eski yazılı anayasadır ve dünya çevresinde pek çok diğer anayasa için de model oluşturduğuna vurgu yaparak...

“Anayasa, kalıcılığını sadeliğine ve esnekliğine borçludur. Başlangıçta, Atlantik kıyısındaki 13 çok farklı eyalette yaşayan dört milyon insanın yönetimi için bir çerçeve sağlamak üzere tasarlanmış olan anayasanın temel hükümleri o kadar sağlam bir biçimde algılanmıştır ki, yalnız 27 değişiklikten geçerek, şimdi Atlantik’ten Pasifik Okyanusuna kadar yayılan daha da çok farklı 50 eyaletteki 300 milyondan fazla Amerikalının gereksinimini karşılamakta olduğunu kaydetti.

 

“KARMA REJİMLER ORTAYA ÇIKTI”

Altıntaş, 20. yüzyılda, özellikle I. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra Avrupa'da başlayan demokratikleşme dalgası, o dönemde dünyada var olan rejim tiplerinden (Başkanlık sistemi ve Parlamentarizm) farklı rejimlerin ortaya çıkmasına yol açtı. 1905'te Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığı ile başlayan bu dönem Avusturya-Macaristan ve Alman İmparatorluklarının yenilmesinden sonra ortaya çıkan yeni devletler rejim arayışı yürütmenin yasamaya karşı sorumluluğu ilkesinin benimsenmesine yol açtığını söyleyerek şöyle devam etti;  “Ancak, kralın yokluğunda devlet Başkanının nasıl belirleneceği konusunda tek model ABD'deki Başkanlık rejimiydi. Bu nedenle de hem parlamentarizmin hem de Başkanlık rejiminin özelliklerini taşıyan karma rejimler ortaya çıktı. Weimar Cumhuriyeti, Avusturya, İrlanda ve Finlandiya, Cumhurbaşkanlarının yetkileri arasında önemli farklılıklar olmakla birlikte, bugün "yarı-Başkanlık" diye adlandırılan parlamentarizmden farklı olarak, anayasal mühendislik yoluyla kuruldu. 1974 ve 1990 arasında en az 30 ülkenin demokrasiye geçmesi sonucunda, dünyadaki demokratik rejim sayısı yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Yeni demokratikleşen bu rejimlerin uzun dönemde istikrarlı olup olmayacağı ise; büyük ölçüde, demokrasiye geçen bu ülkelerin ekonomik gelişme, siyasal ve sosyal bütünleşme ile sınırlı kaynaklara ilişkin yüksek kamu talebinin karşılanması gibi sorunlarla nasıl baş edeceğine bağlı bulunmaktadır.”

ana yatırım yapacaktır.Ancak bu bizim çok da arzu ettiğimiz bir durum değildir. Çünkü geçmişte bu ülkenin özellikle yabancı okullardan çektikleri hafızalarımızda yerini korumaktadır. Bizim için gelecek nesillerin eğitilmesi önemlidir ama bu neslin yeni bir medeniyet sevdası ile yetiştirilmesi daha önemlidir” şeklinde konuştu.

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.