ATIKLARDAN KIYAFET YAPTI
Plastik şişe kapaklarından kumaşlara, çöp poşetlerinden metal kapaklara kadar atıklardan 20'ye yakın kıyafet tasarlayan Kılıç, bu kıyafetleri katıldığı çeşitli etkinliklerde sergileyerek farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Tasarladığı kıyafetlere "Son deniz kızı", "Kapak kız" gibi isimler veren Kılıç, bazı efsanelerin kahramanlarından esinlenerek "Puduhepa", "Pepuk kuşu", "Anka kuşu", "Medusa" gibi adlar da kullandı. Kılıç, moda endüstrisinin petrolden sonra dünyayı en çok kirleten ikinci endüstri olduğunu öğrendikten sonra farkındalık amacıyla atıklardan kıyafet tasarlamaya başladığını söyledi. Değişen tüketim alışkınlıkları ve ihtiyaç kavramları nedeniyle dünyaya zarar verildiğini vurgulayan Kılıç, "Farkındalık yaratacak, dikkat çeken bir proje yapmam gerektiğini düşündüğüm için bu çalışmaya başladım. Yaklaşık 3 sene oldu." dedi. Yaptığı giysilerin ütopik gelebileceğini ancak herkesin gardırobunda dokunmadığı kıyafetlerin de yaptığı eserler gibi çöp olduğunu belirten Kılıç, ihtiyaçların doğru belirlenerek tüketim alışkanlıklarının kontrol altına alınabileceğini dile getirdi. Çevreci olmasının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de kayıtsız kalmadığını aktaran Kılıç, yaklaşık 10 bin plastik kapağı tek tek dikerek, "Kapak kız" adını verdiği elbise oluşturduğuna işaret etti. Diğer toplanan kapakların geri dönüştürüldüğünü belirten Kılıç, "Atıkları geri dönüşüm tesislerine teslim ettik. Bununla yeri geldi şiddet mağduru anneler için bebek arabaları aldık, yeri geldi köy çocuklarımıza bayram harçlığı ulaştırdık." diye konuştu.
"Yok ve ihtiyaç kavramı çok değişti"
Hayatına annesinin yön verdiğini dile getiren Kılıç, şöyle devam etti: "Yaşadığımız ekonomik koşullar nedeniyle babam, topladığı atıl yünleri anneme getirirmiş. Örülmeye değer bulunmadığı için yüncülerin attığı ip parçalarını annem örerek bize kazak, pantolon haline getirirmiş. Anne ve babalarımız bu derecede kıymet bilen insanlardı. Artık, 'Benim sarı kazağım yok, mavi kazağım yok.' demeye başlıyoruz. Yok ve ihtiyaç kavramı çok değişti. Bu şekilde davranmaya devam edersek, bir sonraki nesle yaşanabilir bir dünya bırakırken zorluk yaşayacağız." Kılıç, yaptığı koleksiyonla pek çok yerden davet aldığını, son olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesince düzenlenen İklim İçin İşbirliği ve Yeşil Mutabakat Sempozyumu'na katıldığını anlatarak, "Hep birlikte bunu konuşmamız lazım. Dünyayı nasıl daha yaşanabilir halde bir sonraki nesle aktarabiliriz, önceliğimiz bu olmalı." ifadesini kullandı. Modanın her ne kadar renklerle ve desenlerle ilgili gibi görünse de bulunduğu zamanın sosyolojik olaylarından da çok etkilendiğinin altını çizen Kılıç, şunları aktardı: "Örneğin 50'li yıllara baktığınız zaman, etek boyları kısalıyor, ceketler çok maskülen ve apoletli. Dünya savaşının hemen sonrası, hammadde çok kıymetli, o yüzden etek boyları kısalıyor, ceketler ve trençkotlar çok erkeksi. Çünkü savaşa giden babalar, abiler dönmemiş. Bu yüzden onların kıyafetleri revize edilerek giyilmek zorunda. Sosyolojik altyapısı da var modanın. Bu anlamda bu yeteneğimi de kullanarak çevreci hareketi başlatmak istedim. Bulunduğumuz zamanda en büyük problem, iklim krizi. Buna neden olan şey de bizim tüketim alışkanlıklarımız. Bu açıdan modayı da kullanarak bu yüzyılın sorununun altını çizmek istedim."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.