Ben milletimin önünde takla atarım

Ben milletimin önünde takla atarım
Erzurum'da bir vatandaştan takla atmasını istemesi nedeniyle eleştirilerin hedefi olan Bakan Şahin, BDP'li vekillerin aralarındaki görüşmelerini kürsüden açıklayınca TBMM'de ortalık karıştı. Sert tartışmalar sırasında sarfedilen sözler tutanaklara olduğu

ERZURUM'da bir vatandaştan takla atmasını istemesi nedeniyle eleştirilerin hedefi olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Bayrağımın altında da takla atarım, milletimin önünde atarım” diye konuştu. TBMM Genel Kurulu'nda hakkında verilen gensorunun ön görüşmelerinde BDP ile “dinleme” tartışması yaşayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, dün “milletvekillerinin dinlendiğine ilişkin bir ifade kullanmadığını” belirtti. Önceki gün TBMM Genel Kurulu'ndaki dinleme tartışması, resmi tutanaklara şöyle yansıdı:

'KCK'NIN TÜRKÇE ADI'
Şahin: “'21 Mart'ta herkes kutlayabilir ama 18, 19, 20, 22, 23, 25 Mart'ta nevruz adında kutlamalar yapılmayacaktır' kararını millÓ güvenlik gerekçesiyle, kamu düzeni gerekçesiyle nereden aldınız?” sorusu akla gelebilir. Biz bu konuyu örgütün, yani BDP'nin sözcülüğünü yaptığı, bir parçası olduğu KCK yani Türkçe anlaşılır şekliyle, Kürtleri cebren köleleştirme örgütünün aldığı tavsiye kararları, verdiği talimatları dinleyerek öğrendik, açık söylüyorum dinleyerek öğrendik.
- Sabahat Tuncel (BDP/İstanbul): Kimden öğrendiniz Sayın Bakan açıklayın.
- Şahin: Ondan dolayı da bu tedbiri almak durumundaydık. Peki, tedbir aldık, ne oldu? Tedbir aldık, gene BDP ve uzantıları durmadılar. Arabalar yakıldı, ağaçlar yakıldı. Böyle bir nevruz kutlaması. Eğer istihbaratın gereğini yapmasaydık, bu gösterdiğimiz resimlerin yüzlercesi, binlercesi...
- Hasip Kaplan (BDP/Şırnak): Halkın üzerine saldırdınız, öldürdünüz, bu hâle soktunuz. Gestapo yöntemleri bunlar. Aynen öyle, Gestapo yöntemleri uyguladınız.

İKİ VEKİLİN KONUŞMALARI
- Şahin: Militanca meydan meydan, toplantı toplantı gezerek BDP, kanunsuz bütün bu gösterileri, bütün kışkırtmaları teşvik eden konumda oldular. İsteyerek mi oldular? Hayır, istemeden oldular. Ben biliyorum; çünkü biz nevruzla ilgili genelgeyi yayımladıktan sonra aralarında geçen bir diyalog: -İsim vermeyeceğim, milletvekilleri- “Ya iyi ki yayınladı şu genelgeyi bu Bakan. Meydan meydan, şehir şehir harap olacaktık. Bir günde bu işi halledeceğiz. Ne güzel oldu” diye konuşanlar da onlar. İstemeden gidiyorlar. Çünkü mecburlar. Çünkü özgür değiller, bir yerlere bağlılar. O yer neresi? Sayın Başbakanımızın da dediği gibi “Efendileri var ve o efendilere bellerinden iple bağlılar. Çekerler dururlar, koyuverirler gezerler. Emir alırlar yaparlar, emir alırlar dururlar. (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
- Kaplan: Aynen Gestapo gibi yaptın, Gestapo! Gestapo'dan farkınız yok gördüğün gibi. Sen oyna bakan, sen oyna! Konuşma, oyna!.. En iyi oynamak sana yakışır! Konuşunca doğru dürüst konuşamıyorsun! Sen sahtekârsın! Hem yalancısın hem sahtekârsın!

'DİNLENDİĞİNİ İTİRAF ETTİ'
- Sırrı Süreyya Önder (BDP/İstanbul): Sayın Bakan, milletvekillerinin telefonunu dinlettiğini itiraf etti. Bunun kayıtlara aynen böyle geçmesini istiyorum. Kendi ağzıyla, “2 milletvekili birbirleriyle konuşuyorlar” dedi. Şimdi, o sıradan inmeden bunun da bir hesabını versin.
- Şahin: Bir dakika bekleteceğim.
- Önder: 2 milletvekilinin konuşmasını dinlemeye utanmıyor musun!
- Sırrı Sakık (BDP/Muş): Eğer biraz onurun varsa açıklarsın şimdi!
- Adil Kurt(BDP/Hakkari): Sayın Başkan, İçişleri Bakanlığı'nca bizim hepimizin telefonlarının dinlendiğine ilişkin başka arkadaş ikrarda bulunmuştur.
- Şahin: Yalan söylüyor!

O ZAMAN KALK BİR TAKLA AT
- Kaplan: Taklacı, oynacı, zurnacı ve ne dediğini bilemez bir bakan, ustalık kabinenizin en rezil, en rezalet duruşunu gösteriyor! (Ak Parti sıralarından gürültüler)
-- Başkan: Temiz bir dil kullanacaksınız!
- Kaplan: Sayın Başkanım, bu kürsüden milletvekillerini gizlice dinlediğini ifade etti. Bu bir suçtur. Watergate skandalından büyük bir itiraftır bu. Kürsüde bu itirafı etmiştir. Böyle bir itirafta bulunan bir bakan normal demokrasilerde bir saniye bakanlık görevinde ve koltuğunda kalamaz.
- Sakık: Sen döndün, burada dedin ki: “Biz yaptığınız telefon görüşmelerinden֔ Siz hangi milletvekillerinin telefonunu dinlemişseniz, çıkıp burada açıklamıyorsanız namertsiniz ve alçaksınız siz. (BDP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Çıkıp açıklayacaksınız. Bayrağı seviyor musunuz? Tayyip Erdoğan'ı seviyor musun? Soruyorum sana: Seviyor musun?
- Şahin: Senin gibi değil.
- Sakık: Sen bütün inançları seviyor musun? Seviyorsan o zaman kalk bir takla at, kalk bir göbek at, senden kurtulalım.
- Şahin: Bayrağımın altında da takla atarım, milletimin önünde atarım ama sizin karşınızda...
- Sakık: Sen zaten taklacı bir Bakansın. Sen bu ülkeye layık değilsin. Sen bu ülkenin bir baş belasısın.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.