Boşanma Davalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Boşanma Davalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Boşanma; ölüm, cinsiyet değiştirme ve gaiplik gibi evlilik birliğini sona erdiren hallerden biridir. Ülkemizde boşanma yalnızca mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilmektedir.

 

Boşanma; ölüm, cinsiyet değiştirme ve gaiplik gibi evlilik birliğini sona erdiren hallerden biridir. Ülkemizde boşanma yalnızca mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilmektedir. Dolayısıyla taraflar anlaşmalı olarak boşanacak olsalar dahi, mutlaka mahkemeye başvurup anlaşmalı boşanma davası açmak durumundadırlar.

Boşanma, halk arasında basit bir yargı işi olarak görülmesinden dolayı çok büyük hataların yapılabildiği ve bu nedenle de muazzam maddi ve manevi hak kayıplarının yaşanabildiği davalardan birisidir. Bu nedenle “” sorusunu soran vatandaşların, kendi bildiklerinden hareketle dava açmaları ve yürütmelerinden ziyade, alanında uzman bir avukat ile görüşüp hukuki danışma ve dava temsil desteği temin etmelerinde fayda vardır.

 

Boşanma Davalarında Deliller

Boşanma davalarında ileri sürülen beyanlara ve gereklilik durumuna göre: nüfus kayıtları, mesajlaşma ekran görüntüleri, tanık, keşif, bilirkişi, yemin, hukuka uygun olarak elde edilmiş olan ses, fotoğraf veya video kayıtları, banka dökümleri, SGK kayıtları gibi bir çok farklı delilin kullanılması söz konusu olabilmektedir. Ancak bu delillerin hukuka uygunluğu son derece önemlidir. Örneğin tanık beyanı bir delildir, ancak tanıkların tanıklık yemini ederek beyan verecekleri ve yemin altında yalan beyanda bulunmaları halinde haklarında cezai işlemler yürütülebileceği unutulmamalıdır. Aynı şekilde izinsiz elde edilmiş gizli kamera görüntüleri ve ses kayıtları da bu şekilde değerlendirilebilir ve bu delillerin dosyaya sunulması halinde hukuka uygun olmamaları nedeniyle kabul edilmemelerinden başlayıp; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından ceza verilmesi dahi söz konusu olabilir. Bu nedenle ile deliller hususunda görüşülmeli ve hukuki dava stratejisi büyük bir profesyonellik ile kurgulanmalıdır.

 

Gizli Ses ve Görüntü Kayıtlarının Delil Değeri

Boşanma davalarında gizli elde edilmiş olan ses ve görüntü kayıtlarının kullanılması, belirli istisnai haller dışında mümkün olsa dahi; yukarıda saymış olduğumuz gibi çeşitli hukuki ve cezai yaptırımlar ile karşılaşılmasına sebebiyet verebilecek nitelikte bir davranış olacaktır.

Ancak bununla birlikte Yargıtay’ın hukuk ve ceza daireleri tarafından bu hususa ilişkin olarak verilmiş olan kararlar birlikte incelendiklerinde, boşanma davalarında bu tip delillerin çeşitli istisnai hallerde delil olarak kullanılabileceği ve bu durumun cezai sorumluluk doğurmayacağının kabulü gerekmektedir. Gerçekten de, kişi kendisine yönelik olup da konusu suç teşkil eden ya da bir suç kadar ağır olmasa da haksız bir davranış teşkil eden bir durumu, başka türlü ispat edemeyeceğinden mütevellit gizlice kayıt altına alabilir. Ancak bu durumda da, davaya taraf sıfatının olup olmaması önem taşımaktadır. Çünkü davaya taraf olmayan 3. bir kişiye, örneğin boşanma davasının diğer tarafı olan eşin anne veya babasına ait bir görüntü veya ses kaydının kullanılması, bu kişilerin davaya taraf olmamalarından ötürü kabul edilemez. Oldukça detay bir husus olan delil değerlemesinin avukat yardımı ile yürütülmesi riskleri minimize etmekle birlikte davanın kazanılması yönünde büyük bir imkan sağlayacaktır.

Kaynak: https://www.delilavukatlik.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.