Büyük Anadolu'da bir ilk

Büyük Anadolu'da  bir ilk
HospitalPark Grup Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Kerim Güzel ve Op. Dr. Muzaffer Al yine bir ilke daha imza atarak, uzun yıllardır mide rahatsızlığı çeken hastaya şifa oldular

Beş Yıldır yemek sonrası bulantı, kusma, kilo kaybı yaşayan ve bu sebeplerden ötürü yemek yemekten korkan Ali Şencan isimli hasta, HospitalPark Grup Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Kerim Güzel ve Op. Dr. Muzaffer Al tarafından mide, ince bağırsak ve onikiparmak bağırsağına laporoskopik yöntem ile yapılan ameliyat ile sağlığına kavuştu.
Hastanın Genel Cerrahi bölümüne başvurduğu dönemde gerekli tetkiklerin yapıldığını dile getiren Op. Dr. Kerim Güzel ve Op. Dr. Muzaffer Al , "Yapılan mide endoskopisinde onikiparmak bağırsağının birinci kısmından ikinci kısma tıkanıklık nedeniyle geçilemedi. Bu tıkanıklılık genelde geçirilmiş olan ülserlerin nedbe dokusuyla iyileşmesi sonucu olmakta beraber diğer nedenleri de mevcuttur. Pilor darlığına yol açan etkenleri şöyle özetleyebiliriz; Pilor kasının doğumsal olarak hipertro-fik (büyümüş) olması, Pilor bölgesinin iltihap nedeniyle ödemli oluşu, Pilor bölgesinin ülser sonrası nedbe dokusu ile daralması,
Erişkin kimselerde pilor kasının hipertorfik olması, Pilor bölgesinde gelişen sifilis, tüberküloz, Pilor bölgesinden kaynaklanan tümörler, Midedeki yabancı cisimlerin (bezuargibi) pilor kanalını tıkaması ve son olarak Yakıcı maddelerin pilor bölgesinde nedbeye neden olmasıdır." dedi.
Hasta kendi isteği dışında kusar
Duodenumun ilk bölümünü etkileyen nedenleri ise özetleyen Op. Dr. Kerim Güzel ve Op. Dr. Muzaffer Al, "Duodenum ülserlerinin nedbe dokusu ile iyileşmeleri, Pankreas başı kistleri, Duodenum boşluğuna uzanan anormal zarlar, Safra taşları, Duodenum tümörü. Pilor darlığının belirtileri bulantı, kusma, yemeklerden sonra mide ağrısı ve midede dolgunluk hissidir. Pilor darlığında kusma belirtisi, hastalığın dönemine göre özellik gösterir. Hastalığın ilk dönemlerinde mide kasları kasılabilme yeteneklerini korumuşlardır. Bu döneme “Kom-panse” dönem denilmektedir. Kompanse dönemde hasta kendi isteği ile kusabilir, mide ise yeterince kasılabildiğinden, güç de olsa bir bölüm besini duodenuma gönderebilir. Ancak hastalık eskidikçe, mide kasları yeterince güçlü kasılabilme yeteneklerini kaybederler. Mide adeta gevşek bir kese durumunu alır. Doudenuma gönderemediği besinler, kendi içinde birikmeye başlar. Sonuçta mide, adeta yukarı doğru taşmaya başlar, yani hasta kendi isteği dışında kusmaya başlar. Bu döneme, midenin “Dekompanse” dönemi denilmektedir." diye konuştu.
Laporoskopik yöntem kullanıldı
Hastanın tedavisinde öncelikle parsiyel tıkanıklıklarda ilaçlar olduğunu belirten Op. Dr. Kerim Güzel ve Op. Dr. Muzaffer Al, "Çoğunlukla bu vakalar ameliyat gerektirir, ameliyat yapılan tetkiklerin ardından hastalığın nedenlerine göre yapılır. Hastalığın nedeni ülser ise, ülsere yönelikte cerrahi yapılmaktadır. Cerrahi açık ve laparoskopik yöntemlerle yapılabilir. Artık günümüzde laporoskopik cerrahi yöntemler tercih edilmektedir. Hastamıza laporoskopik (kapalı) şekilde mideye giden sinirler kesilerek mide ile ince bağırsak arasına yeni ek yapıldı. Anastomoz ve safra reflüsünü azalmak için ince bağırsaklara mide anastomozundan 40 cm gerisine tekrar anastomoz yapıldı. Zor bir ameliyat olmasına rağmen, hastanemizde bu tür ameliyatları bilgi ve birikimlerimiz ile kolaylıkla gerçekleştirmekteyiz. Bu anlamda hastamızı dört gün içinde taburcu ettik. Laporoskopik tedavi hem kozmetik açıdan hem de hastanın sosyal hayata, işine erken dönmesi açısından çok önemlidir." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.