“BÜYÜK TÜRKİYE” İDEALİNE SAHİP ÇIKIYORUZ

“BÜYÜK TÜRKİYE” İDEALİNE SAHİP ÇIKIYORUZ
Memur-Sen İl Temsilcisi Nejdet GÜNEYSU "tarihsel bir süreçten geçtiğimizin bilinci ve sorumluluğuyla ülkemizde yaşananlarla ilgili görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz" dedi.

Memur-Sen İl Temsilcisi Nejdet GÜNEYSU bir basın toplantısı düzenleyerek son gelişmeleri değerlendirdi. Güneysu, "Dershanelerin dönüşümü süreciyle başlayıp, 17 Aralık'ta gerçekleştirilen kolluk operasyonuyla zirve yapan Cemaat-AK Parti tartışması, gün geçtikçe daha da derinleşmektedir. Gelişmeler, Başbakan üzerinden Türkiye'yi hedef alan küresel operasyonu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır. Aynı süreçte, Türkiye'nin yakın ve uzak geleceğini kuşatmayı hedefleyen küresel operasyona bilerek destek verenler de eylem ve tutumlarıyla destek olduklarını göremeyenler de millet nezdinde netleşmeye başlamıştır. Memur-Sen olarak “yolsuzluk yapanların da, yolsuzluk operasyonu üzerinden küresel operasyona yol verenlerin de ortaya çıkarılması” gerektiğini her fırsatta dile getirerek, nihai hedefi Türkiye olan küresel operasyonun büyümemize ve gelişmemize yönelik rahatsızlıkların tezahürü” olduğunu deklare etmiştik.Bu gün de “milletin iradesine sahip çıkma” sorumluluğumuzun gereği olarak küresel operasyona ve bu kapsamda yaşananlara 81 ilde düzenlediğimiz basın toplantısıyla bir kez daha dikkat çekiyoruz.Ülkesini seven ve korumayı görevi sayan bütün vatandaşlarımız ve kurumlarımız gibi Memur-Sen olarak yaşananları büyük bir dikkatle takip ediyor ve kullanılan dilin “Büyük Türkiye” idealine zarar verdiğini kaygıyla izliyoruz. Yaşanan tartışmalarda izlenen yol ve kullanılan yöntemler, milletin ortak iradesiyle son yıllarda elde ettiğimiz bütün kazanımları tehdit etmektedir. Memur-Sen, milletimizle birlikte bu küresel operasyona ve onun içerideki uzantılarına karşı, milletin birlikte ürettiği kazanımlara ve “Büyük Türkiye” idealine sahip çıkmaya aynı azim ve kararlılıkla devam edecektir.
Darbe dönemi yasa ve yasaklarının temizlenmesi ile yıkımlarının onarılması, eğitim ve çalışma hayatında kadına devlet eliyle şiddetin sembolü başörtüsü yasağının kaldırılması, 8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitim dayatmasına son verilmesi, ötekileştirmeye son verilip kardeşlik ikliminin tesis edilmesi, devletin milletinden milletin devletine geçilmesi dahil saymakla bitmeyecek dönüşümler milletin ve millet iradesinin eseridir. Bu dönüşümler, küresel operasyonu planlayanların ve destekçilerinin gözünü korkutmakta, farkında olmadan destek verenlerce göz ardı edilmektedir. Çözüm sürecinde kat edilen mesafe başta olmak üzere ülkenin bütününü kaplayan ümit, ince bir mühendislikle baltalanmaktadır. İcraatlarıyla darbe dönemlerinin yağmasına son veren Ak Parti hükümetleri, ekonomideki tekelleşmeyi, baronluk sistemini ve yoksulluğu bitirme çabalarıyla kamuoyu tarafından takdirle karşılanmıştır. Büyüyen ve gelişen Türkiye, bölge ülkelerine ve dünya mazlumlarına verdiği destekle bölgesel lider ve küresel aktör olma yolundaki kritik eşiği aşmıştır. Korkularından, kaygılarından, kavgalarından ve kamplaşmalarından kurtulan Türkiye, küresel rekabetin kirli paydaşlarında kaygı ve korku üretmiştir. Yaşadıklarımız, bu kaygı ve korkuların gidermeyi hedefleyen küresel operasyona yön veren senaryonun farklı sahneleridir. Bugün gelinen nokta itibarıyla, gerçekten de “Büyük ve Lider Türkiye” idealini gerçekleştirmeye dönük icraatlarla bağdaşmayan yolsuzluk iddiaları toplum tarafından şaşkınlıkla izlenmektedir. Hükümetten beklentimiz; “3 Y ile mücadele” sloganıyla startını verdiği “Büyük Türkiye” yolculuğu adına, mensubiyetine ve mevkilerine bakmaksızın yolsuzluk iddialarına adı karışanların üzerine gitmesi ve kamuoyunu tatmin edecek bütün adımları içtenlikle atarak, adaletin yerini bulmasını sağlamasıdır. Siyasi iktidar, bu çerçevede varsa milletin malına kast etmiş ve yolsuzluğa bulaşmış olanları ayıklamalı, yolsuzlukla mücadele kavramına sığınarak milli irade üzerinde kalıcı vesayet kurma hesaplarının faillerini de bu vesileyle ortaya çıkarmalıdır. İçinde bulunduğumuz süreç, sivil toplum kuruluşları, gönüllü teşekküller, cemaatler ve mensuplarının istedikleri partiyi destekleme, parti kurarak siyasette var olmalarının tabii hakları olduğunu herkese hatırlatmayı gerektiriyor. Şüphesiz millet iradesinin temsiline talip olmak bütün demokrasilerde meşrudur. Ancak, sivil örgütler, cemaatler ve mensupları da, bu yolu tercih etmeden milli iradeyi teslim almaya çalışmanın, demokratik hukuk devleti anlayışını benimseyen bütün sistemlerde gayri meşru olduğunu ve ortak bir tavırla engelleneceğini unutmamalıdır.
Sonuç olarak; “Cemaat-AK Parti” tartışmasını fırsat bilen ve bunun arkasına gizlenen küresel operasyon, kurulmasına ramak kalan toplumsal bütünleşmeye zarar vermekte ve yeni kutuplaşmalara da zemin hazırlamaktadır. Unutulmamalıdır ki, bu ülkeyi kutuplara ve kamplara bölmek için harekete geçirilen potansiyel, milli iradeyi ve kardeşlik iklimini hâkim kılmak isteyen medeniyet değerlerine bağlı kitleler tarafından devre dışı bırakılacaktır. Mısır'da seçilmiş iktidara yapılan darbenin Türkiye'de de başarılacağını sanmak, milletine yıllardır hizmet eden Başbakanımız üzerinden ülkemize küresel operasyon yapmaya kalkışmak gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayale kapılmaktır.
Gün, “Büyük ve Güçlü Türkiye” ideali için yeniden kucaklaşma günüdür. Memur-Sen ailesi olarak, bu yolda bütün gücümüzle mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz. Tarih boyunca ferasetiyle hakkın ve hakikatin yanında yer almış olan milletimizin, kendisini ve ülkesini hedef alan küresel operasyonu bozguna uğratarak üzerine düşen görevi yine yerine getireceğine inanıyoruz" dedi.





HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.