Çocukların sinsi düşmanı: Televizyon!
Liseyi bitirene kadar bir öğrencinin televizyon karşısında yaklaşık 18 bin saat vakit geçirdiği, bu durumun çocukların kalp hastalıkları, diyabet ve kansere yakalanma riskini arttırdığı belirtildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, vücuttaki yağ miktarının artışı olarak tanımlanan obezitenin 1970'lerden sonra tüm dünyada salgın haline geldiğini belirterek, 2008'de 199 ülkede yapılmış bir çalışmanın sonuçlarına göre dünyada 1,5 milyar fazla kilolu, 502 milyon obez erişkin ve 170 milyon kilolu veya obez 18 yaş altı çocuk bulunduğunu ifade etti.
Kişinin vücut büyüklüğüne göre enerji harcamasının 18 yaşında iken 6 yaşındakine göre yarı yarıya azaldığını ifade eden Yıldız, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde her 4 çocuktan 1'inin günde 4 saatten fazla televizyon izlediğini, liseyi bitirene kadar bir öğrencinin okulda geçirdiği zaman 12 bin saat iken televizyon karşısında geçirdiği zamanın 15-18 bin saati bulduğuna dikkati çekti. Bu durumun sosyal ağların yaşamımıza girmesiyle daha da çeşitlenerek arttığına vurgu yapan Yıldız, ''Aileler bu durumu mutlaka göz önünde bulundurmalı. Hareketsiz yaşam çocuklarımızın geleceğini tehdit ediyor. İleride kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, obezite, anksiyete, depresyon, bazı kanser türleri, toplardamar tıkanıklığı ve kemik erimesine yakalanma riskleri artıyor'' diye konuştu.
MODERN ZAMANIN GETİRDİKLERİ HAREKETLİ YAŞAMI AZALTIYOR
Fiziksel aktivite düzeyinin, bireysel olarak yaş ve cinsiyete bağlı bazı değişiklikler arz ettiğine dikkati çeken Yıldız, ''Gençler ve kadınlar daha aktif yaşama sahiptir. Sosyal ve fiziksel çevre faktörleri arasında aile ve arkadaşların hareketli olması, çevre, şehir, bina planlaması ve işteki faaliyetler bazı insanların daha aktif olmasında önemlidir. Ancak modern zamanların getirdikleri bu hareketli yaşamları azaltıyor. Çocuklar ve gençler de bunlardan en fazla etkilenen kesim'' diye konuştu. Çocukların aerobik, kas güçlendirici ve kemik güçlendirici olmak üzere üç grup hareket yapmalarının önerildiğine dikkati çeken Yıldız, her üç grup aktivitenin de haftanın en az üç günü ve günde bir saat ve üzerinde olması gerektiğini vurguladı. Aerobik aktiviteye koşu, kas güçlendirici aktiviteye jimnastik, kemik güçlendirici aktiviteye ise ip atlamanın örnek verilebileceğini söyleyen Yıldız, küçük çocukların oyun parkında veya okullarda oyun oynarken günlük gerekli hareketi çoğunlukla sağladıklarını buna karşılık büyük çocukların ve adolesan çağdaki çocukların özellikle takım oyunlarına teşvik edilmesinin gerektiğini belirtti.
ÇOCUKLARIN HAREKETLİ YAŞAMI İÇİN AİLELERE ÖNERİLER
Çocukların fiziksel aktivite için tutum ve davranışlarının gelişmesinde ailenin rolü çok önemli olduğunu altını çizen Yıldız, ''Aileler çocuklarını yaşlarına uygun, kolay, eğlenceli ve çeşitli fiziksel aktivite tipleri için teşvik edebilirler'' dedi. Yıldız, çocukların daha hareketli bir yaşam sürmesinin önemine dikkati çekerek ailelere şu önerilerde bulundu:
-Ebeveynler, aktif ve hareketli bir yaşamla, çocuklarına rol model olmalı
-Fiziksel aktivite ailenin günlük yaşamının doğal bir parçası haline getirilmeli, çocuklarla aile yürüyüşleri yapılmalı ve aktif oyunlar oynanmalı
-Çocuklara fiziksel aktiviteyi teşvik eden oyuncak ve aletler sağlanmalı (top, bisiklet, kaykay gibi)
-Aile gezilerinde çocukların fiziksel olarak aktif olabilecekleri yerler tercih edilmeli
-Fiziksel aktivite çocuk için eğlenceli hale getirilmeli.
-Özellikle akşam yemeğinden sonra çocuklar, televizyon izlemek yerine kendisi, ailesi veya arkadaşlarıyla keyif alabileceği yürümek ya da bisiklete binmek gibi aktivitelere özendirilmeli
-Çocuklar, hoşlandıkları bireysel veya takım sporlarına yönlendirilmeli
-Tüm fiziksel aktivitelerde gerekli güvenlik tedbirleri alınmalı (örneğin paten kayarken kask ve diz koruyucu kullanılması)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.