Çözüm kendi insanımızda
Samsun TSO Başkanı Adnan Sakoğlu, Hükümetin ekonomik krizin etkilerini asgariye indirmek için aradığı paranın adresini gösterdi. Yurt dışında yaşayan Türklerin mevduatlarını kendi ülkelerinde değerlendirmesini isteyen Sakoğlu, "Dışarıdan para aramak yerine kendi milletimizin yabancı bankalarda olan mevduatlarını Türkiye'ye çekelim" dedi
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Adnan Sakoğlu, ekonomik krizin etkilerini azaltmak adına alınması gereken önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Sakoğlu, Türkiye'de bankacılık sektörünün gücünün artırılması gerektiğini belirtirken, yurt dışında yaşayan Türklerin mevduatlarının Türkiye'ye çekilmesinin de krize karşı alınabilecek bir tedbir olduğunu söyledi.
BİZ KRİZİN ŞAMARINI YEDİK
Türkiye'nin 1990'dan 2001'e kadar yaşamış olduğu ekonomik krizlerin, bankacılık sektörünü güçlendirdiğini ifade eden Sakoğlu, Türkiye'deki bankaların dünyanın en güçlü bankaları olduğunu savundu. Sakoğlu, bankacılığın disipline edildiğini ifade ederek, "1990 ve 2000'li yıllarda bankacılık sektöründeki çöküş ve kayıplar sonrasında yaşanan dönem, bankacılık sektörünün disipline edilmesine neden olmuştur. Disiplin, bizi riskten arındıran en önemli faktörlerden birisidir. Bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki, ABD'de, Uzakdoğu ve Ortadoğu'da bankacılık sektörünün en düzgün olduğu ülke Türkiye'dir. Çünkü 1990'da biz o şamarı yedik. Bugüne geldiğimizde bankacılık sektörümüz çok sağlam ve sürekli kontrol altında."
KREDİ KANALLARI İŞLEV KAZANMALI
Türkiye'de yaşanan krizin içerisinde bankacılık sektöründeki mevcut durumların olumlu olduğunu vurgulayan Sakoğlu, yine de alınması gereken bir dizi tedbirin olduğunu kaydetti. Sakoğlu, "Mali sistemde denetim ve gözetim, krizlerin ardından gözetildi. BDDK, Merkez Bankası ve kurumsal yapılar saygınlık kazandı. siyasetin üzerinde kaldı. İradesi tesir edemedi. Bunların hepsi, Türkiye'nin kriz noktasında olumlu tablolarından bir kaç tanesidir. Önemlidir. Bundan sonra, ilk önce kredi kanalları mutlaka işlemeli. Ticaretin, üretimin olabilmesi için para sirkülasyonu devam etmeli. Bu insan vücuduna benziyor. Eğer kan dolaşımı sürekli olmazsa, sağlanmazsa, insan vücudu iflas eder. İşte iş ortamının da hareket kazanması, canlı olabilmesi için kredi kanallarının mutlaka işlev kazanması gerekli" dedi.
SEÇİMLER EKONOMİYE YÜK OLACAK
Bankaların mevcut sıkıntılarının çözülmesi gerektiğinin de altını çizen Sakoğlu, "Hükümet, mevduat güvencesini derhal çıkarmalıdır. Parlamentoda kabul edilen ama hükümet tarafından hala açıklanmayan mevduat süresi ortaya konulmalıdır. Bankaların güçlendirilmesi gerekiyor. Mevcut sıkıntılar var. Bunun için bankacılık sektöründe sendikasyon kredisi noktasında borcu olan bankalara icraatına, yönetimine girmemek kaydıyla hazine destek vermeli. Yurt dışı kredilerinin devamı sağlanmalı. Burada da ekonomik kriz içindeki ülkeleri kastetmiyorum. Türkiye'nin geçmiş sürece bakılırsa Körfez ülkeleri ile ilişkileri çok iyiydi, sıcak para burada. Bu kanallar işlevlik kazandırılarak, dış kredi sağlama noktasında bazı kapılar aranmalı. IMF anlaşması hemen yapılmalı. IMF ile anlaşma sağlanamamasının nedenleri önümüzdeki günlerde Türkiye gündemine gelecek olan yerel seçimlerdir. Seçimler ekonomimize büyük yük olacaktır. Bu da yarın öbür gün bizim sırtımıza yük olacaktır" diye konuştu.
KÖRFEZ SERMAYESİNİ ÇEKMELİYİZ
Sakoğlu, ekonomik krizin Türkiye'deki etkisini asgariye indirmek adına hükümetin aramaya çalıştığı mali kaynakların "uzaklarda" olmadığını da sözlerine ekleyerek, " Finans noktasındaki sıkıntılar ortadan kaldırılmalı. Bunun için de Merkez Bankası biraz daha esnek olmalı. Körfez sermayesini çekmek için bazı yasal ve ekonomik tedbirler alınmalı. Hükümetin gündeminde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tasarruflarını Türkiye'ye döndürmek için bir program olmalı. Radikal ve özel tedbirler alınmalı. Dışarıdan para aramak yerine kendi milletimizin, Türk'ün dışarıdaki bankalarda olan mevduatları Türkiye'ye çekilmeli" dedi. Sakoğlu, yurt dışındaki Türklerin paralarını Türkiye'de ekonomi içerisinde seyretmesi halinde olumlu gelişmelerin yaşanacağını ifade etti.
Miraç ÖZTÜRK