"Da vinci"nin Şifresi Robotik Cerrahide de Çözüldü!?
Son yıllarda ameliyatlarda doktorun en büyük yardımcısı olarak kabul edilen da Vinci Robotik Cerrahi sistemi iyileşme süresini kısaltmasının yanı sıra aynı zamanda hastalara kozmetik açıdan da avantaj sağlıyor. Cerrahi konsol başındaki doktorun kumanda etmesiyle ameliyatları kolaylaştıran robotik cerrahi sistemi, 3 boyutlu yüksek görüntü kalitesi ve hareket serbestliği sayesinde çok dar ve derin bölgelerdeki cerrahi müdahalelerde hem iz bırakmaması hem de iyileşme süresi açısından üstünlük sağlıyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Doç. Dr. Rana Karayalçın ve Dr. Sarp Özcan, robotik cerrahinin avantajlarını anlattılar.
“Hamile kalamayan hastalar tüplerin açılması ile bebek sahibi olabiliyor”
Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi, tüplerinin ucundaki tıkanıklıktan dolayı bebek sahibi olamayan hastalar için de umut vadediyor. Bu yöntemle hassas hareketler daha kolay yapılabildiği için, tüp tıkanıklığı nedeniyle hamile kalamayan hastalar tüplerin açılması ile operasyondan sonra bebek sahibi olabiliyor. Bunun yanı sıra daha önce bebek istemedikleri için tüplerini bağlatan hastalarda da bağlı bölge çıkarılıp, tüplerin kalanı birleştirilerek yeniden bebek sahibi olabilmenin yolu açılıyor.
“Rahim alma ameliyatlarında fark yaratıyor”
Robotik cerrahi ile rahim alma ameliyatları açık ve laparoskopik cerrahiyle kıyaslandığında hem daha kısa sürüyor hem de görüntüyü büyütme özelliği sayesinde daha kolay, güvenilir ve daha az komplikasyon riskiyle yapılıyor. Rahim, vajende bulunan bölgeden kesilip vajinal yoldan çıkarılarak alınıyor. Böylece estetik açıdan daha iyi bir görünüm sağlanıyor. Ayrıca kullanılan aletler sayesinde kanama daha az oluyor. Hastaya sonda takılmıyor, ağrı duymuyor. Açık cerrahide iyileşme süresi altı hafta iken, robotik cerrahi ile yapılan rahim alma ameliyatlarında hasta ertesi gün taburcu ediliyor. İstenildiği takdirde günübirlik ameliyat yapılabileceğini de belirten Dr. Sarp Özcan, ameliyattan sonra hastanın yemek yiyebileceğini, ayağa kalkıp yürüyebileceğini ve ortalama bir hafta sonra günlük hayatına dönebileceğini belirtiyor.
”Çikolata kisti tedavisinde tercih sebebi”
Doğurganlık çağındaki kadınlarda çikolata kistlerinin önemli bir problem olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Rana Karayalçın, “Çikolata kisti operasyonları sonrası doğurganlığın daha az etkilenmesi için cerrahi işlemin büyük bir özenle gerçekleştirilmesi gerekiyor. Robotik cerrahide kist duvarı ve yumurtalık dokusu birbirinden net bir şekilde ayrıldığı için, yumurtalık dokusuna zarar vermeden işlem tamamlanabiliyor. Robotik cerrahinin açık cerrahiye karşı sağladığı bir diğer üstünlük ise ameliyat sonrasında karın içindeki yapışıklıkların daha az olması” diyor.
”Ameliyat izi bırakılmıyor”
Son yıllarda, vücuttaki doğal delikler kullanılarak ameliyatların izsiz yapılması için çalışmalar devam ediyor. Göbek deliğinden rahim alma ya da kadınlarda vajinadan safra kesesi çıkarma gibi, iz bırakmadan yapılmak istenen ameliyatlar robotik cerrahiyle kolayca gerçekleştirilebiliyor. Bu sayede estetik açıdan da yüz güldürücü sonuçlar alınıyor.
“Miyom ameliyatlarını kolaylaştırıyor”
Üreme çağındaki kadınlarda görülen miyomlar, açık cerrahi ile alındığında kesinin daha fazla, iyileşme süresinin ise uzun olduğunu belirten Doç. Dr. Rana Karayalçın, “Miyomektomi (miyom alma ameliyatı) laparoskopik yöntemle yapıldığında kesi, açık cerrahiye göre daha küçük oluyor. Her dört kadından birinde görülen miyomların çıkarıldığı bölgenin çok iyi dikilmesi gerekiyor. Robotik cerrahide miyomun çıkarıldığı bölgeyi iki-üç kat daha güvenli dikerek rahmin yırtılma olasılığı en aza düşürülüyor. Böylece hasta isterse tekrar hamile kalabiliyor. Ayrıca 15-16 haftanın üzerinde olan gebeliklerde 300-400 gram ağırlığındaki miyomektomiler robotik cerrahi ile daha kolay ve güvenli yapılıyor” diyor.
”Cerrahın en büyük yardımcısı”
En tecrübeli cerrahlar dahi zaman zaman el titremesi gibi ameliyatın gidişatını etkileyebilen olumsuzluklarla karşılaşabiliyor. Doç. Dr. Karayalçın, robotik cerrahinin titremeyi önleyici özelliğini şu sözlerle ifade ediyor: “Cerrahi aletlerin uçları kendi eksenleri etrafında 540 derece dönüyor ve insan elinin bilek hareketlerini taklit edebiliyor. Bu aletler çok dar ve derin bölgelerde, yapılamayan cerrahi müdahaleleri mümkün kılıp kolaylaştırmanın yanı sıra cerrahın kontrolü dışında çalışmıyor ve çalışmadığı gibi operasyon anında olası el titremesini de önlüyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.