Demokratik Açılım kitapçığı hazır
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Merkezi 'Sorularıyla ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adlı kitapçıkları il başkanlıklarına yolladı.
Demokratik Açılım sürecinin halka daha iyi anlatılması için mahalle ve köylerde 'Açılım timleri' kuran hükümet, şimdi de kitapçıklarla çalışmasını desteklemeye başladı. AK Parti Genel Merkezi tarafından hazırlanan "Sorularıyla ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" kitapçığı tüm il başkanlıklarına gönderildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Atakum İlçe Başkanı Avukat Hüseyin Dereli, 'Sorularıyla ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adındaki açılım kitapçığının tüm teşkilatlarına dağıtıldığını belirterek, "Artık kitapçık elimizde, kitapçıktaki bilgileri köy köy, mahalle mahalle gezerek halka anlatacağız" dedi.
SORU VE CEVAPLARIYLA DEMOKRATİK AÇILIM
Demokratik Açılım'ın anlatıldığı kitapçık 133 sayfadan oluşuyor ve 30 soruda açılımla ilgili sorulara yanıtlar veriliyor. Kitapçığın dikkat çeken sorularının en başında, "Demokratik Açılım süreci dışarından dayatılan bir proje midir?" sorusu geliyor. Sorunun yanıtında ise şu ifadeler yer alıyor: "Bu iddianın sahipleri, Türkiye'nin kendi meselelerini kendi gücü ve iradesiyle çözemeyeceğine inananlardır. Ak Parti hükümetlerinin etkin ve etkili dış politikası sayesinde terör örgütünün kurmuş olduğu yurt dışı bağlantıları bu etkin diplomasi ile çok önemli ölçüde kesilmiştir. Avrupa ülkelerinin bazıları geçmişte terör örgütüne sempatiyle bakarken, hükümetimizin çabaları sayesinde terör örgütünün yalnızlaştırılması sağlanmıştır. Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere PKK neredeyse tüm dünyada bir terör örgütü olarak ilan edilmiştir"
İşte kitaptaki haliyle özet olarak Demokratik Açılım:
1. Demokratik açılım süreci nedir? Hangi amaca hizmet etmektedir?
-Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, ülkemizin ilerlemesini, kalkınmasını, büyümesini, ulusal ve uluslararası itibarını yükseltmesini, milletimizin refah ve huzurunun artmasını, kardeşliğimizin pekişmesini engelleyen her sorun alanını çözüm yoluna koymayı hedefliyor. Başta terör meselesi olmak üzere tüm etnik grupların, mezhep gruplarının meselelerini ve ekonomik sorunları ele almayı, bu sorun alanlarında iyileştirmeler yapmayı ve sorunları en aza indirmeyi gaye ediniyor.
2. Demokratik açılım sürecinde, Türkiye'nin milleti ve devleti ile bölünmez bütünlüğü tartışma konusu mudur? Üniter devlet yapımız zedelenir mi?
- Hayır, Türkiye Cumhuriyeti, milleti ve devleti ile bölünmez bir bütündür ve böyle kalacaktır. Demokratik açılım sürecinde bundan taviz verileceği sadece kara bir propagandadan ibarettir. Üniter yapımız etrafında bir tartışma ya da 'tek devlet, tek millet, tek vatan' prensibinden taviz verilmesi asla söz konusu değildir.
3. Türkçenin dışındaki dillerde eğitim yapılması söz konusu olacak mıdır? Devletimizin değişmez niteliklerinden taviz veriliyor mu?
- Türkçe resmi dilimizdir ve öyle olmaya da devam edecektir. 'Resmi dil' ile 'anadil' kavramları karıştırılmamalıdır. Resmi dil konusunda bir değişiklik gündemde hiç olmadı, olmayacaktır. Ancak insanların anadillerini öğrenmeleri, öğretmeleri, konuşmaları, müzik yapmaları veya dinlemeleri, farklı dil ve lehçelerde devlet veya özel sektör tarafından radyo ve televizyon yayınları yapılmasının önündeki tüm engeller kaldırılmaktadır. Türkçe aynı zamanda eğitim dilidir ve öyle kalacaktır.
4. Demokratik açılım süreci niçin 'Kürt Açılımı', 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' gibi farklı isimlerle nitelendirilmektedir?
- Demokratikleşme sürecinde en ağır sorun alanı terör ve Kürt meselesi olduğu için başlangıçta basın yayın kuruluşları, yapılan çalışmaları 'Kürt Sorunu' olarak nitelediler. Süreç, sadece Kürt meselesi gibi kavramlara indirgenemeyecek kadar geniştir. Nitekim süreçte Alevi vatandaşlarımızın, azınlık gruplarının sorunları, hatta başta işsizlik olmak üzere ülkemizdeki ekonomik meselelerin çözüm yoluna konulması, minimize edilmesi hedeflenmiştir.
TERÖR BİTECEK Mİ?
5. Demokratik açılımla terör bitirilecek mi? Artık gözyaşları dinecek mi?
- Yıllardır terörle mücadele eden güvenlik güçleri ve işin uzmanları, sadece askeri ve polisiye tedbirlerle terörün üstesinden gelinemeyeceğini ifade etmişlerdir. Dünyadaki tecrübeler de bunu göstermektedir. Terörle mücadele etmenin ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik, sosyolojik boyutları vardır. Maalesef geçmiş hükümetler, çoğunlukla meseleyi sadece güvenlik sorunu olarak görmüşlerdir. Terörü besleyen ortamın yok edilmesi, terörün istismar ettiği sorun alanlarını çözüme kavuşturmak, terörizme mücadelenin de olmazsa olmaz gereklerindendir.
6. Ak Parti 7 yıldır iktidardadır. Genel olarak demokratikleşme ile ilgili birçok şey yapıldı. Peki, Doğu ve Güneydoğu ile ilgili niçin her şey 7 yıl sonrasına bırakıldı? Niçin şimdi?
- Aksine son 7 yıldır, Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan halkımızın hayat standartlarını yükseltmek, ülke genelinde olduğu gibi bireysel hak ve özgürlüklerin kapsamını genişletmek için ekonomik, sosyal ve kültürel birçok gelişme kaydedildi.
7. Ak Parti'nin programında, Türkiye'nin refah ve mutluluğu kapsamında Doğu ve Güneydoğu ile ilgili neler vaat edilmektedir?
- Bölge halkının mutluluğu, refahı, hak ve özgürlüklerinin gözetileceği, farklılıkların zenginlik kabul edileceği, Türkçenin dışındaki dillerde yayın dahil kültürel faaliyetlerin yapılabileceği, başta OHAL olmak üzere halkı rahatsız eden uygulamaların kaldırılacağı, terör ve terörle mücadele esnasında zarar gören vatandaşların mağduriyetlerinin giderileceği, terörle baskının karşılıklı olarak birbirinden beslendiği gerçeğinden hareketle baskıların ortadan kaldırılacağı vaat edilmiştir.
8. Ak Parti programında konuyla ilgili hangi duyarlılıklar dile getirilmiştir?
- Ak Parti programında, 'tek devlet, tek millet, tek vatan ve tek bayrak' prensibi ile özetlenebilecek birçok vurgu mevcuttur. Asayiş mantığına dayalı, bürokratik otoriter devlet anlayışından, uzun vadede sorunların derinleştiği gerçeğinden hareketle kaçınılacağı, çözümlerin hukuk devleti içerisinde aranacağı, farklılıkların tanınıp zenginlik kabul edilirken, ortak paydaların arka plana atılmasının söz konusu olamayacağı, Ak Parti programında çok net ifadelerle kayıt altına alınmıştır.
9. Teröre harcanan 300 milyar dolar teröre harcanmasaydı bu para ile neler yapılabilirdi?
- Bu para ile 15 bin adet 24 derslikli okul, 900 adet 400 yataklı tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanesi, 150 adet boğaz köprüsü, 120 adet Atatürk Barajı veya 450 bin kilometre duble yol yapılabilirdi.
10. Yaklaşık 30 yıldır devam eden terör ve çatışma ortamının Türkiye'ye olan dolaylı maddi zararları nelerdir?
- Kırsalda boşalan yerleşim birimlerindeki milyonlarca hektar mera, tarım arazisi atıl olarak kendi haline terk edilmiştir. Yayla yasaklarından dolayı özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki küçükbaş hayvan varlığı neredeyse dörtte birlik bir orana düşmüş, bu durum ülkede et ve et ürünlerinin fiyatlarının astronomik olarak artışını tetiklemiştir.
11. Demokratik açılım sürecinin dış yansımaları nasıl olacaktır?
- Evin içi evin dışından önce gelir. Meseleye bu açıdan baktığımız zaman iç barışımız, aynı zamanda küresel ölçekte söz sahibi olmamızın da çok önemli bir destekleyici unsurudur.
SÜREÇ DIŞARDAN MI DAYATILIYOR?
12. Demokratik açılım dışarıdan dayatılan bir proje midir?
-Bu iddianın sahipleri, Türkiye'nin kendi meselelerini kendi gücü ve iradesiyle çözemeyeceğine inananlardır. Bu proje her yönüyle yerli ve milli bir projedir. Milletimiz kendi meselelerini çözebilecek kudrette ve dirayettedir. Siyasi olarak hükümetimizin bu kudret ve dirayete öncülük etmektedir.
13. Demokratik açılım süreci teröre ve terör örgütüne verilen bir taviz midir?
-Ak Parti hükümeti, hiçbir illegal yapı ya da oluşuma asla taviz vermez. Milletin istifadesinde olmayan hiçbir konuda Ak Parti hükümeti adım atmaz. Demokratikleşme alanında atılan adımlar asla ve asla taviz değil, vatandaşlarımıza en tabii ve doğuştan gelen, insan olmaktan kaynaklanan haklarının teslimidir.
14. Bu sürecin muhatabı kimdir? Terör örgütünün muhatap alınması söz konusu mudur?
-Bu sürecin muhatabı 72 milyon vatandaşımız, tüm halkımızdır. Hükümetimiz çözüm konusunda söyleyecek sözü olan tüm siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, bilim adamlarının, medya mensuplarının ve kanaat önderlerinin kapısını çalmış ve çok önemli destekler almıştır. Ne var ki başta CHP ve MHP olmak üzere bazı siyasi partiler yangına benzin taşımayı tercih etmişlerdir.
ÖCALAN KONUSU
15. Terör Örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın affedilmesi veya yeniden yargılanması söz konusu mudur?
-Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan Abdullah Öcalan'ın affedilmesi veya yeniden yargılanması kesinlikle söz konusu değildir ve olamaz. Böyle bir sürecin hukuki olarak gerçekleşmesi de mümkün değildir.
16. Şehitlerimizin kanları boşuna mı aktı? Boşuna mı evlatlarımızı şehit verdik?
-Bugün ki birlik ve beraberliğimizi şehitlerimizin ve gazilerimizin varlığına borçluyuz. Eğer bu ülkede terör örgütünün çabalarına rağmen bir Türk-Kürt çatışması olmamışsa, bugün üniter bir devlet olarak dünyada saygın bir noktadaysak, bu konuda şehitlerimize ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Şehitlerimizin ruhu, ülkede daha faza şehit verilmesiyle, daha fazla ölüm yaşanmasıyla, daha fazla ocağa ateş düşmesiyle değil; tam tersine ülkenin huzura, istikrar ve güvenliğe kavuşmasıyla, ölümlerin, acının, gözyaşının durmasıyla şad olacaktır.
17. Demokratik Açılım Süreci'ne rağmen terör devam ederse ne olacak?
-Terörle mücadele eksiksiz bir şekilde ve tam bir kararlılıkla devam edecek ama eş zamanlı olarak terörü doğuran, besleyen ve terör için istismar zemini olan ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik ve diğer nedenler de ortadan kaldırılacaktır.
18. Geçmişte CHP tarafından 'Doğu veya Güneydoğu Sorunu' veya 'Kürt Sorunu' başlıklarıyla raporlar hazırlanmış veya hazırlatılmıştır. CHP bu sürece neden karşı çıkmaktadır?
-Bugün CHP liderinin Ak Parti'yi çok ciddi bir üslupla eleştirdiği birçok konu, bu CHP raporlarında yer almış, savunulmuştur. Örneğin Ak Parti herkesin ana dilini konuşması, ana dilini öğrenmesi, ana dilinde yayın yapması gibi en insani hakları savunurken, CHP lideri bunları 'bölücülük' olarak suçlamaktadır. Oysa kendi hazırladıkları raporda, 'özel okullarda ana dilde eğitim hakkı' dahi bulunmaktadır. CHP çok açık bir tutarsızlık sergilemektedir.
MUHALEFET NEDEN SERT TEPKİ GÖSTERİYOR?
19. MHP'nin Demokratik Açılım Süreci'ne aşırı tepki vermesinin sebebi nedir?
-Geçmiş seçimlerin gerçekleştirildiği koşullar ile sonuçlarını sosyolojik bir tahlile tabi tuttuğumuzda terörün artış gösterdiği dönemlerde MHP'nin oylarında bir artışın meydana geldiği görülmüştür. Türk siyasi tarihinde ciddi bir varlık gösteremeyen MHP, Doğu ve Güneydoğu'daki terörün 90'lı yıllarda iyice tırmanmasıyla 1999 seçimlerinde tarihindeki en yüksek oy oranına ulaşmıştır. MHP ve CHP'nin 'birlik ve beraberlik söylemi' görünüşte olumlu görülse de bu iki parti de fiiliyatta inkârcı ve ayrımcı politikalara sahiptir.
20. Bu sürecin Ak Parti tarafından başlatılmasının önemi nedir?
-Tüm halkımızı kucaklayan bir anlayışa sahip olan Ak Parti'nin bu özelliğinden dolayıdır ki, son seçimlerde 63 ile birinci parti, 18 ilde de ikinci parti olmuştur. Türkiye'nin 81 ilinin 80'inde milletvekili bulunan yedi bölgede birinci olan Ak Parti'nin bir bölgeyi diğer bölgeden üstün tutan, bir etnik unsuru diğerine tercih eden bir tavrı olamaz.
21. Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yapılan bunca yatırıma, müşfik ve adil politikalara rağmen yine terör durmuyor. Terör örgütü ve onun savunucusu siyasi parti, istismara devam ediyor. Bu nasıl izah edilebilir?
-Doğu ve Güneydoğu'ya yapılan yatırımlar, götürülen hizmetler, terör örgütünü veya onun savunucusu siyasi partiyi memnun ve tatmin etmek için değil, bir bütün olarak halkımızı memnun ve tatmin etmek için yapılmıştır. Aslında terör örgütleri kalkınmanın olmadığı, yatırım ve hizmetlerin gitmediği, işsizliğin diz boyu olduğu, baskıcı uygulamaların bulunduğu ortamlarda kendisine daha fazla taraftar bulur. Bir yandan terörle silahlı mücadele verilirken, diğer yandan terörün ürediği ve beslendiği ortamlarında ortadan kaldırılması gerekiyor.
22. Kandil Dağı'ndan ve Mahmur Kampı'ndan gelenlerin ülkeye girişi esnasında Habur'da ve Silopi'de sergilenen görüntülere ne denir?
-Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 kişinin Türkiye'ye gelmesi dolayısıyla Habur, Silopi ve Diyarbakır'a kadar olan yol güzergâhında sergilenen görüntüler asla tasvip edilemez. Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere hükümetimizin ve partimizin tüm yetkilileri bu durumu çok net bir dille kınamış ve tekrarına asla müsaade etmeyeceğini ifade etmiştir.
BUGÜNE KADAR NE YAPILDI?
23. Bugüne kadar Ak Parti iktidarında Demokratikleşme adına neler yapıldı, bundan sonraki süreçte neler yapılacak?
-Hükümet olarak, insan haklarına saygının ve demokratikleşmenin bir göstergesi olmak üzere göreve gelir gelmez olağanüstü hal uygulamasına son verdik. Terörle Mücadele Kanununda değişiklikler yapılmıştır. Değişiklikle, terör yeniden tanımlanmış ve terör suçları yeni Türk Ceza Kanununa göre yeniden sayılmıştır. Farklı dil ve lehçelerde kursların açılabilmesine imkan sağlayan bir yönetmelik değişikliği, köy ve belde isimlerinin gereği halinde sakinlerin arzusu istikametinde değiştirilebilmesi, yol aramalarının asgariye indirilmesi, yayla yasaklarının kaldırılması, farklı dil ve lehçelerde propaganda yapılabilmesi için siyasi partiler kanununda değişiklik, İnsan Hakları Kurumu'nun kurulmasına dair kanun, bağımsız kolluk şikayet mekanizmasının kurulması öngörülmektedir. Uzun vadede ise, Türkiye'nin sivil ve demokratik bir Anayasaya kavuşturulması hedeflenmiştir. Yeni Anayasada ilk üç madde ve Cumhuriyetin temel nitelikleri aynen korunacaktır.
24. Suç işlemedikleri tespit edilen örgüt mensupları dağdan inip aramıza karıştığı zaman kendimizi güvende hissedebilecek miyiz?
-Son beş yılda bin kadar terör örgütü üyesi silah bırakarak dağdan inmiş ve normal hayatına dönmüştür. Bu insanların eli silahlı birer terörist olarak dağlarda olmaları mı daha iyi, silah bırakarak ailelerinin yanına dönmeleri mi daha iyi? Üzerinde durulması gereken konu budur.
25. Silah bırakarak dönen terör örgütü üyelerine iş, para ve konut verileceği iddiası doğru mudur?
-Hayır, doğru değildir. Hükümetimiz hiçbir terör örgütü mensubuna maddi menfaatler karşılığında silah bırakma teklifinde bulunmamış, bulunmayacaktır.
REFERANDUM YAPILACAK MI?
26. Kandil Dağı'ndan ve Mahmur'dan gelenlere özel muamele mi yapıldı?
-Diyarbakır Valiliğinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru üzerine, güvenlik gerekçesiyle savcılar Habur Sınır Kapısı'na gitmişlerdir. Gelen 34 kişiden 29'u suçsuz bulunmuş ve hemen serbest bırakılmıştır. Beş kişi de hâkim kararıyla serbest bırakılmıştır. Hâkim ve savcılar, bağımsız yargının mensuplarıdırlar.
27. Dağdan inenler suç işlerlerse illegal faaliyetlerle uğraşırlarsa ne olacak?
-Dağdan inmek, kimseye dokunulmazlık kazandırmaz. Silahları bırakıp normal hayatlarına döndükleri zaman suç işlerler veya suça bulaşırlarsa herhangi bir vatandaş, hangi muameleye tabi ise onlar da aynı muameleye tabi tutulur.
28. 'Ver, ver, ver. Ne zamana kadar, nereye kadar?' diyenler vardır. Kime, ne veriliyor?
-Kimse kimseye bir şey vermiyor. Arızaları gidermek taviz vermek anlamına gelmez. Bir insanın ana dilini konuşması, öğrenmesi, öğretmesi kendinden sonraki nesillere aktarmak için gayret içerisinde olması örfü, adeti ve geleneklerini yaşatarak yaşaması onun temel insani haklarındandır.
29. Demokratik açılım sürecinin sonucunda referandum yapılacak mı?
-Hayır, çünkü temel hak ve özgürlükler referandum konusu olamaz.
30. Süreç içerisinde koruculuk sistemi ne olacak?
-Koruculuk sistemi teröre karşı geçici, anlık bir tedbir olarak ihdas edilmiştir. Terör devam ettiği sürece koruculuğun ortadan kaldırılması söz konusu olamaz. Terörün bitmesi halinde mevcut korucuların mağduriyetlerine yol açmayacak bir düzenlemeye gidilecektir.
Ercan ÜSLÜ