Denizin kirası düşecek, balık ucuzlayacak

Denizin kirası düşecek, balık ucuzlayacak
Su ürünleri üretme alanlarının kiralanması yetkisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na devredilmesinin ardından, bakanlık, bu alanların kiralanmasına ilişkin kriterleri oluşturmaya başladı

Bakanlık öncelikle, su ürünleri üretim alanlarının birim kiralama ücretini, AB'deki emsallerini dikkate alarak düşürmeyi öngörüyor. Halen 4 bin 500 liraya kadar ulaşan denizlerde bir dekar balık üretim alanının kiralama ücretinin, bin lira veya altına düşürülmesi bekleniyor. Kiralama bedelleri belirlenirken, AB'deki ücretler de dikkate alınacak. Çevreye duyarlı yatırım yapan, yüksek teknoloji kullanan, kıyıdan daha uzağa kurulan, büyük ve entegre üretim yapan balıkçılık tesislerinden daha düşük kira alınacak. Kiralama ücretlerinin indirilmesi nedeniyle üretim maliyetleri düşecek olan balık çiftlikleri, daha ucuza balık satabilecek. Böylece, halen kişi başına yılda 8,5 kg olan balık tüketiminin artırılması da hedefleniyor. AB'de, kişi başına yıllık balık tüketimi 25 kg civarında. Torba Kanun olarak bilinen ve Şubat ayında yayımlanan 6111 sayılı kanun ile su ürünleri üretim yerlerinin kiralanmasına ilişkin yetki, il özel idarelerinden alınarak, 1 Ocak 2016 tarihine kadar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na verilmişti. Su ürünleri üretim alanlarının kiraya verilmesine ilişkin esas, usül ve işlemleri belirleyen ''Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yatırımlarında İhtiyaç Duyulan Su ve Su Alanları ile Deniz ve İç Sulardaki Su Ürünleri İstihsal Hakkının Kiraya Verilmesi Hakkında Yönetmelik'i, Resmi Gazete'nin 1 Haziran tarihli sayısında yayımlayan bakanlık, şimdi de kiralama kriterlerine ilişkin uygulama tebliği üzerinde çalışıyor. Yönetmelik ile su ürünleri üretimi yapmak isteyenlere özellikle kiralama aşamasında, büyük bir kolaylık sağlanmış oldu. Önceden; asgari kira bedelleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından belirlenmesine rağmen, bu değerler il özel idareleri tarafından dikkate alınmamakta ve bölgeler, iller ve ilçeler arasında çok büyük fiyat farklılıkları bulunmaktaydı. Kiralanan yerlerden aynı niteliklere sahip olmalarına rağmen farklı kira bedellerinin alınması adaletsizliklere neden olmakta, kira sözleşme sürelerinin kısa tutulması da yatırımcıyı olumsuz etkilemekteydi. Söz gelimi, bir dekar deniz alanını, birbirine bitişik iki ilde, bir özel idare 4 bin 500 liraya, diğer özel idare ise bin 500 liraya kiraya verebiliyordu. Bu durum, yatırımcılar açısından haksız rekabete ve maliyet artışına neden oluyordu. Bu nedenlerle kira bedelleri bölgesel şartlar göz önüne alınarak belirlenmesi zorunlu hale gelmişti. Bakanlık, yeni düzenleme ile su ürünleri üretim alanlarının kiralanmasında ülke genelinde adil ve eşit uygulamaların yapılması, uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi ve su ürünleri yetiştiriciliğinin geliştirilmesini hedefliyor.

"KİRALAMADA 'TABAN ÜCRET' BELİRLENECEK"

Önceden, bakanlığın kira bedeli ile ilgili muhammen bedel önerilerinin il özel idareleri tarafından dikkate alınmadığını, idarelerin, deniz ve su alanlarını ticari meta olarak görüp, en yüksek geliri sağlamak amacıyla hareket ettiğini, kira bedellerini aşırı yükselten bu uygulama nedeniyle yatırımcıların uzun süreli ve yüksek teknoloji gerektiren yatırımlar yapamadığını anlatan yetkililer, şu bilgiyi verdi: ''Su ürünleri üretim alanlarının kiralanması yetkisinin bakanlığa verilmesi ile öncelikle bu alanların kiralanmasında, iller arasında büyük değişiklikler gösteren ve yatırımcılar arasında haksız rekabete neden olan kira adaletsizlikleri giderilecek. Her bölge için, iç sular ve denizler için ayrı olmak üzere taban kiralama ücreti belirlenecek. Taban ücretin üzerine, belli kriterler dikkate alınarak, ek ücretler uygulanacak veya bu kriterlere göre kiralama ücreti indirilecek. DPT'nin gelişmişlik indeksine göre, gelişmişlik indeksi daha yüksek illerde daha yüksek, az gelişmiş illerde daha düşük kira alınacak. Tesisin karaya uzaklığı arttıkça, kiralama bedeli düşecek. Türkiye'deki üretim kapasitesini artırmak için, büyük kapasiteli, daha fazla eleman istihdamı sağlayan tesisler için daha düşük kira bedeli belirlenecek. Kiralama süresi uzadıkça, kiralama alanı büyüdükçe kira bedeli düşecek. Entegre üretimi teşvik için yavru balığını kendi üreten tesislere daha düşük kira uygulanacak. Teknolojik ve çevreye duyarlı yatırımı teşvik etmek üzere, otomasyon sistemi kuran, çevre ve gıda ile ilgili HACCP, TSE ve ISO standartlarını uygulayan tesislerden daha düşük kira alınacak. Sigorta yaptıran tesisler, daha düşük kira ödeyecek. Bu kriterler, taban kiralama ücretlerinin yüzde 5-10 düzeyinde etkileyecek. Böylece, daha uzun süreli, çok alan kiralayan, daha çok personel çalıştıran, gelişmekte olan bölgelerde kurulan, teknolojik yatırım yapılan tesisler, kiralama ücretlerinde yüzde 5-10 avantajlı olacak.'' Yetkililer, su ürünleri kiralama alanlarında öngörülen düşüşün, balık çiftliği yatırımlarına olumlu yansımasının ve yatırımların hızla artmasının beklendiğini vurguladı.

"BALIKÇILAR MEMNUN"

Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan da su ürünleri üretim alanlarının kiralanması yetkisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na devredilmesine çok memnun olduklarını belirterek, ''İl özel idareleri bu konuda teknik olarak çok bilgili değildi. Olaya sadece daha fazla gelir sağlamak açısından bakıyorlardı. Projelerimizi zaten bakanlık onaylıyordu. İhaleyi il özel idaresi yapıyordu. İhaleden sonra bile yeri teslim almak için aylarca yazışma yapılıyordu. Şimdi, ihaleden sonra hemen yeri teslim alabileceğiz, süreç çok pratikleşecek'' dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.