DEVLET KURUMLARI İTİBARSIZLAŞTIRLIYOR…
Erhan Usta konuşmasında; “Devlet kurumlarına itibar kazandırmamız lazım, devlet kurumlarını güçlü tutmamız lazım, devlet kurumlarını yıpratmamamız lazım, bürokrasinin rasyonalizasyonu ve siyasetin rasyonalizasyonu arasında en uygun şekle sokmak lazım. Yani kurumlar hiçe sayılarak, sadece Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetince çoğunluğa dayalı bir siyaset uygulanması, ülke açısından, ülke menfaatleri açısından son derece kötü.” dedi.
Bürokrasi Vekaletle Yürütülüyor
Erhan Usta daha sonra; “Ekonomiye ilişkin kurumlara bir bakalım. Hazine Müsteşarlığı yaklaşık iki yıldır vekâletle yürütülüyor. Hazine Müsteşarlığı önemli bir kurumdur; ekonomik kararlar açısından, ülkenin borçlanması açısından, ülkenin maliye politikası ve para politikası açısından önemli bir kurumdur ama iki senedir vekâletle yürütülüyor. TÜİK vekâletle yürütülüyor. TÜİK Başkanı şubat ayı sonunda emekliye ayrıldı, aslında daha süresi vardı ama ani bir kararla emekliye ayrıldı. Tabii, onun arkasında ne var onu bilmiyoruz, ancak TÜİK özerk bir kurumdur ve istatistik üretir, bağımsız bir kurumdur, bağımsız bir kurumun vekâletle yürütülmesi söz konusu olamaz. Dolayısıyla, böyle olunca ne oluyor? Tabii, devlet kurumlarında zafiyet oluşuyor. Vekâletle yürütülen hiçbir kurum başkanı sorumluluk almaz, kurumlar yıpranır. TÜİK gibi bir kurum açısından baktığımızda da TÜİK kurumsal kapasitesi güçlü bir kurumdur, ancak vekâletle yürütüldüğü sürece, onun ürettiği rakamlara karşı her zaman bir endişe oluşacaktır. Ekonomi Bakanlığını zaten konuşmaya bile gerek yok, Ekonomi Bakanlığının ismi ayrı, içeriği ayrı. Kalkınma Bakanlığı ise misyonunun tamamen dışına çıkmış, sadece doğu ve güneydoğudaki bölgesel bazı meselelerle ilgilenen bölgesel konulara odaklanmış, ortada olmayan bir bakanlık. Hâlbuki Türkiye resminin tamamını görmesi gereken, Türkiye'nin meselelerine makroekonomik, sosyal ve bölgesel konuların tamamına bakması gereken bir kurum, ortada maalesef yok. "Küçük olsun, benim olsun." anlayışıyla bir kurum yürütülüyor.” şeklinde ifade etti.
Erhan Usta konuyu Merkez Bankasına ve geçen yıl yaşanan Merkez Bankası tartışmasına getirerek; “Merkez Bankasına gelirsek, Merkez Bankası konusunu da hepimiz biliyoruz. Merkez Bankasının yeni Başkanı atandı, hayırlı olmasını temenni ediyorum. Merkez Bankası üzerindeki tartışmaların bu kuruma son derece zarar verdiğini ifade etmek lazım. Merkez Bankası maalesef bu tartışmalar sonrasında inandırıcılığını yitirmiştir. Merkez Bankasının hedeflerine, Merkez Bankasının tahminlerine piyasalar güvenmemektedir. Merkez Bankasına faiz indirme baskısı yapılmaktadır. Evet, Türkiye'de faiz yüksektir, faizin düşük olması lazım. Dünyada negatif faizin konuşulduğu bir ortamda biz Türkiye'de yüzde 10 faizleri konuşuyoruz. Ancak faiz talimatla inmez arkadaşlar. Faiz, Hükûmet olarak makroekonomik kararları alırsınız, reformları yaparsınız, ekonominin temelleri faizleri aşağı çeker, yoksa talimatlarla faizi indirmek mümkün değildir. Çok ironik bir durumdur, geçen sene içerisindeki faiz tartışması, Merkez Bankası tartışması esnasında Sayın Cumhurbaşkanı faizlerin indirilmesi baskısını Merkez Bankasına yapmıştır, bu süreçte faizler 2 puan artmıştır çünkü bağımsız olmadığı düşünülen bir Merkez Bankasına piyasalar güvenmez. Bugün bakalım, Merkez Bankası'nın beklenti anketi sonuçları var elimizde. Merkez Bankasının aslında uzun dönem enflasyon hedefi 5 olmasına rağmen, gelecek yıl için Merkez Bankası ve Hükûmet 7,5'luk bir enflasyon öngörüsü yapmıştır. Piyasanın yine Merkez Bankası beklenti anketiyle konuşuyorum, bakın, kendi beklentimiz filan değil; piyasanın beklentisi 8,3'tür yani 5 hedef, 7,5 tahmin, 8,3 piyasanın beklentisi. Yine cari açıkta, büyümede piyasa beklentileri Hükûmetin ve Merkez Bankası beklentilerinin çok üzerindedir, ondan çok daha kötü durumdadır.” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.