Diyabeti ciddiye alın
Uzm. Dr. Mustafa Doğan, öncelikle Diyabeti, şekerlerin vücudumuzda değerlendirilmesini sağlayan insülin hormonunun eksikliği ya da kullanılmaması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olarak tanımladı. Besinlerden elde edilen karaciğerdeki depolardan kana salınan şekerin hücre içine girip, orada yakılarak enerjiye dönüşebilmesi için pankreas tarafından salınan insülin hormonunun yardımına ihtiyaç olduğunu kaydeden Dr. Doğan, "İnsülin yokluğunda veya insülinin hücre içine girişinde ya da hücre içi kullanımında bozukluk varsa şeker hücre içine giremez, kanda yükselir ve diyabet hastalığı oluşur" şeklinde konuştu.
DİYABETTE RİSK FAKTÖRLERİ NELEDİR?
Diyabetin nedeninin ne olduğu tam bilinmediğine dikkat çeken Uzm. Dr. Mustafa Doğan,"Diyabetin bazı risk gruplarında görülme olasılığı daha yüksektir. Yaşı 40 ve üzeri olanlar, şişmanlar, ailesinde diyabet hastalığı bulunanlar, gebelik sırasında diyabet gelişenler, stresli bir hayatı olanlar, beslenme alışkanlığı bozuk olanların bu hastalığa yakalanma riski çok daha fazladır. Bu risk faktörlerinden en az iki tanesi varsa mutlaka diyabet taraması yapılmalıdır. Hastalık ortaya çıkmadan önce diyabete eğilimi olan kişiler belirlenip bunlara uygun diyet ve egzersiz programlarının uygulanması ile hastalık önlenebilir veya gelişimi geciktirilebilir. "açıklamasında bulundu.
DİYABET NE SIKLIKLA GÖRÜLÜR?
Doğan, Diyabetin toplumumuzda sıklığı yaklaşık % 7.2'dir. Tüm dünyada oldukça yaygın görülen bu hastalık, pek çok başka hastalığa da zemin oluşturabilmesi nedeniyle oldukça önemlidir. İki tip şeker hastalığının mevcuttur. 1. tip veya insüline bağımlı tip: Genelde 40 yaş altında ortaya çıkar ve vücutta insülin üretimi olmadığı için bu hastalar dışarıdan insülin almak zorundadırlar. 2. tip veya insülinden bağımsız şeker hastalığı: Genelde kilolu ve ailede şeker hastalığı olanları etkiler ve sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle tedaviye başlanır. Kontrol edilmediğinde ağızdan ilaç tedavisi ya da insülin kullanılır. En sık rastlanan tip de budur" dedi.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Diyabetin ilk belirtisinin sık idrara çıkma olduğunun altını çizen Doğan, " Hastalığın diğer belirtileri çok su içme, çok yemek yeme, kilo kaybı, yorgunluk, vücuttaki yaraların geç iyileşmesi, kuru ve kaşıntılı cilt, sık enfeksiyon, bulanık görme, cinsel sorunlar, ellerde ve ayaklarda uyuşma, el ve ayaklarda karıncalanma ve ağız kuruluğudur. Dolaşımda şekerin yükselmesi halinde birçok organ ve dokunun zarar görebilir. Şekerin yol açtığı tahribat en çok göz ve böbreklere zarar verir. Şeker, damar çeperlerini yıpratır ve damar tıkanıklığına yol açar. Yine bacaklarda görülen ülser, ayakların kesilmesi derecesinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Diyabetik hastaların kalp hastalığı olma riski erkeklerde 2 kat, kadınlarda ise 4 kat daha da fazladır. Diyabette egzersiz, alınan besinlerin kas dokuları tarafından kullanılmasını hızlandırdığından ve kan şekerini düşürür. Bu nedenle egzersiz kesinlikle ihmal edilmemeli. Tip 2 diyabetlilerin % 80'i şişmandır. Egzersizle harcanan enerjinin artması kilo kaybına yardımcı olur "dedi.
DİYABETTE DİYET NASIL OLMALIDIR?
Uzm. Dr. Mustafa Doğan diyabette diyetin önemine şu şekilde değindi; Diyabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline dayanmaktadır. Önerilen miktardaki yiyecekler günlük protein, karbonhidrat, yağ ve enerji ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. Diyeti uygularken öğün atlamadan, az ve sık yiyerek kan şekerinizi daha kolay kontrol altına alabilirsiniz. Mönüdeki yiyeceklerin yerlerini az ve sık yemek koşulu ile değiştirebilirsiniz. Unutmayın diyabet diyeti düzenli ve ömür boyu olmak zorundadır. Diyabet tedavisinde diyetin yeri çok önemlidir. Eğer başarılı bir diyet tedavisi amacınızsa diyet, mutlaka belirtildiği yapılmalıdır. Ve hiç endişe etmeyin bu listelerdeki yiyecekler sizin günlük enerji ihtiyacınızı karşılar. Diyabetin uzun dönem seyrindeki kötü sonla daha geç karşılaşmak için gelin diyetinize uyun. Diyetinizi yaparken şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, en az yağ ile ve de sıvı yağ ile pişirmeye özen gösteriniz. Yağda kızartmalar yemeyiniz. Tavuk, balık ve hindi etini kırmızı ete göre daha sık kullanınız. Etlerin görünür yağından ayırınız. Ağır yağlı kaymak krema gibi besinleri mümkün olduğu kadar yemeyiniz. Kepekli sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi posadan zengin gıdaları diyetinizde sıkça bulundurunuz. "