DÜZENLİ TAKİP HAYAT KURTARIYOR

Hepatit B hastalığında düzenli takibin hayati önemde olduğuna dikkat çeken VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Hepatit B’de düzenli takip ve tedavi yapılmazsa, hastalık siroz ve karaciğer kanserine ilerleyebilir” dedi. Kronik Hepatit B hastalarının ve Hepatit B taşıyıcılarının tedavi seçenekleri ve hastalığın gelişimi açısından düzenli takibinin gerektiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Eğer Hepatit B’de düzenli takip ve tedavi yapılmazsa, hastalık siroz ve karaciğer kanserine ilerleyebilir. Düzenli yapılan kontrollerle karaciğer fonksiyonları ve kandaki virüs seviyesi belirlenerek, tedaviye başlanıp başlanmayacağı veya tedavi gören hastalarda tedavinin etkinliğine karar verilir. Tedavi kişinin yaşı, ne kadar süredir hasta olduğu, kullandığı ilaçlar, kandaki virüs düzeyi ve karaciğerin etkilenme oranı gibi bireysel faktörlere göre belirlenir” diye konuştu. 

Sessiz seyreden bir hastalık
Hepatit B’nin genellikle sessiz seyreden bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Kronik Hepatit B, uzun süre hiç belirti vermeden devam edebilir ama hastalık karaciğeri olumsuz olarak etkilemeye devam eder. Bu nedenle takipler ihmal edilmemeli; ailesinde ve yakın çevresinde Hepatit B olan kişiler veya risk altındaki kişiler mutlaka sağlık kontrolünden geçmelidir” uyarısında bulundu.

 Risk grubundakiler daha dikkatli olmalı
Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, Hepatit B açısından riskli olan grupları ise şu şekilde sıraladı;
•    Damar içi uyuşturucu madde kullananlar (ortak enjektör kullanımı)                            
•    Jilet, diş fırçası vb. malzemelerin ortak kullananlar
•    Her türlü cerrahi ameliyat ve tıbbi girişimler
•    HBs Ag pozitif hamilelerin doğacak çocukları
•    Sağlık personeli/eğitimciler (hastanın kan ve vücut salgıları ile temas)
•    Hemodiyaliz hastaları, hematoloji hastaları
•    Organ ve kemik iliği nakli adayları ve alıcıları,
•    Sık kan ve kan ürünü kullanmak zorunda kalan kişiler
•    Enfekte kişilerin aile üyeleri (aşısız olanlar)
•    Korunmasız ve çok eşli cinsel yaşam
•    Dövme, piercing ve benzeri uygulamaları yaptıranlar
•    Bakımevi, cezaevi gibi toplu yaşam yerlerinde yaşayanlar

(Dilek Kandemir)