emin inan'ın isa acar'la yaptığı röportajın 2.bölümü

EMİN İNAN: AK Parti teşkilatları artık dedikodu ile mi yönetilmeye başladı?

İSA ACAR: Estağfurullah öyle şey mi olur ama böyle teşkilat görevden alınırsa böyle sorular işte sizin gibi gazeteciler ve vatandaşlar tarafından sorulur. Sorulunca da ortaya işte böyle istenmeyen sonuçlar ve düşünceler çıkar. Bunlara insanlar da cevap verir ama bunlarla ilgili kimsenin dedim ya elinde bir belge yoktur. Bunları ortaya atanlar diyebilecek midir mesela karşı tarafa oy atılmıştır. Bunların hepsi dedikodudan ibarettir.

EMİN İNAN: SKM başkan yardımcısı veya yöneticilerinin ve Parti görevlilerinin seçim kuruluna farklı oy yazdığı, sandıklara sahip çıkılmadı diye tutanaklar tutulmuş. Bunlar gerçek midir?

İSA ACAR: Türkiye'nin birçok yerinde gördünüz seçimler iptal oldu. Sandık başında duran arkadaşlarımız ne kadar hata yapar yapmaz bilinmez ama böyle bir tutanağın olduğunu bende biliyorum. Çünkü daha önce SKM de görevli bir avukat arkadaşımız adını vereyim Şenol Şen, bu konu onun üzerine kaldı o da gitti araştırdı ve böyle bir olayın olmadığını tespit etti. Bu tutanakları ve belgeleri SKM düzenledi ise onlar da bilgi ve belgeleri toparlayıp biliyorsunuz ilçe seçim kuruluna itiraz hakkı vardı. Partiye gelinirdi ve şu sandıkta şöyle eksik tespit etti der görüşürdü ve gerekli itirazı süresinde yapardı neden yapmadılar? Neden bu itiraz hakkını zamanın da kullanmadılar? Bence bu olaylar da art niyetler var bence böyle bir olay yok.

EMİN İNAN: Sandık görevlilerini teşkilatta görev yapan teşkilatın dışarıdan atadığı SKM başkanı Veyis Bey ve onun yardımcısı yine teşkilatta görevli ve ilçe başkanlığına adı geçen Hasan Öney'i yapmamış mıydı? O zaman kendi atadıkları insanlarla bu tutanak bahanesiyle yönetim aldırılabiliyorsa teşkilat dedikoduyla yönetiliyor demek değil midir?

İSA ACAR: Şimdi şu var. Çarşamba da herkes gördü her şeyi biliyor. Kimsenin başka yerlere vurmanın anlamı yok. Bir SKM' miz oluştu. Yine bu Mahmut Çekiç yönetimi atamıştı o SKM'yi. Adliye binası yanında biliyorsunuz SKM kiralandı ve açıldı. Bu SKM seçim süresince ve hatta seçim gecesi de açıktı. Seçim gecesi de orada teşkilattan ayrı çalıştılar. Şimdi SKM ayrı, parti ilçe binasında ayrı çalıştı. SKM kimin SKM si bu partinin değil mi?

EMİN İNAN: Ama SKM seçim gecesi gayri resmi çalıştı fark eder mi?

İSA ACAR: Bu SKM Parti tarafından atanan isimler bunlar gayri resmi olur mu?. Teşkilatın tuttuğu raporlar da SKM'nin tuttuğu raporlarda var. Böyle iş olur mu?. SKM Başkanı Veyis beyi de Yardımcısı Hasan Öneği'yi de bu teşkilat atamadı mı?. Kaldı ki bu arkadaşlar özverili çalıştılar. Ama ne kadar özverili çalıştılar, neye göre özverili, kime göre özverili çalıştılar o ayrı bir olaydır. SKM belli bir zaman parti idarecilerine ve belli arkadaşlara mesaj bile göndermedi. Ben o konuda sorumluydum ilk başlarda. Ben neden bunlara, bunlara mesaj gönderilmiyor diye sorduğumda, "Belediye başkanı ile bu arkadaşların ve bazılarının arası ters başkanın da morali bozulmasın. Başkan bunları yanında görürse morali bozulur" diyerek göndermediklerini dile getirdiler. Biz de madem öyle bu isimleri net söyleyin iletelim gelmesin bu arkadaşlar dedik.
EMİN İNAN: Bu nasıl bir mantık. AK Parti teşkilatları artık kişilerin kimliğine, küslüğüne veya kinine göre mi yönetiliyor. Bu doğru mu?.
İSA ACAR: Küslüğün süre geldiği zaman var. Mesela her seçimde mesela Ahmet'in adamısın, Hasan'ın Adamısın sıkıntılarından geliyor zaten tüm sorun ve mesele. Sayın Belediye başkanının veya İlçe başkanının şahsi küs veya kini yoktur. Ama siyasetten devam edip gelen onun adamı, bunun adamı gibi meselelerden dolayı oluyor. Başka konulardan olacağını sanmıyorum. Yoksa her ikisi de kendilerine göre Dindar insanlar ve bu insanların da dargınlığın, küskünlüğün dinen yasaklı olduğunu bilmeleri gerekiyor. Ama insanlar kendi vicdanlarına bazen söz geçiremiyorlar işte. Ama her zaman söylüyorum SKM'nin orada çalışması, partiden uzak oluşu, bu günlere belki maksatlı olarak gelinmesini sağladı. Zaten belediye ile teşkilat arasında sıkıntı vardı. Biliyorsunuz Anıl beyin atanması ve geri alınması sürecinden gelen yerine Mahmut Beyin atanması süreci o geldi, bu gitti süreçlerinden sonra insanlar da ister istemez bazı şeyler oluşuyor. Bizim insanlarımız da ihtiraslarımız var. Bazı arkadaşlarımız da benim dediğim olsun düşüncesinde bunlar.
EMİN İNAN: Bazı arkadaşların ihtiraslı olması ederken, İl başkanı Fuat beyin Milletvekilliği aday adaylığından dolayı kendi atanmasını yaptırdığı İlçe başkanı Mahmut Çekiç'i görevden aldırması yatabilir mi?
İSA ACAR: Sayın Fuat Köktaş çok keskin davranacağına ben inanmıyorum ama dediğimiz gibi bazı uyumsuzlukların olduğunu kendisi bildiği için bu yola başvurmuştur. Ancak bundan önce yapması gereken partide de belirttim, Hakkımı helal etmiyorum ama sizle şahsi olarak sorunum olmadığını fakat siyasi olarak, İl başkanı olarak, teşkilatçı olarak teşkilatlara sahip çıkmadığını en azından belediye başkanı ile parti başkanını bir masanın etrafına oturtup sıkıntınız nedir diyemedikten sonra bence il başkanlığı yapmanın da bir anlamı yok. İl başkanlığı yapamıyorsa, Liderlik o kadar kolay bir mesele değil. Bir yerde masaya yumruğunu vuracaksın, ama bu iş basite alınmıştır. Biz de Fuat başkanı yumruğunu masaya vuran birisi olarak biliyorduk ama bugün Çarşamba da gördük ki bunu yapamadı. Bunu Anıl beyin Ankara'ya gittiği zaman hatasını belirtmiştim. Baktı ki bu işler olmuyor en basiti görevden alma diyerek düşündü en kolayına basite gitti bence.
EMİN İNAN: Peki bu iki de bir başkan değiştirmeler AK Partiyi yıpratmıyor mu?
İSA ACAR: Tabi ki Parti her şekilde yıpratıldı, zedelendi. İki de bir Almalar, vermeler, gitmeler, gelmeler, iki ayda bir ilçe başkanı değiştirmeler. Her gün sokakta insanların konuşmaları, işte belediyenin teşkilatla teşkilatın belediyeyle arası yok, şu şunu sevmiyor, bu bunu sevmiyor muhabbetleri bunlar hep var zaten. Bu Çarşamba da bilinen gerçekler. Ama burada bir Tayyip Erdoğan faktörü var. Yoksa burada hiç kimse partinin üstünde değil. Bu parti de kimsenin üstünlüğü yok. Ne Belediye başkanının, ne ilçe başkanının ne de il başkanının.
EMİN İNAN: O zaman burada teşkilata gerek yok. Neden bu kadar teşkilat için uğraşılıyor. Demek ki buradaki kavgalar kayıkçı kavgası olmuyor mu? Başbakan Erdoğan paralel yapıyla mücadele ediyorum derken yapılan atamalar, yapılan değişikliklerin hepsi paralelci olduğu iddialarıyla gündeme geliyor. Gerçekten siz buna inanıyor musunuz?
İSA ACAR: Çarşamba İlçe Teşkilatında paralelle ilgili hiçbir sıkıntı yok. Başbakan ne diyorsa biz onun arkasındayız. Bu mesele belediyeyle teşkilat arasında bir sorundur. Bu sorunu da Sayın Köktaş bu şekilde yaptı. İsteseydi İl Başkanı olarak daha dik olurdu otururdu çağırırdı sorununuz ne diye sorardı. Arada sırada Çarşambaya gelirdi. Son dört ayda iki defa geldi. İkisinde de istifa atmak için geldi. Eğer İl Başkanlığı buysa bunu herkes yapar. Kes at. İşte Kavak sırada deniyor, Asarcık sırada deniyor. Hep böyle görevden almak, her zaman görevden alırsın ama sen il başkanı olarak belli bir çabayı gösterirsin bakarsın ki olmuyor yaparsın. Ki Belediye başkanını görevden alma şansın yok. Onu halk seçmiştir. Bu kolay değildir.
EMİN İNAN: Kesin çözüm değil ve belediye başkanını görevden alamıyorsanız ve bu uyum sorununu çözemiyorsanız, çözüm üretilemiyorsa, sorun belediye ise Genel Merkez neden almıyor?
İSA ACAR: O adaylık sürecinde yapılmalıydı. O olmadı. Bu gün ortada bir % 61oy almış bir başkan var.
EMİN İNAN: O zaman siz Alev Dedegil'i doğruluyorsunuz?. Seçimlerde siz hiç bir şey yapmadınız?
İSA ACAR: Hayır. Bu sonucu normalde de Hüseyin Dündar başkan alırdı ama bu kadar çok oyla olmazdı ayrı ama belediyeyi alırdı. Sayın Tayyip Erdoğan sokaklara çıkıp milli mücadele söylemini ve mitinglerini yapmasaydı bile alırdı. Ama ne olurdu, nasıl alırdı % 48 olurdu aşağılarda mutlaka olurdu. Ama daha fazla oy alınabilir miydi?. Teşkilatla, belediye birlikte çalışabilseydi daha çok oy alınabilirdi. Mesela örnek vereyim. 2009 seçimlerinde tüm belediye meclis üyelerinin hepsinin tek tek resimleri ve özgeçmişleri seçim broşürlerinde vardı ama bu seçimde yoktu. Bu gün belediye meclis üyelerini belediye de, parti de siz de yeteri kadar bilmiyor ve tanımıyorsunuz.