Erdoğan:Sen 'Baas'çısın Kılıçdaroğlu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
Dün bildiğiniz gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı'nı çeşitliklerle kutladık. 92 yılında milli iradenin önemimi bir kez daha vurguladık... Türkiye topraklarının işgal edilmesi üzerine 23 Nisan 1920'da Meclis Ankara'da toplandı. Geçici başkanın konuşmasında topraklarımızın işgal altında olduğu ifade ediliyordu. TBMM istikbalimizin garantisi kurumdur. Onı lav etmek, ortadan kaldırmak doğrdan doğruya istikbalimizi hedef alır. TBMM'yi hedef alacak hiç bir girişim gerekçesi ne olursa olsun meşru değildir.27 Mayıs'ı 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü ve 28 Şubat'ı meşru gibi göstermek, yapılan o darbelere ortaklık demektir. Siyasetçinin helbette yanlışları olabilir ama hesap vereceği yer TBMM'dir. Kendisini oraya getiren halktır.
27 MAYIS'TAKİ CHP
CHP 27 Mayıs'ın öncesinde müdahaleye su taşımız hemen ertesinde de müdahaleye alkış tutup, hatta "emrinizdeyim" diyerek darbecilerin karşısında el pençe durmuştur. CHP, 27 Mayıs'ın meşru olduğuna olan inancından ileri gidememektedir. Bu yüzden de 12 Eylül ve 28 Şubat'la cesaeretle hesaplaşmaya girememiştir. CHP çok ciddi bir akıl tutulması yaşıyor. Doğrudan darbeye karşı olduğunu söyleyemen CHP çok açıkca minderden kaçıyor. "Darbelere karşıyım" diye başlayan bir ifade doğrudan doğruya darbeleri meşrulaştırmaktır. 28 Şubat'la ilgili yargı sürecinin başlamasının hemen ardından "intikam" kelimesini işlemek, darbe ve darbecilere duyulan hayranlığının tezahürüdür... Sayın Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Pembe İncili Kaftan adlı hikayeden bahsetti. Okudu mu okumadı mı bilmiyorum. AK Parti'nin 9 yıldır sürdürdüğü politika da işte tam budur... Ecnebilerin karşısında el pençe duran liderlerin durduğu Türkiye Cumhuriyeti değil.. Şah İsmail'in yanına oturacak yer bulamayıp üzerindeki kaftanı serip oturması, ardından o kaftanı almayıp çıkmasından sonra arkasından getirilmesi üzerine, "Osmanlı temsilcileri yere serdikkleri kaftanı bir daha omuzlarına geçirmezler" demiştir. İşte AK Parti de dış politikada bunu yapıyor... AK Parti'nin dış politika duruşu ile CHP'nin dış politika duruşu asla kıyas bile edilemez... Hatırlayın, Yunanistan'ın kriz döneminde Kılıçdaroğlu'nun sözüyle Yunan medyası "Dayan Yorgo Kılıçdaroğlu geliyor" manşetiyle dalga geçmişlerdi... Kılıçdaroğlu bir yazarın peşine takılıp, İsrail'de basın özgürlüğü var dedi... Şimdi ne oldu? Bakın Alman yazar Grass, İsrail'i eleştirdi diye İsrail'e sokulmuyor. Buna ne diyecek merak ediyorum...
SEN BAAS'ÇISIN!
Suriye'de Baas rejimiyle benzer düşünceler taşıyan birisi bize dış politikada akıl veremez. Sayın Kılıçdaroğlu açıkça söylüyorum sen Baas'çısın... Sayın Kılıçdaroğlu bize Pembe İncili Kaftan'ı tavsiye edeceğine gitsin Ömer Seyfettin'in Diyet'ini okusun... Kemal Kılıçdaroğlu, geçmişinin diyetini ödemeyediği müddetçe darbelere karşı çıkamaz... Bu ülkede darbelerin küvezinde sadece CHP yetişmiştir. CHP'den hiç kimse darbelerden yararlanmamıştır. Daha ilk günden "intikam" kelimesini talaffuz edenler milyon kere de "biz darbelere karşıyız" deseler kimseyi inandıramazlar... Geçmişiyle hesaplaşamayanlar sadece susmalıdır. Ama yüzsüzlük ve pişkinlik susmalarını engelliyor. Biz intikam duygusu içinde değiliz. Sorumluların yargılanması için üzerimize düşeni yaparız. Tek parti CHP zulümünü bu millet iliklerine kadar hissetmiştir... O dönemde kitaplarda nasıl yakıldığını, evlerin basılıp Kur'an'ın toplatıldığını bu millet hüzünle hatırlıyor. Camilerin nasıl satıldığı ezanların nasıl susturulduğunu millet çok iyi hatırlıyor. Karanlık geçmişinizle gurur duyabilirsiniz. Tıpkı Dersim konusunda olduğu gibi susabilirsiniz. Bunlara bir şey demeyiz. Ama bu karanlık geçmişinizi aklamaya çalışırsanız biz de size belgelerle cevap veririz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.