"Erken ve doğru teşhis saçları kurtarır"
Dr. Sezgin, Aksi halde kalıcı saç kaybı yaşanabilir. Bu nedenle hekim tarafından yapılan erken ve doğru teşhis saçları kurtarır." dedi.
Normalde başımızdaki saçların belli bir döngüsünün olduğunu söyleyen Dr. Çağatay Sezgin, "Bu döngü, genetik kod gereği uzama evresi, geçiş evresi ve dinlenme evresi zincirini takip ediyor." diye konuştu. Başımızdaki saçların yaklaşık yüzde 80'inin uzama evresinde olduğunu ve bu sürenin ortalama 2-6 yıl sürdüğünü belirten Dr. Sezgin, bu süreci şöyle anlatıyor: "Bu süreyi tamamlayan saçlar kısa bir geçiş aşamasından sonra dinlenme evresine geçiyor ki bu oran yüzde 19 civarında oluyor. Dinlenme aşamasında olan saçlar, 3-4 ay kadar kalıyor ve ardından saç dökülmesi başlarken bir yandan da yeni saç çıkışı başlamış oluyor." ifadelerini kullandı. Saçların bu düzenini etkileyen herhangi bir olayın saç dökülmesiyle sonuçlanabileceğini ifade eden Dr. Çağatay Sezgin şöyle devam etti: "Dökülme şikâyeti olan hastaya mutlaka dökülen saç sayısı sorulmalı. Günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılması gerekiyor demektir."
Saç dökülmelerinin kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit oranda görüldüğünü anlatan Dr. Çağatay Sezgin, kadınlarda ve erkeklerde genetik faktörlerin, mevsim değişikliklerinin, hormonların, stres faktörlerinin, beslenme ve diyetin, geçmiş ameliyat öykülerinin ve çeşitli nedenlerle kullanılan ilaç tedavilerinin saç dökülmesinde etken olabileceğini vurguladı. Sezgin, "Özellikle kadınlarda mevsim değişiklikleri, hamilelik sonrası emzirme dönemi, sıkı yapılan diyetler sonucunda gelişen yoğun kalori ve protein kaybı, kansızlık (demir eksikliği), çinko eksikliği, biotin (Vitamin H) eksikliği saç dökülmesi nedeni olarak karşımıza çıkıyor." açıklamasında bulundu.
ERKEKTE GENETİK SAÇ DÖKÜLMESİ ERGENLİKTE BAŞLIYOR, SONRA FARK EDİLİYOR
Erkeklerde genetiğe bağlı saç dökülmelerinin aslında ergenlikle beraber başladığını, ancak klinik olarak gözle görülebilir saç kaybının ancak 20'li yaşlardan itibaren fark edilebildiğini anlatan Dr. Çağatay Sezgin şu bilgileri verdi: "Bu konuda kadınlar biraz daha şanslı. Kadınlarda saç dökülmeleri genellikle, eğer kronik bir hastalık veya devamlı ilaç kullanımı öyküsü yoksa, hamilelik sonrası emzirme dönemine kadar şikayet sebebi olmuyor. Hamilelikte yükselen hormon düzeyleri saçların aktif uzama evresinde takılmasına yol açıyor ve dinlenme evresine geçişini durduruyor. Doğumdan sonra hormonların tekrar eski seviyelerine gerilemeye başlamasıyla beraber, doğumdan yaklaşık 2-4 ay sonra, yoğun bir saç kaybı dönemi başlıyor ve ortalama 4 ay devam edip kendiliğinden durabiliyor. Genetik sebepli saç kayıplarının kadınlarda 30'lu yaşlarda başlayıp, klinik olarak ancak 60'lı yaşlardan sonra belirgin hale geldiğini söyleyen Dr. Sezgin, Stres faktörleri her iki cinste de yaş kaç olursa olsun, stresli dönemin başlamasından yaklaşık 3-4 ay sonra ortaya çıkan, günde 100 teli aşan saç kaybı şeklinde kendini gösteriyor." şeklinde konuştu.
SAÇ DÖKÜLMESİNİN BİRÇOK NEDENİ OLABİLİR
Geçirilen cerrahi operasyonların, kazaların, ciddi kalori kaybıyla sonuçlanan sıkı diyetlerin saç dökülmelerini tetikleyebileceğini söyleyen Dr. Çağatay Sezgin saç dökülmesine neden olabilecek diğer etkenleri de şöyle sıraladı: Kansızlık (anemi)
- Vitamin veya mineral eksikliği (biotin, çinko, B vitaminleri, folik asit vb.)
- Tiroid beziyle ilgili hastalıklar (tiroid bezinin az veya çok çalışması)
- Ateşli hastalıklar
- Romatizmal hastalıklar
- Bağ dokusu hastalıkları (lupus vb.)
- Radyoterapi
- Saç kıran hastalığı
- Saçlı deri yanıkları
- Hormon bozuklukları (prolaktin yüksekliği, polikistik over sendromu, androjen yüksekliği)
- Kanser tedavisi için uygulanan bazı kemoterapi ilaçları
TEDAVİ NEDENE YÖNELİK UYGULANIYOR
Dr. Çağatay Sezgin saç dökülmesi tedavilerinin nedene yönelik olarak yapıldığını belirterek şunları söyledi: "İlaçlarla demir, çinko, biotin eksiklikleri giderilerek saç dökülmesi durdurulabiliyor. Hormon tetkiklerinde bir anormallik varsa kişi endokrinolojik veya jinekolojik yönden değerlendirilmesi için ilgili hekimlere (iç hastalıkları endokrinoloji bölümü ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) yönlendirilmeli. Hormonlarla ilgili asıl tedaviye ek olarak saçlı derinin kan dolaşımını hızlandıran ve beslenmesini artıran, harici uygulanabilen ilaçlardan destek sağlanabiliyor." CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.