Ferzan Özpetek, La Traviata’yla Napoli’yi fethetti
Perdeleri 1737'den bu yana açık olan, Avrupa’nın en eski lirik tiyatrosu San Carlo’da, ünlü Yönetmen Ferzan Özpetek’in elinin değdiği İtalyan kompozitör Giuseppe Verdi’nin başyapıtı La Traviata ikinci kez sahnelenmeye başlandı.
Opera severlerin yoğun ilgi gösterdiği galaya, Özpetek’in Mart ayında çekimlerine başlayacağı yeni filminde başrolde yer alması beklenen oyuncu Tuba Büyüküstün ile yine ünlü yönetmenle çalışma fırsatı bulmuş olan İtalyan sinemasından simalar da katıldı.
Alexander Dumas’ın ‘Kamelyalı Kadın’ romanından konusunu edinmiş, bir aşk melodramı olan 3 perdelik operanın gala gecesinde, başrollerdeki Violetta’yı Maria Grazia Schiavo, Alfredo’yu ise İspanyol tenor Ismael Jordi canlandırdı.
La Traviata’yı 2012 yılında da San Carlo Tiyatrosu’nda sahneye koyarak, opera otoritelerinden olumlu eleştiriler almış olan Özpetek’in, sahnede yine bazı oryantal öğeler kullandığı görüldü.
NARGİLELİ, HİLALLİ TRAVİATA ÇOK BEĞENİLDİ
Librettosunu Francesco Marie Piave’nin yazdığı La Traviata’da klasik hikâyeye bağlı kalan Özpetek, 1910 Paris’inde Doğu-Batı sentezini işlerken, Osmanlı esintilerine de yer verdi.
Operanın ilk sahnesi olan “hafifmeşrep” Violetta’nın evindeki partide, nargile ve Osmanlı modasına has bazı kostümler göz doldururken, bir diğer sahnede ise hilal unsuru görüldü.
2010 yılında Floransa’da “Aida” operasını da sahnelemiş olan, İtalya’da sinema rejisörlerinin opera yönetme geleneğini sürdüren Özpetek, ilk sahnenin açılışını ise, Violetta'nın perdeye yansımış bir görüntüsüyle yaptı.
13 Kasım’a kadar sahnelenecek olan Özpetek’in La Traviata’sı büyük alkış alırken, özellikle sinematografik bir dokunuşun hissedildiği son bölüm büyük beğeni topladı.
Bu sahnede, ölüm döşeğindeki Violetta’nın hayatına giren bazı insanlar, adeta film şeridi gibi, ışık spotlarıyla yatağın yanında belirip, kayboluyor.
Özpetek’in 3 Oscar ödüllü sanat yönetmeni Dante Ferretti, birçok filminin kostüm direktörü Alessandro Lai ve ünlü orkestra şefi Nello Santi’yle birlikte sahnelediği La Traviata’da Violetta’yı, dönüşümlü olarak Irina Lungu, Cinzia Forte ve Maria Grazia Schiavo, Alfredo’yu ise Ismael Jordi, Stefan Pop ve Merunas Vitulskis canlandıracak.
ÇOK BEĞENİLİNCE YENİDEN SAHNELEDİ
Gösteriyle ilgili gazetecilere açıklama yapan Ferzan Özpetek, 2012 yılında sahnelediği La Traviata’nın çok beğenildiğini ve bu nedenle kendisinden bunu yeniden yapmasının istendiğini söyledi.
Özpetek, Hong Kong ve İtalya’nın Bari kentinden sonra bu operanın tekrar San Carlo Tiyatrosu’na, bu kadar kısa sürede ve üstelik 10 gösterimde dönmesinin ilginç olduğunu dile getirdi.
Bir önceki La Traviata’da, oryantal unsurları daha çok kullanmış olduğunu, Fransız romancı Marcel Proust'un 'Kayıp Zamanın İzinde' isimli ünlü romanındaki gibi 1910 Paris’inde Osmanlı etkisindeki bir havayı daha fazla kullanmış olduğunu hatırlatan Özpetek, “Onu değiştirdim biraz. Daha azalttım, bazı kıyafetleri değiştirdim. Ama heyecan hep var. Genel provada insanların tepkileri çok güzeldi” diye konuştu.
İnsanların takdir etmesinden ve bazı sahnelerde ağlamasından zevk aldığını dile getiren Özpetek, özellikle Alfredo ile babası Giorgio Germont’un baş başa konuştuğu sahnesinin çok etkilediğini söyledi.
Bu gösteride birçok yenilik de yaptığını anlatan ünlü rejisör, Violetta’yı çok ön plana çıkardığını belirterek, “Çok az yapılmış, belki de hiç yapılmamış bir şey seyirciyi çok etkiliyor: son sahnede Violetta, öne düşüyor, perde kapanıyor ve seyirci şaşırıp kalıyor. Çünkü Violetta perdenin önünde onlarla beraber kalıyor. Önce arkadakiler (diğer oyuncular) buna itiraz etti, ancak operanın adı La Traviata ve Violetta” diye konuştu.
Özpetek, önümüzdeki yıl iki opera daha yöneteceğini da açıkladı.
“ÖZPETEK’LE BİRBİRİMİZİ DAHA İYİ TANIMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Tuba Büyüküstün ise, Özpetek’in operasını çok beğendiğini ifade ederek, “Muhteşem” dedi.
Özpetek’in Mart ayında çekimlerine başlamayı planladığı yeni filminde başrol oynayacağı hatırlatılan Büyüküstün, “Proje Ekim ortasında başlayacaktı, ancak bir takım sebeplerden ötürü Mart’a ertelendi. Böylece birbirimizi daha iyi tanıma ve daha iyi çalışma fırsatı kaldı. Bunu iyi değerlendirmeye çalışıyoruz” dedi.
Büyüküstün, söz konusu filmdeki rolü ve diğer başrol oyuncularına ilişkin ise bir şey söyleyemeyeceğini belirtti.
7 Kasım’da Roma’da, Vatikan bünyesinde her yıl düzenlenen Uluslararası Giuseppe Sciacca Ödülleri kapsamında 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü alacağı hatırlatılan Büyüküstün, “İlk duyduğumda çok şaşırdım. Yani benden nasıl haberleri var, algılayamadım neden bana veriyorlar. Vatikan’dan ödül almak tabii çok keyifli” diye sözlerini sürdürdü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.