Gerçekçi ve adil bütçe yapılsın
Türkiye'de sağlık ve sosyal güvenlik bütçesinde meydana gelen açıkları kapatmak adına uzun süredir, özellikle de Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın yürürlüğe konulmasının ardından sağlıkta tasarruf söylemine bağlı kamu politikalarının devreye sokulduğunu belirten karacan, "Sağlık harcamalarının azaltılması noktasında ilk akla gelen ise ilaç fiyatlarının baskılanması olmaktadır. Yıllık nüfus artışı, yaşam süresinin uzaması ve yaşlanan nüfus, özel sağlık hizmetlerine sunucularından da hizmet alınması ile sağlık hizmetlerine erişimin eskiye nispetle çok daha kolay hale gelmesi, hekime gitme sıklığındaki artış ve artan tedavi harcamaları gibi parametreler göz önünde bulundurulmadan ilaç harcamaları sürekli biçimde aşağı çekilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda ilaç maliyetlerini azaltmak amacıyla bedeli geri ödenecek ilaçlar listesinin belirlenmesi, global bütçe uygulaması ile ilaç fiyatlarının düşürülmesi ve kamu kurum ıskontolarının artırılması, ilaç katılım paylarının yükseltilmesi ve nihayet reçeteye 3 kutudan fazla ilaç yazılması durumunda ilave ücret alınması gibi yöntemlere başvurulmuştur. İlaç harcamalarını kontrol altında tutma saiki ile katılım paylarının sürekli artırılarak ve çeşitlendirilerek vatandaşın cepten yapacağı ödemelerin tavana çıkarılması kamusal sağlık hizmetlerine ulaşmada en büyük engellerden biri haline gelecektir. " dedi.
ECZANELER YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR
2013 Yılı Bütçesi'nde sağlık harcamaları kalemi içerisinde ilaca ayrılan rakamın 15 milyar 640 milyon Lira olarak belirlendiğini belirten karacanm, " Sağlık hizmetlerinde iyileşme adına bir gösterge olarak, hekime gitme sıklığının yılda 2'den 8'e çıkmasıyla övünürken, başta eczacılar olmak üzere sektördeki bileşenlerini görüş ve önerilerini dikkate almadan ilaca ayrılan bütçede sınırlı bir artış yapılmış olması gerçekten düşündürücüdür. İlaç harcamalarının kısıtlanması ve ilaç maliyetleri üzerindeki baskı ilaç ve eczacılık hizmetini aksatacak etkiler göstermektedir. Varlıkları büyük ölçüde ilaç fiyatlarına bağlı olan eczane ekonomileri söz konusu sert tasarruf tedbirleri ile bir cendere içerisine girmiştir. Bugün ülkemizde pek çok eczane yaşam mücadelesi vermektedir. Sağlık hizmet zincirinin vazgeçilmez unsuru olan 23.700 eczanenin % 52,42'si çok büyük zorluklar içerisinde varlığını devam ettirmeye çabalamaktadır. İlaçta tasarruf pahasına sağlığın kılcal damarı olan eczanelerin batışına göz yummak; sağlıkta tasarruf amacına ulaşmak bir yana ileride halk sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek çok daha büyük toplumsal ve ekonomik maliyetler doğuracaktır. " diye konuştu.
SAĞLIKTA BİRİNCİL UNSUR TASARRUF DEĞİL, İNSAN
Sağlığın toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu ifade eden Karacan açıklamasını şöyle tamamladı. " Sağlık, sadece malî tedbirleri amacıyla tasarrufa gidilemeyecek bir alandır. Bir başka deyişle sağlık yalnızca tasarrufun ön plana çıkarılamayacağı, insan unsurunun birincil derecede önem taşıdığı özgül bir alandır. Kamu ilaç harcamalarında tasarruf yapılmak isteniliyorsa; önleyici-koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasını ve tam anlamıyla verilmesini sağlayan, eşdeğer ilaçlara yönelik desteği bir kamu politikası haline getiren ve akılcı ilaç kullanımını önceleyen uygulamalar yaşama geçirilmelidir. Samsun Eczacı Odası olarak sürdürülebilir bir ilaç ve eczacılık hizmeti için güncel, gerçekçi ve adil bütçenin yapılmasının zorunlu olduğunu, bunun için alandaki bütün bileşenlerin taleplerini göz önünde tutan katılımcı bir mekanizmanın geliştirilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.