Gizemli mektup
Samsun'un Havza ilçesinde taziyeleri kabul eden Sait Yıldırım'ın oğlu Hasan Yıldırım, babasının ölmeden önce bıraktığı bir mektup olduğunu söyledi. İşte Sait Yıldırım'ın ölümünün intihar mı yoksa başka bir olay mı olduğunu aydınlatacak olan o mektup
Ankara Gölbaşı'daki Özel Harekat Dairesi Başkanlığı'ndan 5 yıl önce emekli olan ve Ankara Eryaman'daki dairesinde intihar ettiği belirtilen Sait Yıldırım'ın (50) ailesi, Samsun'un Havza ilçesine bağlı Kamlık Köyü'ndeki baba evinde taziyeleri kabul ediyor.
OĞLU HASAN YILDIRIM OLAYI ANLATTI
Sait Yıldırım'ın oğlu Hasan Yıldırım, Bursa'dan cumartesi akşamı eve geldiğini ve kapıyı kimsenin açmadığını belirterek, "Anahtarımı bulamadığım için eve giremedim. Zile bastığımda da açan olmadı" dedi. O akşam arkadaşının evinde kaldığını anlatan Hasan Yıldırım, ertesi gün yeniden eve geldiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zile tekrar bastım yine açan olmadı. Pencereden eve girdim. İçeri girdiğimde babamı koridorda yatarken buldum. O anda çıkardığım sesle komşularımız geldi. Polis ve ambulans çağırdılar. Bize babamın intihar ettiği ve bir mektup bıraktığı söylendi. Karakolda 'Babamın yazısı mı?' diye mektubun fotokopisini bana gösterdiler. Babamın yazısıydı. 'Yavrucuklarım ve Yasemin' diye yazıyordu, bir de ortada 'Ayhan Çarkın' yazıyordu. Sadece başını okuyabildim.
MEKTUPTA NE YAZIYOR?
Mektupta, 'Yasemin çocuklarıma ve kendine çok iyi bak. Buradaki evi sat ve Samsun'a taşın. Benim kimseye hiçbir şekilde, hiçbir borcum yoktur. Basında çıkan haberlerin de aslı astarı yoktur. Onlar yalan ifadeler. Ben milletimi ve devletimi çok seviyorum. Onlara yanlış yapacak hiçbir şey yapmadım. Benim Ayhan Çarkın'la hiçbir ilişkim yoktur. Tek bir suçum var, o da Ayhan Çarkın'la aynı yerde görev yapmamdır."
"MAHKEMEYE BAŞVURACAĞIZ"
Sait Yıldırım'ın yurt dışında çalıştığı öğrenilen amcasının oğlu Recep Yıldırım ise kuzeninin intihar ettiğine inanmadıklarını vurgulayarak, "Ayhan Çarkın'ın rahmetli Sait Yıldırım'la ilgili sarf etmiş olduğu sözlerin asılsız olduğunu, Ayhan denilen kişinin bu zamana kadar verdiği ifadelerin tutarsız olduğunu ve kendisinin ruhsal bir bunalım içinde olduğunu düşünüyoruz. Bu kişinin ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu şahsın ifadelerine itibar edildiği takdirde Türk hukukuna büyük bir zarar verebileceğini düşünüyoruz" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.