HAREKET KABİLİYETİNİ ARTIRIYOR, AĞRIYI ORTADAN KALDIRIYOR
Dünya Fizyoterapi Konfederasyonuna üye olan tüm ülkelerde 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü olarak kutlanıyor. Dünya Fizyoterapi Konfederasyonu, 1996 yılında konfederasyonun resmi olarak ilk toplantı günü olan 8 Eylül’ü Dünya Fizyoterapi Günü olarak kabul etmiştir. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Demirci, 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada fizyoterapinin önemine ilişkin değerlendirmede bulundu. Fizyoterapinin fiziksel fonksiyonu değerlendirmeye, iyileştirmeye ve sürdürmeye yönelik bir sağlık mesleği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Deniz Demirci, “Fizyoterapi, kas-iskelet sistemi, nörolojik ve kardiyopulmoner sorunları olan kişilerin tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında kapsamlı değerlendirmeleri, değerlendirme bulgularını ve uygulanan müdahalelerini ve bu müdahalelerin sonuçlarının değerlendirilmesini içerir.” dedi.
Fizyoterapistler yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor
Fizyoterapinin, sağlığın ve refahın geliştirilmesi ve insan hareketlerindeki bozuklukların veya işlev bozukluklarının önlenmesi, tedavisi veya rehabilitasyonu ile ilgilendiğini ifade eden Prof. Dr. Deniz Demirci, “Hareket bozuklukları, doğuştan gelen deformite, hastalık, travma, yanlış kullanım, kullanmama veya herhangi bir sakatlıktan kaynaklanabilecek duygusal veya fiziksel yoksunluktan kaynaklanabilir. Hareket bozuklukları, fonksiyonel aktivitelerin gerçekleştirilmesindeki zorluklarla ilişkili olduğundan, fizyoterapinin birincil amacı sıklıkla hastalara normal fonksiyonun restorasyonunda veya maksimum potansiyellerine ulaşmalarında yardımcı olmaktır. Bu amaca ulaşmak için fizyoterapistler ağrıyı azaltmayı, dengeyi iyileştirmeyi, kas gücünü ve motor kontrolünü iyileştirmeyi, kardiyovasküler uygunluğu geliştirmeyi, solunum fonksiyonunu iyileştirmeyi veya eklem aralığını artırmayı hedeflemektedir.” diye konuştu.
Kişiselleştirilmiş plan oluşturulur
Fizyoterapistlerin, maksimum yaşam kalitesini hedefleyerek hem bireylerin hem de genel toplumun sağlık ve esenliğini teşvik ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Deniz Demirci, şunları söyledi: “Bir fizyoterapist hastaya odaklanır ve kişiselleştirilmiş bir plan oluşturmak için yaşam tarzını inceler. Sağlık veya tıbbi faktörler, sosyo-ekonomik stresler ve yaşam tarzı faktörleri nedeniyle hareket davranışlarını değiştirme riski taşıyan bireylerde bozuklukların, fonksiyonel kısıtlamaların ve sakatlıkların önlenmesini sağlar. Bozukluklar, işlevsel kısıtlamalar ve sakatlıklardan kaynaklanan hareket davranışları değişmiş bireylerde ve birey gruplarında, hareket için gerekli olan vücut sistemlerinin bütünlüğünü yeniden sağlamak, işlevi ve iyileşmeyi en üst düzeye çıkarmak, yaşam kalitesini artırmak ile yükümlüdür.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.