hayatınıza hareket katıyoruz

hayatınıza hareket katıyoruz
Hayatımıza hareket katan fizyoterapistlerden kaçımız hizmet aldık ve sağlığımıza kavuştuk? Fizyoterapistleri ne kadar tanıyoruz? İşte bütün bunlara yanıt almak için Samsun'da görev yapan Türkiye Fizyoterapistler Derneği'nin Samsun Temsilcisi Musacan Mina


M.Özdemir: Fizyoterapist kimdir?

M.Minaz: Fizyoterapist, hekim tarafından tanısı konan hastaların fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarını planlayan ve uygulayan; sağlıklı kişilerde özel egzersiz ve rehabilitasyon programları ile fiziksel uyumu arttırıp, hastalık ve sakatlıkları önleyen profesyonel bir sağlık elemanıdır.


M.Özdemir: Rehabilitasyon nedir?

M.Minaz: Rehabilitasyon, kişinin doğuştan veya sonradan, herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin, kaybedilmiş bazen de limitlenmiş olan fonksiyonel kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi, psikolojik sosyal ve mesleki açıdan da desteklenerek günlük yaşamda bağımsız duruma gelmesini sağlamaktır. Rehabilitasyon uygulamalarının ana üyesi fizyoterapisttir.


M.Özdemir: Samsun Temsilciliğini kurduğunuz, Türkiye Fizyoterapistler Derneği'nin (TFD) amacı nedir?

M.Minaz: Fizyoterapistlik mesleğinin uygulanması ile ilgili standartları ve etik kuralları oluşturmak ve işlerliğini sağlamak üzere çalışmalar yapmak, toplum sağlığı ile ilgili, her alanda çalışmalar yapmak ve toplumu bilinçlendirmek, bu yolla fizyoterapi biliminin ve fizyoterapistlerin mesleki uygulama alanının gelişmesine yardımcı olmaktır. Derneğimizin ilk hedefi dünyadaki örnekleriyle paralel bir Fizyoterapistlik Meslek Kanunun çıkarılmasını sağlamaktır. Alanımızda görülen usulsüzlükleri engellemek, fizyoterapistlerin yerine farklı meslek elemanlarının istihdam edilmesinin önüne geçmek, fizyoterapistlerin yetkinlik ve mesleki becerilerini arttırmak yine derneğimizin öncelikli hedefleri arasındadır.


M.Özdemir: Toplum sağlığı ile ilgili, her alanda çalışmalar yapmak ve toplumu bilinçlendirmek için bugüne kadar neler yapıldı?

M.Minaz :Radyo ve Televizyon yayınlarının yanı sıra, çeşitli hastalıklar ve özürlerle ilgili bilgilendirme seminerleri ve toplantıları düzenlenmiştir ve çoğu halen belli aralıklarla devam etmektedir. Samsun temsilciliği olarak bizim programımızda da öncelikle toplum bilgilendirme çalışmaları bulunmaktadır


M.Özdemir: Biliyorsunuz sağlıkla ilgili olarak ülkemizde çok yaygın olumsuzluklar yaşanmakta bu konuda TFD olarak sağlıkla ilgili her türlü ulusal politikanın üretilmesine yönelik çalışmalara imzalar atıldı mı? Yada ne gibi çalışmalarda bulunulacak?

M.Minaz: TFD olarak Toplum sağlığını ilgilendiren her konuda Sağlık Bakanlığı ve Sosyal güvenlik kurumu ile görüş alışverişinde bulunulmaktadır, kurumlar arası ilişkiler devam etmektedir.

M.Özdemir: Fizyoterapistlerin özlük haklarından tutunda diğer tüm hakları nelerdir?

M.Minaz :1965 yılında sağlık sistemimizin içinde yer alamaya başlayan mesleğimizi 1937 'de yürürlüğe giren 3153 sayılı kanununda belirlenen “Fizyoterapi ve Bunlara Benzer Müesseseler Hakkında Nizamname “ çerçevesinde yürütmekteyiz. Maalesef bu nizamnamede mesleğimizle ilgili hiçbir özlük hakkına yer verilmemiştir.


M.Özdemir: Her meslekte olduğu gibi sizin mesleğinizde de sahte fizyoterapistler var mı?

M.Minaz: Fizyoterapistler üniversite sınavında tıp fakültesi ve diş hekimliği gibi bölümlerle eş değer yüksek puanlar alarak fizik tedavi ve rehabilitasyon eğitimi veren 4 yıllık fakülte mezunlarıdır Elbette her meslekte olduğu gibi, bizim mesleğimizi de kötü ye kullanmak isteyen bazı fırsatçılar var, elimizden geldiğince bu kişilere izin vermemeye çalışıyoruz.


M.Özdemir: Bunlara kendilerini tedavi ettirip de daha sonra size gelen hastalar oluyor mu?

M.Minaz:İnsanların tedavi olabilmek için o kurumdan bu kuruma savruldukları bu ortamda elbette bir fizyoterapistten tedavi gören kişi farkı anlıyor ve daha önce kendisine uygulanan yanlış ve tamamen yetersiz uygulamalardan bize bahsedince bizde üzülüyoruz ve şikayette bulunuyoruz.


M.Özdemir: Sahte fizyoterapistler için derneğinizin bir hukuki yaptırımı oluyor mu olmuyor mu?

M.Minaz: Hukuki bazı yaptırımlarımız oldu elbette, caydırıcı nitelikte olduklarını belirtebilirim, derneğimiz ve tüm fizyoterapistler mesleğimize sahip çıkmak adına elinden geleni yapıyor.


M.Özdemir: FTR hastanelerinde veya özel hastanelerde fizyoterapistler dururken hemşire yada bir başka alakasız kişilere tedavi yaptırılıyor mu?

M.Minaz: ''Fizyoterapistler mesleklerini icra ederken kendilerine yönlendirilen kişilerin iyileşme ve fonksiyonel kapasitelerini özel yöntemlerle değerlendirir ve bu problemlerin tedavisi amacıyla, elektroterapi, bir çoğunu fizyoterapistlerin keşfettiği elle tedavi, bantlama ve cihazlama gibi mekanik yöntemler ile tedavi amaçlı özel egzersizler, elektromekanik cihazlar ve her gün bir yenisi gündeme gelen daha bir çok tedavi yöntemini kullanırlar. Maalesef Sosyal güvenlik kurumumuz dünyada örneği olmayan bir şekilde bazı fizik tedavi modalitelerini fizyoterapist olmayan kişilerin eline bırakmayı şimdilik mahsur görmemektedir.



M.Özdemir: Bu konuda yaşanmış bir olay var mı? Ve nasıl sonuçlandılar?

M.Minaz:- Bilinçli olarak fizik tedavi merkezine giden hastalar zaten tedavimi FİZYOTERAPİSTTEN almak istiyorum diye belirtiyor ve uygulama yapan kişilere soruyor bunu fakat bilinçsizce gelen kişilere kendini eğitim almadığı halde fizyoterapist olarak tanıtan yada kurum tarafından bu şekilde tanıtılan kişilerin yaptığı uygulamalar kalıcı sakatlıklara, ciddi yanıklara, iyileşme süresinin uzamasına hatta ölüme bile sebebiyet verebiliyor. Egzersiz yaparken oluşan kırık ve çıkık vakaları, elektroterapi uygulamaları sırasında oluşan ciddi yanıklar, su içi tedavilerde görülen boğulma riski, hatalı yaklaşımlarla öğrenilmiş yanlış yürüme şekilleri, omurga ve pek çok eklemde oluşmuş şekil bozuklukları, yanlış tedaviler sonucu iyileşme süresinin uzaması olumsuzluklara birer örnek.

M.Özdemir: Mesleğiniz mutlaka her insana 7 aylıktan 70 yaşına hatta daha da ileri yaşlarda olan insanlara gerekli bu konuda neler anlatmak istiyorsunuz?

M.Minaz: LÜTFEN HAKKINIZ OLAN FİZİK TEDAVİ HİZMETİNİ, SİZE FİZYOTERAPİSTİN UYGULAMASINI İSTEYİNİZ, SORUNUZ!


M.Özdemir: Derneğiniz Samsun'da tam işlerlik kazandığında diğer Sağlık odaları sendikaları ve dernekleriyle birlikte bilimsel çalışmalara katılacak mı? Yada Sağlık alanında yapılacak olan açıklamalarda gücünüz oranında yer alacak mısınız?

M.Minaz: Sağlık sistemi ve çalışanları ayrı ayrı bütünü oluşturan ve mükemmelleştiren parçalardır. Fizyoterapistler olarak diğer bütün parçalarla sıcak ilişkiler kurmak istiyoruz ve bunu gerçekleştirmek için üzerimize düşeni yapacağız.


M.Özdemir: Hayatınıza hareket katıyoruz ifadesi siz fizyoterapistlerin sloganı gibi bunu açar mısınız?

M.Minaz: Hayatta sürekli bir hareket hali vardır. Yürümek, koşmak, nefes almak hatta kalp atışlarımıza kadar her şey hareketten ibaret. Biz bu hareketlerin bozulması, aksaması durumunda yada mükemmelleştirilmesi amacında çalışıyoruz bi anlamda da hareket bizim sloganımız olmuş oluyor.


M.Özdemir: Şanlıurfa'da Fizyoterapistler Meslek Yasasını istiyoruz diye pankart açmışlardı meslek yasasını alabildiniz mi?

M.Minaz: Bazı il ve ilçelerde bu tür olaylar yaşadık. Maalesef 2010 yılına girmişken halen 1937 de yürürlüğe giren bir nizamname ile kendimize yeterli bir çalışma ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Meslek yasamız olmadan çalışıyoruz ki görev ve sorumluluklarımız bize tam olarak bildirilmediği için sorunlar yaşıyoruz. Sadece fizyoterapistler için değil, bu yasanın çıkması toplum sağlığı için gereklidir.


M.Özdemir: Bu yasanın çıkmasını mesleğimiz adına değil, toplum sağlığı adına da çıkması gerek diyorsunuz, meslek yasanızla ilgili olarak 2008 yılında Ankara'da bi yürüyüş oldu, sonuç alabildiniz mi?

M.Minaz: Milletvekilleri ile ilgili görüşmelerimiz, konu üzerindeki bütün çalışmalarımız hızla devam ediyor. Sayın Başbakanımız ile birebir görüşlerde de bulunuldu, etkili bir sonuca yakınız diyebiliriz.


M.Özdemir: Fizik tedavi ve fizyoterapist Türkiye'de ne kadar biliniyor?

M.Minaz: Fizik Tedavi okulları bulunan illerimizde daha çok biliniyor çünkü geniş bi çalışma alanına
yayılmış oluyoruz araştırmalarla, etkinliklerle ve daha fazla insanla muhatap olunuyor, diğer illerde,
ilçelerde ise nispeten fiziksel bir rahatsızlık geçirmiş kişiler tedavileri sırasında bir fizyoterapistle
çalışma imkanını bulursa öğrenebiliyor. Ancak bu sorunun en önemli nedeni yönlendirilen hasta
sayısıdır. Halen fizyoterapistlere direk hasta yönlendirebilen tek uzmanlık branşı Fiziksel Tıp'tır.
Fizyoterapistlerin bütün dünyada tüm uzmanlık branşları ile direkt çalışabilmesi mümkünken Sağlık
Bakanlığının bu yöndeki çabalarına rağmen, ülkemizde maalesef bu engellenmektedir.
Fizyoterapistlerin yasal konumlarının net olarak çizilmemiş olması ve meslek yasasının yokluğu alanda yaşanan sorunlar bir an önce çözülmelidir.