"HİÇBİR PROBLEM YOK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının ardından seçimlerin normal vaktinden yaklaşık bir ay öne çekilerek, 14 Mayıs'ta yapılmasının düşünüldüğünü hatırlatan Şentop, Anayasa'nın 116. maddesinin seçimlerin yenilenmesini düzenlediğini anlattı. Bu maddeye göre, TBMM'nin "nitelikli çoğunluk" ile seçimleri yenileme kararı alabileceğini veya cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar verebileceğini ifade eden Şentop, bunların Anayasa'da tanınmış yetkiler olduğunu ve tartışılacak bir yanı bulunmadığını vurguladı. Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazen tuhaf bir şekilde Meclis'in feshedilmesinden bahsediliyor. Meclis'in feshi diye bir şey söz konusu değil. Anayasa buna seçimlerin yenilenmesi diyor. Meclis'in feshinden kast ettikleri şey, Meclis'i feshedecek, daha sonra Meclis çalışmalarını bitirmiş olacak falan gibi bir husus. Ancak bizim daha Meclis-i Mebusan'dan itibaren, TBMM'nin açılmasından itibaren Meclis'in çalışmalarının devamlılığı diye bir temel ilkemiz var. Buna göre Meclis, seçimlerden sonra yeni Meclis göreve başlayana kadar çalışmalarını sürdürür. Bir kesintisizlik vardır burada. Dolayısıyla fesih diye müessese söz konusu değil bizim sistemimizde. Bu bakımdan cumhurbaşkanının yetkisi var. Cumhurbaşkanı karar aldıktan sonra 14 Mayıs'ta seçimlerin yapılması temin edilebilir."
"Seçimlerin takviminin açıklanacağı bir sırada böyle bir tartışmanın gündeme gelmesi ilginç"
TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki tartışmanın zamanlamasının ilginç olduğunu söyledi. Bu düzenlemenin Nisan 2017'deki referandumla Anayasa'ya girdiğine işaret eden Şentop, yürürlük tarihleri dikkate alındığında 2018 seçimlerinden önce yürürlüğe girmiş bir düzenleme olduğunu belirtti. Şentop, "Dolayısıyla bu tartışmanın zamanlaması ilginç, buraya dikkati çekmek istiyorum. Tam seçimlerin takviminin açıklanacağı bir sırada, böyle bir tartışmanın, bugüne kadar hiç lafı, sözü edilmemiş şekilde gündeme gelmesi ilginç." diye konuştu. Hukuken bakıldığında bu konuda hiçbir tereddüt olmadığını vurgulayan Şentop, "Çok açık bir şekilde Cumhurbaşkanımızın bu birinci dönemidir, ikinci defa adaylığı söz konusudur. Bu bakımdan Anayasa'ya göre aday olmasıyla ilgili hiçbir hukuki problem yok." dedi. Bu konudaki tartışmalarda hukuki görüş ileri süren kişilerin hukukçu olabileceklerini ama hukuki görüşün, hukukçunun söylediği görüş olmadığını anlatan Şentop, hukuki görüşün bazı kriterleri olduğunu anlattı. Hukukçunun görüşünün gerekçesini ve dayanağını ortaya koyması gerektiğini dile getiren Şentop, şunları kaydetti: "Bu açıdan baktığımızda önce birkaç şeyi eleyelim. Bazı hukukçu arkadaşlar 'Metin çok açık, bu tartışılmaz.' diyorlar. 'Yoruma kapalı' diyenler de var. Esasen 'Yoruma kapalı, tartışılmaz.' demek, bir yorum şeklidir. Buna lafzi yorum diyoruz. Yazılı cümledeki kelimeler, sözlük anlamlarıyla kabul edilirse buna lafzi yorum diyebiliriz. Fakat bu 'Metin açıktır, tartışılmaz.' aslında skolastik dönem kilise yaklaşımından ortaya çıkmaktadır. Ona göre 'Mukaddes kitap kendi kendini yorumlar.' şeklinde bir yaklaşım var. Halbuki hukuk metinleri, kendi kendini yorumlamaz, bir cümledir o, bir kelimedir. Hukuk kuralı, bu kelimelerin, cümlenin yorumuyla ortaya çıkartılan şeydir esasen. Dolayısıyla hukuk kuralı her zaman cümlenin yorumu sonucu ortaya çıkmıştır. 'Yoruma kapalı.' yaklaşımları esasen temelden yanlış. Yorum meselesini ve hukuk kuralının ne olduğunu tam bilmeyenlerin görüşleri."
"60 gün geçtikten sonra ilk pazar yapılır"
Şentop, seçim takvimine ilişkin kamuoyundaki tartışmaların, teknik bilgisi olan hukukçular bakımından önemli bir konu olarak görülmediğini söyledi. Kanunlarda iki farklı hükmün olduğunu, birisinin Milletvekili Seçimi Kanunu'ndaki "Seçim kararının ilan edildiği tarihten itibaren 90 gün geçtikten sonra ilk pazar yapılır." hükmünün, diğerinin ise Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'ndaki "60 gün geçtikten sonra ilk pazar yapılır." hükmü olduğunu anımsatan Şentop, şunları kaydetti: "Kanunlar arasında bir çatışma meydana geldiğinde bunu çözmenin üç temel ilkesi vardır. Birincisi 'Sonraki kanun, önceki kanunu ilga eder.' Temel ilke budur. Burada Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, sistem değişikliğinden sonra yapılan bir kanun. Diğeri ise 1983 yılında yapılmış Milletvekili Seçimi Kanunu. Bu bakımdan 60 gün uygulanacağı noktasında bir tereddüt yok. Sayın Cumhurbaşkanı 10 Mart'ta seçim kararı aldığı takdirde 60 gün hesabı yapılır, 60 gün bittiğinden itibaren ilk pazar hangisi ise orada seçim yapılır. Dolayısıyla bu hesap 14 Mayıs'ı hedefleyen ona göre bir takvim oluşturmayı hedefleyen bir tarihtir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.