Hiperaktivite tedavi yöntemi başarı sağlıyor
Çocukluk çağının en yaygın nöropsikiyatrik gelişim bozukluklarından DEHB, beyindeki bazı kimyasal maddelerin işleyişindeki farklılıklar nedeniyle oluşuyor. Dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivite olmak üzere üç farklı tipi bulunan DEHB, kimi çocuklarda tek tip, kimisinde ise karma şekilde görülebiliyor. Türkiye ve dünyada hastalığın tedavisi için ilaç kullanımı konusunda görüş birliği bulunurken, eş zamanlı olarak çeşitli terapi yöntemleri de tedavide hızlı etki alınmasını sağlayabiliyor.
Almanya'dan getirdiği programı Türkçeye çevirdi, patentini aldı
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Hülya Bingöl Çağlayan da DEHB'nin tedavisinde Almanya Bremen Üniversitesinde geliştirilen, nöropsikolojik tabanlı "Attentioner ile Dikkatimi Topluyorum" programını Türkiye'de uyguluyor. Çağlayan, 1999'da nöroloji ve çocuk ergen psikiyatri alanlarında ihtisas yapmak için gittiği Almanya Ruhr Üniversitesi'nde ana dal olarak seçtiği kognitif terapi kapsamındaki dikkat terapisti eğitim programlarına da katıldı. Aldığı 3 farklı DEHB eğitimi arasından çocukla birebir çalışılarak, beyne birebir etki eden "Attentioner" programının eğitici eğitimlerine katılan Çağlayan, Almanya'dan onaylı hem dikkat terapisti hem de eğiticisi belgesi alarak mezun oldu. Türkiye'ye döndükten sonra, programın bazı bölümlerini Türkçeye çevirerek, seanslar için uygun olan çocuklara terapi veren Çağlayan, 7 yıl önce tamamen Türkçeleştirdiği programın Türk Patent ve Marka Kurumundan patentini 2 yıl önce aldı. 7-18 yaş grubundaki çocuklara 15 seans şeklinde uygulanan programda, ailelere yönelik de ebeveynlik becerilerinin desteklenmesi için 5 seans düzenleniyor.
DEHB tanılı çocuklar, bilgi ve yönergeyi harekete dönüştürmekte zorlanıyor
Çağlayan, DEHB'i "çocukta çoklu etmenlere bağlı olarak gelişen hiperaktivite, dikkat dağınıklığı ve dürtüsellik ile karakterize bir beyin rahatsızlığı" olarak tanımladı. Uzm. Dr. Çağlayan, dikkatsizlik yaşayan çocuklarda, ufak hatalar yapma, okuduğunu anlayamama, dili içselleştirememe, eşyalarını çok sık kaybetme, keyifle başladığı bir şeyi sürdürememe gibi sorunlar görülürken, hiperaktivitesi olan çocukların çok konuştuklarını, çok hareketli olduklarını, yönergeleri alıp uygulamakta ve uyaranlara yönelmekte çok zorlanabildiklerini aktardı. DEHB bir beyin rahatsızlığı olduğu için buradaki filtreleme olayında sıkıntı yaşandığını ve beyindeki bu filtreyi oluşturan dopamin ile noradrenalin adlı küçük taneciklerin, genetik ya da çevresel etkenlere bağlı azlığının söz konusu olduğunu belirten Çağlayan, bunu yaşayan çocuklara bilgi ve yönerge gelse de harekete dökemediklerini ifade etti. Çağlayan, dürtüsellikte ise bu durumu yaşayan çocukların sıra bekleyemediklerini, okulda öğretmenlerinin sorusuna parmak kaldırmadan cevap vermeye çalıştıklarını, bildikleri şeyi hemen söyleme isteğiyle hareket ettiklerini dile getirdi. DEHB'nin sadece dikkat eksikliğiyle seyredebileceği gibi bununla birlikte dürtüsellik ve hiperaktivitenin de bir arada görülebileceğini anlatan Çağlayan, kendilerine en çok dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin bir arada gözlendiği çocuklar için başvurulduğunu kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.