İki haftayı aşan bel ağrısı romatizma habercisi

İki haftayı aşan bel ağrısı romatizma habercisi
İki haftanın üzerinde devam eden, sabahları belde tutukluluk yaratan bel ağrısı, iltihaplı romatizmanın belirtisi olabilir.

100 KİŞİDEN EN AZ 65'İ BEL AĞRISI ÇEKİYOR
İki haftanın üzerinde devam eden, sabahları belde tutukluluk yaratan bel ağrısının, iltihaplı romatizmanın belirtisi olabileceği, hastalığın tedavi edilmediğinde yatalaklık, hayati organlarda tahribiyet görülebileceği, yaşam süresinin kısalabileceği belirtildi.Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ramatoloji Uzmanı olan Prof. Dr. Şebnem Ataman, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğine işaret etti.

UZMANA BAŞVURULMALI
Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, yapılan çalışmalara göre, bel ağrılarının yüzde 50'sinin ilk hafta, yüzde 90'nın 2. hafta sonunda geçtiğini, yüzde 10'unda ise sorunun devam ettiğini anlattı. 2 haftanın üzerinde devam eden, gece ağrısı ve sabahları belde tutukluk yaratan ağrının mutlaka dikkate alınmasını isteyen Ataman, fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurguladı.

KALBE DE ZARAR VERİYOR
Ataman, iltihaplı romatizma hastalıkları içerisinde, beli en sık etkileyenin, "Ankilozan spondilit (AS)" olarak adlandırılan ve ağrılı, ilerleyici özellikli bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, "Bu hastalık, temelde omurgayı etkilemekle beraber, diğer eklemleri, kiriş ve bağları da etkileyebilir" diye konuştu.Hastalığın en belirgin özelliğini, "omurgayı tutarak, omurgada kısıtlılık yaratması" diye vurgulayan Ataman, şu bilgiyi aktardı: "Hastalıkla birlikte öne doğru bükülme ve hareket zorluğu görülüyor. Çok nadir olarak göz, akciğer, barsak, böbrek ve kalbi de etkileyebiliyor. AS'de ilk tutulan bölge sıklıkla leğen kemiğidir. Buna bel, göğüs kafesi ve boyun bölgeleri de zamanla eklenebilir. Bu bölgelerde, kiriş ve bağların kemiğe yapıştıkları yerde inflamasyon 'mikropların neden olmadığı iltihaplanma' ortaya çıkar. Yapışma yerlerinde aşınmalar meydana gelir ve yeni kemik oluşur. Kiriş ya da bağlardaki elastik dokuların yerine kemik dokusunun geçmesiyle birlikte harekette azalma olur. İnflamasyonun tekrarlamasına bağlı kemik oluşumları artar ve omurga kemikleri kaynaşarak bütün bir hal alır ve bu da hareketlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanır."