İNSÜLİN DRENCİNE DİKKAT !
Özer “İnsülin; glukoz adı verilen insan vücudundaki önemli enerji kaynağı sayılan kan şekerini, hücre içine sokan pankreas hormonudur. Bu düzenlemeyi ‘’insülin reseptörü’’ adı verilen bir yapıyla bağlanarak yapar. Bu reseptöre birçok nedenlere insülin bağlanamazsa vücutta insülin olduğu halde kanda insülinin görev yapmamasına neden olur. Bu durum insülin direnci olarak adlandırılmaktadır.
İnsülin direnci arttıkça, şeker kontrolünü sağlamak için insülin de artmış olur. Bu da vücutta gereğinden fazla insülin salgılanması anlamına gelir. Dokularda insülinin aracı olduğu glikoz kullanımının azalması ve karaciğerde glikoz yapımının artması ile ortaya çıkan metabolik bozulma, insülin direncinin temelini oluşturmaktadır. İnsülin direnci, tip 2 diyabet, hipertansiyon, lipid yüksekliği, polikistik over sendromuna eşlik eder. insülin direnci veya tip 2 diyabeti olan kişilerin yakınlarında genetik faktörlerin etkisi ile insülin direnci daha sık görülmektedir. Ayrıca hareketsiz yaşam, fazla kalorili beslenme gibi faktörler de insülin direnci gelişimine yol açmak. Obezite ile insülin direnci arasında çok güçlü bir ilişki bulunmaktadır. İnsülin direncinin en sık sebebi obezitedir. İnsülin direnci ortaya çıktığında hemen klinik belirti vermeyebilir.. İnsülin direncine müdahale edilmediğinde, uzun dönemde birçok hastalığa sebep olabilir. Kardiyovasküler hastalık riski artar. Endotel fonksiyonu bozulur. Tip 2 Diyabetes Mellitus gelişir” açıklamasının sonunda mutlaka endokrinoloji hekimine başvurulması gerektiğini ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.