IV. Murat operasında "Allahümme salli ala"

IV. Murat operasında "Allahümme salli ala"
Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü'nün yeni yapıtı ''IV. Murat'' operası sahnelenmeye başladı.

"Hazaran kalkanlar yahşi kolçaklar / Pür silah olmuştur önde köçekler / Baş eğin selama durun çiçekler / Sultan Murat geldi açılın dağlar"...

Kayıkçı Kul Mustafa'nın mısralarında böyle tasvir ettiği Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü padişahı IV. Murat, tüm ihtişamıyla opera sahnesinde izleyiciyle buluştu.

Bugüne kadar pek çok romana, tiyatro yapıtına, sinema filmine ve televizyon dizisine konu olan IV. Murat, 25 yıl aradan sonra yeniden sanatseverlerin karşısına çıktı.

Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü'nün yeni yapıtı "IV.Murat", Sultan Murat'ın hükümdar olduğu 1623-1640 yılları arasındaki dönemi saray yaşamı, taht çekişmeleri, içki yasağı ve Duraklama Dönemi'nin buhranlarıyla sahneye taşıdı.

Turan Oflazoğlu'nun librettosunu (eser metni) yazdığı eser, Okan Demiriş'in müzikleriyle süsleniyor. DOB Başrejisörü Gürçil Çeliktaş'ın rejisiyle seyirciyle buluşan yapıtta orkestrayı Şef İbrahim Yazıcı ile Sunay Muratov dönüşümlü olarak yönetiyor.

Koroyu Mustafa Erdoğan ile Alessandro Cedrone'nin hazırladığı eserin dans düzeni İhsan Bengier'e, ışık tasarımı ise Tahsin Çetin'e ait.

Eserde, IV. Murat'ı Bülent Ateşoğlu ile Tuncay Kurtoğlu, Kösem Sultan'ı Nilgün Akkerman ile Gölge Şekeranber, Sadrazam Topal Recep Paşa'yı Tuncer Tercan ile Serhat Konukman, Nefi'yi İhsan Ekber, Aykut Çınar ve Ünüşan Kuloğlu dönüşümlü olarak canlandırıyor.

İçki yasağı ve Bağdat seferi

Üç perdeden oluşan ve kalabalık bir kadroya sahip bulunan görkemli yapıtta, Sultan Murat'ın koyduğu içki yasağına rağmen alkole yenik düşmesi işleniyor.

IV. Murat'ın halkın arasına tebdili kıyafet karışarak içki içtiği Bekri Mustafa ile diyaloğunun da sahneye getirildiği eserde, Bağdat Seferi'ne çıkış da dikkat çeken sahneler arasında yer alıyor.

Sultan Murat'ın savaş giysileriyle elinde Kur'an-ı Kerim tuttuğu sahnede Mehter Marşı'nın çalınmasının ardından, padişah ve ordusu, Devlet Opera ve Balesi Korosu'nun çoksesli olarak yorumladığı "Allahümme Salli Ala" ilahisi eşliğinde uğurlanıyor.

Kösem Sultan ile oğlu arasındaki çekişmelerin de sahneye taşındığı yapıtta, padişahın kendi döneminde çıkan İstanbul ve Celali isyanlarını bastırması da işleniyor.

"Yüksek kondisyon istiyor"

Eserde IV. Murat'ı Devlet Opera ve Balesinin iki başarılı bası Tuncay Kurtoğlu ile Bülent Ateşoğlu canlandırıyor.

Kurtoğlu, bu eser için ön hazırlıkla birlikte 6 aydır çalıştıklarını söyledi. Rolüne hazırlanmak için kaynakları incelediğini ve Devlet Tiyatrolarından da "IV. Murat" adlı oyunun tekstini edindiğini anlatan Kurtoğlu, rolünün tekniğin yanı sıra yüksek kondisyon istediğini ifade etti.

Yapıtta 5 kostüm değiştirdiklerini, bunların her birinin de görkemli ve kat kat kıyafetler olduğunu belirten Kurtoğlu, ancak çeşitli zorluklar taşıyan bu rolü canlandırmaktan ve ulusal operanın bu önemli örneğinde görev almaktan büyük mutluluk duyduğunu kaydetti.

Kendisini en çok Sultan Murat'ın ilk aryası ile Kur'an-ı Kerim ile çıktığı Bağdat Seferi sahnesinin etkilediğini belirten Tuncay Kurtoğlu,"Murat'ı bir de Topkapı Sarayı'nda, o büyülü mekanda oynamak isterdim. Saray atmosferinde çok daha etkileyici olur" dedi.

"Bir ilahi opera sahnesinde de olabilir"

Bas Bülent Ateşoğlu da IV. Murat'ın kendi devrinin şartlarına göre yapılması gerekeni yerine getiren gerçek bir devlet adamı olduğunu, ülkesini çok sevdiğini ifade ederek, "Şu anda düşünürsek despot olduğunu söyleyebiliriz. Ama o dönem için yaptıkları çok önemlidir" dedi.

Padişahın bazı zaaflarının olduğunu, yasaklamasına rağmen içkiye ve tütüne yenik düştüğünü dile getiren Ateşoğlu, onun 8 senede vücuduna yapılacak en büyük kötülükleri yaparak sonunu hazırladığını belirtti.

Bu rolde kendisini en çok zorlayanın IV. Murat'ın karakter yapısı olduğunu vurgulayan Ateşoğlu, bu zorluğu da "Sürekli huzursuz, sıkıntılı olduğu, içi içini kemirdiği için canlandırması zor bir roldü" sözleriyle aktardı.

Yaşadıkları zorlukların bir kısmının da sahneyle ilgili olduğunu, çünkü temsil verdikleri mekanın her yönüyle "opera sahnesi" olmaktan uzak bulunduğunu aktaran Ateşoğlu, "Bu sahne, sanatçıya ve seyirciye kesinlikle yardım etmiyor" diye konuştu.

Eserde Bağdat Seferi sahnesi ile padişahın ölümünün kendisini çok etkilediğini dile getiren sanatçı, "IV. Murat'ta bir de benim için çok önemli bir şey var. Bir ilahi operada da olabiliyor. Çoksesli biçimde olabildiğini, evrensel bir boyut kazanabildiğini gördük" dedi.

Türk opera repertuvarına yeni yerli yapıtların kazandırılması gerektiğini de vurgulayan Ateşoğlu, ayrıca yapıtın Türk cumhuriyetlerinde de sahnelenmesini arzuladığını sözlerine ekledi.