Kara lastik tükeniyor
20. yüzyılın ikinci yarısı özellikle gelişmekte olan ülkelerin iktisat tarihleri açısından ilginç deneylere tanıklık etmiştir. Bu süreçte dünyanın değişik coğrafi bölgelerinde güçlü bir sanayi yapısı ile hızlı bir büyümeyi yakalayabilen ülkelerin yanı sıra var olan büyüme ve sanayi güçlerini koruyamayan ülkeleri de görmekteyiz. Bu son yarım yüzyıl bazı Asya ve Doğu Asya ülkeleri açısından önemli bir başarı çizgisinin yakalandığı dönem olurken Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ağırlıklı olarak kriz ve makro dengelerle boğuşmuşlardır. Merkezi planlama deneyimindeki ülkelerin 1990 siyasi çözülme sonrası dünya ticaret sistemine daha etkin bir biçimde katılması, kalkınma çabası içindeki bütün ülkeler için eskisinden oldukça farklı ve daha zorlu koşullar ortaya çıkarmıştır. Bu noktada son üç yılda ticaret fazlası vermeye başlayan plastik ve kauçuk ürünleri imalatı sektörünün ihracat potansiyeli oldukça güçlü. Petrokimya sanayisinden girdi kullanması nedeniyle, yoğun enerji kullanıldığı için enerji üretimindeki yetersizlikler ve fiyatlarının yüksekliği bu sektörde üretim ile ilgili önde gelen sorunları oluşturuyor. Ayrıca, lastik sektörü için Doğu Asya rekabeti, plastik sektörü için ise kayıt dışı üretimin yarattığı düşük kalite mal imajı diğer sorunlar arasında sıralanabilir. İstihdam açısından sektörün potansiyeli güçlü kabul edilebilir. Ancak, teknoloji ve rekabet gücü orta düzeydedir. Samsun'da ise genel olarak sektör içerisinde bulunan imalatçılar krizden çok fazla etkilenmediklerini belirtti.
ÜÇ NESİLDEN BU YANA SEKTÖRÜN İÇERİSİNDEYİZ
1950 yılından bu yana lastik imalat sektöründe bulunan ve babasından devraldığı işletmeyi şu anda oğluna devreden Akın Akyürek, Samsun lastik sanayi sektörüyle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Akyürek, "Samsun'da lastik imalat sektörü ikiye bölünmüş vaziyette" diyerek başladığı konuşmasına, "Ayakkabı lastik sanayi ve takoz lastiği imalat sanayi olarak hizmet verdiğimiz sektörde ayakkabı sanayi şu anda çöküş içerisinde. İmalathaneler teker teker kapanıyor. Takoz lastiği imalat sanayi ise çok iyi olmasa da başa baş noktada gitme mücadelesi veriyor. Benim işletmemde eskiden 45 kişi çalışırken şu anda bu sayıyı 4'e düşürdüm. Eskiden verilen siparişleri yetiştirmek için üç vardiya çalışırdık şimdi ise tek vardiya bile fazla geliyor.
BÜYÜK FİRMALAR KRİZDEN ETKİLENMEDİ
Lastik imalat sektöründe böylesine olumsuz etkilenmeler yaşanırken krizden etkilenmeden işlerini sürdüren firmalarda var. "Krizi ithalatla aşmaya çalışıyoruz" diyen Murat Beyazkılıç, "Çin mallarının Türkiye'de özellikle lastik imalat sektöründe verdiği zararı tespit ettikten sonra kaliteli ürünlerle Avrupa da pazar arayışına girdik. İlk zamanlarda kendimizi kabul ettirmek adına zorlansak da Avrupalı artık çok iyi biliyor ki bizim mallarımızın kalitesi Çin mallarının çok ötesinde. Şu anda mal satma gibi bir problemimiz yok. Ama sektörün geneline baktığımızda ayakta kalma mücadelesi veren küçük esnafımızın işleri oldukça zor. Bir zamanlar Samsun'da oldukça yüksek potansiyellere sahip olan yerler ya kapandı ya da kapanmamak için mücadele veriyor."
LASTİK GİRMEDİĞİ ALAN YOK
Türkiye'de yaklaşık 16 milyon motorlu araç bulunuyor. Halı sahalardan oyun parkalarına kadar her yerde kullanılabilir hale getirilen hurda lastikte hem toplayan hem işleyen çok kazanıyor. 13 yıldır lastikçilikle uğraşan Serdar Apak, "Bizim hammaddemiz olan hurda lastiği bulmakta zorluk çekmesek de pazarın daralmasından dolayı satış aşamasında zorluk yaşıyoruz. Aslında bütün iş insanların alım gücüyle alakalı. Bizim kendi ürettiğimiz mallar daha kaliteli olduğu halde insanlar ucuza kaçarak Çin mallarını tercih ediyor. Uzun vadede düşündüğünüzde Çin malları hem sağlık açısından hem de kullanım açısından problem çıkarıyor. İnsanların bunun ayrımına vararak tercihlerini Türk patentli mallardan kullanarak sanayimizin kötü gidişatına dur demeleri lazım. Avrupa'da insanlar daha bilinçli hareket ettiklerinden Çin malları orada istedikleri gibi piyasaya nüfuz edememiştir. Bunda Avrupalıların bilinçli hareket etmelerinin büyük etkisi var." dedi.