Kendimizi zamlara alıştıralım
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, TEDAŞ'ın yeni elektrik fiyat tarifesini değerlendirerek karara bağladı. Buna göre, konutlarda kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 1,32 artarak, 21,6 kuruşa yükseldi. Sanayide kullanılan elektriğin fiyatı da yüzde 1,23 artarak, 19 buçuk kuruşa yükseldi. Ticarethanelerdeki artış oranı ise yüzde 0,86 oldu. Karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe 1 Ocak 2010'da girecek. Bundan sonraki otomatik fiyatlandırma 1 Nisan 2010'da yapılacak. Elektrikte yapılan zammın sebebi olarak enerji ve şebeke maliyetlerinin artması gösterildi. Enerji Sanayi ve Madeni Kamu Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi dün yaptığı basın açıklamasında elektik zammını eleştirirken doğal gaza da zammın yolda olduğunu söyledi.
DIŞA BAĞIMLI ENERJİ POLİTİKASI
ESM Şube Örgütlenme Sekreteri Nural Özcan, yaptığı açıklamada elektrik zammından sonra sıranın doğalgazda olduğu söyledi. Özcan, "Hükümet; döviz kurlarındaki artış ve Rusya'nın yeni yıldan itibaren doğalgaz satış fiyatlarını artıracak olması nedeniyle Doğalgaz fiyatlarında oldukça yüksek bir zamma hazırlanıyor. Zam konusunda yüzde 20 ile yüzde 50 arasında olacağı noktasında rakamlar ifade edilmektedir. Yapılacak bu zammın zaten oldukça zor koşullarda yaşamını sürdüren halkımızı oldukça olumsuz etkileyeceği açıktır. Isınmadan, enerjiye ve sanayideki kullanımına kadar; yaşamımızın her alanında yer alan doğalgaza yapılacak zam büyük bir çoğunluğu zaten yoksulluk sınırının altında yaşayan halkımızın bütçesinde yeni açıklar oluşmasına neden olacaktır. Bunun en önemli nedeni; hükümetin dışa bağımlı enerji politikasıdır" dedi.
TÜRKİYE 4 ÜLKEYE MUHTAÇ
Özcan Türkiye'nin enerji tüketiminde dış ülkelere bağlı olduğunu belirterek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye; gerek ısınmada, gerekse enerji üretiminde hem oldukça pahalı hem de tamamıyla dışa bağımlı bir kaynak olan doğalgazı tercih ederek bu konularda oldukça yanlış bir politika benimsemiştir. Bugün gelinen noktada Türkiye elektrik enerjisinin yüzde 55'ini doğalgazdan üretmektedir. Bu pay 1980'li yılların başında %5 düzeyindeydi. Aradan geçen 20 sene zarfında Türkiye, kendi öz kaynakları olan linyit kömüründen enerji üretiminde yüzde 42'lerden yüzde 20'lere, su kaynaklarımızdan yapılan hidroelektrik üretiminde ise yüzde 50'lerden %25'lere gelmiştir. İşin ilginç yanı doğalgaza bağımlılık konusunda başta Rusya olmak üzere, İran, Azerbaycan ve Türkmenistan olmak üzere üç, dört ülkeye mahkum olmuştur.Buradaki en büyük pay Rusya'ya ait olup doğalgazın yüzde 65'i Rusya'dan sağlanmaktadır"
Anıl OLFAZ