Kişiliğiniz hastalık(mı) getiriyor!

Kişiliğiniz hastalık(mı) getiriyor!
Psikobiyolojik kişilik kuramının sahibi Prof. Dr. Robert Cloninger, kendisi dahil hiçkimseye faydası dokunmayan 'zayıf karakterli' insanlarda kalp




hastalıklarının sigara içenlere kıyasla 4 kat daha fazla olduğunu bildirdi
Pikolojik ve davranışsal faktörlerin; diyabetten, gastrointestinal bozukluklara, kardiyovasküler hastalıklardan kansere, nörolojik sorunlardan solunum ve romatolojik şikayetlere kadar önemli hastalık gruplarıyla ilişkisinin anlaşılması için geliştirdiği Mizaç ve Karakter Envanteri (Temperament and Character Inventory) ile ünlenen Washington Universitesi Tıp Fakültesi psikiyatri ve genetik uzmanı Prof. Dr. Cloninger, bir kongre için geldiği Antalya'da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Karakteri belirleyen üç özelliğin kendini yönetme, işbirliği yapma ve kendini aşma olduğunu vurgulayan Cloninger, irade, sorumluluk, etkinlik, geleceğini belirleyebilme gücü, hedefler ve değerler oluşturabilme, sınırlılıklarını kabul etme ve problem çözme becerilerininin 'kendini yönetme', vicdan, yardımseverlik, başkalarının haklarına saygının 'işbirliği yapma', evrenin bir parçası olarak hissetmek, dünyayı anlamak, sabır, mistik duygular ve dini inanışların da 'kendini aşmak' ile ilişkili olduğunu söyledi.

Karakter bileşenlerini 'kuvvetler ayrılığı' ilkesiyle açıklayan Cloninger, 'kendini yönetme'nin 'yürütme', işbirliği yapmanın 'yasama', kendini aşmanın ise 'yargı'ya benzetilebileceğini dile getirdi.

Cloninger, şöyle konuştu:
''Sağlıklı ve olgun bir insan olabilmek için, kendinize saygılı, etrafınızdakilere de yardımcı olmanız gerekiyor. Yeteri kadar ruhani yapıya sahip olamazsanız ise istediğiniz kadar uğraşın mutlu olamazsınız. Daha az üreten, daha az yaratıcı insan haline gelirsiniz ki bu da mutlu olmanızın önündeki engellerden biridir. Aldığınız kararları kendi içinizde mutlaka değerlendirmelisiniz ki mutlu olun.

Ait olduğumuz dünyanın, çevrenin farkında olmalıyız. Kilit sözcük farkındalık. Dünyaya kendinizi bağlı hissederseniz, korku, öfke ve onaylanma isteğinden kendinizi soyutlayabilirsiniz. Bu da birçok erdeme neden olur. Sevgi, cesaret, onur tüm mutlu olabileceğiniz erdemler bu farkındalıkla gerçekleşir. Bu bağlılığa sahip olursanız kendinizde birşeyler üretmeye yönelik içgüdüyü aktive edersiniz. Bu içgüdüyü kullandığınız zaman kendinize ve dünyaya faydalı insanlar haline gelirsiniz. Bu bağlı hissedebilme, maneviyat sadece insanlarda olan özelliktir. Kalbimizi, bilimi ve konuşma dilini biraraya getirdiğimizde çok faydalı bir mizaca sahip olabiliyoruz.''

İnsanlık teknolojik yeniliklerle kendisini sürekli geliştirirken dünyayı kirletiyoruz, iklim değişikliğine neden oluyoruz. Savaşlar, ekonomilerin kötüye gitmesi, enerji için yapılan mücadeleler... Dünya üzerindeki hayvan habitatının üçte birini yok ettik. Bu çok ciddi bir rakam. Bu kavgadan uzaklaşamadıkça maneviyattan uzaklaşıyorsunuz. Tüketim ve savaş insanları hiçbir zaman mutlu etmedi.''

Hastalığınız kişiliğinizden kaynaklanıyor
İnsanların karakterleri ve hastalıklar arasında kesinlikle ilişki bulunduğunu belirten Cloninger, şöyle konuştu:

''Bu konuda çok geniş kapsamlı çalışmalarımız var. 25 yıldır insanların kişilik özeliklerini takip ediyoruz. Ve şöyle bir sonuca vardık; ister inanın, ister inanmayın kalp hastalıklarını en önemli nedeni olarak karşımıza çıkan şey zayıf karakter. Çok şey yapabileceğinize inanıp hiçbirşey yapmayan, kendisi dahil hiç kimseye faydası dokunmayan bu insanlar sigara içenlere kıyasla 4 kat daha fazla kalp hastası oluyorlar. Bu ilişki sadece kalp hastalıklarıyla sınırlı değil, kanser, hipertansiyon...

Zayıf karakterli bu insanlarda kişilik bozuklukları da ortaya çıkıyor. Kişilik bozukluğu tüm bu hastalıklarla ilişkili. Kişilik bozukluğu olan kişide aşırı stres vardır, yaşam tarzında sıkıntı vardır. Bunlar kalp hastalıkları, kanserler, depresyon ve birçok bağımlılığa neden oluyor. Çünkü kişilik bozukluğu olanlarda daha fazla maruziyet var. Kişiliği oturmadığı için herşeyden çok fazla etkileniyor. Herşeyin her zaman en olumsuzunu düşünüyor. Kişilik bozukluğu hastalıkların tek başına sebebi değil ama hastalıklar için büyük bir risk.

Maneviyatı güçlü, etrafındakilerle ve kendiyle barışık, çevresindekilere çok şey yapabilen insanlar dünya ile uyum içinde yaşamaya başlayabilir. Bu üç nokta çok önemli. İnsan olmak zor ve bunu başarmak çok kolay değil.

Hiçkimse mükemmel ve kusursuz değil. Herkesin karakterinde kusurlar var. Hiçkimse bu üç özeliği de yüzde yüze tamamlayamaz. Ama biliniz ki hepimiz davranışlarımızı değiştirerek şuan olduğumuzdan daha sağlıklı olabiliriz.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.