Kısırlıkta kadın erkek eşit
OMÜ Şehir Polikliniği'nde hasta eğitimi çerçevesinde düzenlenen "Tüp Bebek Takibi" konulu seminere konuşmacı olarak katılan Doç.Dr. Mehmet Bilge Çetinkaya, infertilite (kısırlık) hastalığının bir yıl veya daha fazla süreli, korunmasız olarak ve düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebe kalınamaması olarak tanımlandığını söyledi. Bu hastalık bulunan çiftlerin tedaviyle çocuk sahibi olma şanslarının bulunduğuna değinen Doç.Dr. Çetinkaya, şöyle konuştu: "Sıklığının değişik rakamlarla bildirilmesine rağmen, çiftlerin yaklaşık yüzde 10- 15'inin infertilite sorunuyla karşılaştıkları düşünülmektedir. Kadın ya da erkekte kısırlığın görülme sıklığı hemen hemen aynıdır. Yüzde 30-40 oranında kadına, yüzde 10-30 erkeğe ait nedenlerden, yüzde 15- 30'unda da çiftin her ikisini de ilgilendiren nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Çiftlerin yüzde 10-15'in de ise probleme yol açan neden bulunamaz ve bu duruma nedeni açıklanamayan infertilite denilir."
Doç.Dr. Çetinkaya, kadınlarda infertiliteye yol açan en önemli nedenlerin hormonal düzensizlik ve buna bağlı yumurtlama bozuklukları, tüplerin tıkanıklığı veya yapısal bozuklukları, rahim ağzı kaynaklı nedenler, periton adı verilen karın içi boşluğu döşeyen zardaki hastalıklar veya yapışıklıklar olarak açıkladı.
Doç.Dr. Çetinkaya, şöyle devam etti: "Periton kaynaklı nedenler arasında sıklıkla, endometriozis adı verilen ve rahim içini kaplayan zarın, karın boşluğu ve yumurtalıklarda bulunması ve hormonal değişikliklerle bu bölgelerde, adet kanamasında olduğu gibi kanama yapması ile karakterize olan hastalık ve genital enfeksiyon gibi nedenler bulunmaktadır. Erkekte infertilite nedenleri arasında sperm sayısını ve kalitesini etkileyen, yapım bozuklukları ve üreme kanallarındaki tıkanıklıklar, bağışıklık sistemi ile ilgili (immünolojik) sorunlar ve erkek yumurtalıklarının hormonal uyarıya sperm üretimi ile cevap verememesi gibi sorunlar bulunmaktadır."
İnfertilite tanısı konulan çifte bağlı olarak değişebilecek tedavi yöntemleri bulunduğunu anlatan Doç.Dr. Mehmet Bilge Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birçok kadında yumurtlama güçlükleri, ağızdan kullanılacak olan klomifen sitrat, bromokriptin, steroid gibi ilaçlarla veya enjeksiyon şeklinde doğrudan hormon kullanımı başarıyla tedavi edilebilir. Endometriozis veya enfeksiyon sonucu üreme organlarında ortaya çıkan tüplerdeki ve peritondaki yapısal bazı problemler, cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir. Erkek infertilitesinin tedavisinde de sperm sayı ve kalitesini artıracak ilaçlar veya cerrahi tedavi uygulanabilir. Bu şekilde döllenebilirliği artırıcı tedavilere cevap alınamayan durumlarda, yardımla üreme yöntemleri kullanılır. Bunların başında intrauterin inseminasyon adını verdiğimiz ve erkeğin sperminin alınıp bazı işlemlerden geçirilerek bir kanül yardımıyla rahim içine verilmesi esasına dayanan aşılama yöntemi bulunmaktadır. Özellikle sperm sayı ve kalitesinin bozuk olduğu durumlarda, açıklanamayan infertilite problemi olan çiftlerde ve rahim ağzı nedenli, bağışıklık sisteminin etkisine bağlı infertilite olgularında etkili bir yöntemdir."