Köyün ekonomisi Ayakta

Köyün ekonomisi Ayakta
Samsun'un Çatmaoluk köyünün ekonomisini, Balkan Savaşı döneminde bölgede faaliyet gösteren Rum çetelerinden satın alınan 100 yıllık değirmen ayakta tutuyor...

Şehir merkezine 25 km uzaklıktaki 517 nüfuslu şirin köyde babadan kalma değirmeni işleten 83 yaşındaki Ali Kutlu, vaktinin büyük bölümünü burada geçiriyor. Kıtlık zamanında halkın gıdasını temininde değirmenin büyük işlev yaptığını ifade eden 4 çocuk babası Kutlu, şimdilerde ise sadece hayvanlar için kepekli un ürettiğini söylüyor. Köyün en renkli kişisi olarak bilinen yaşlı değirmenci, kendisinden sonra değirmeni işletecek kimse olmamasının üzüntüsünü şimdiden yaşıyor.
1911'de İtalya ile Trablusgarp'ta yapılan savaşı kaybeden Osmanlı kuvvetleri, Balkan ülkelerine karşı direnince, Samsun bölgelerinde havarisinde ayaklanan Rum çetelerine karşı mücadele yerel halka kalmıştı. Bu dönemde Atakum ilçesine bağlı Çatmaoluk köyü sakinleri de Rumlara karşı başarıyla mücadele vermişti.
Milli Mücadele yıllarında çete savaşlarında yaralanan 'Köseli Hafız' lakaplı dede Mevlüt Kutlu Kotiloğlu, yörede bulunan bir papazın eşinin tedavisiyle hayatta kalarak Rumların işlettiği 3 değirmenden birini 400 lira karşılığında satın almış. Çete savaşlarının bitmesiyle değirmeni işletmeye koyulan Köseli Hafız, vefat edince de görevi oğlu Ali Kutlu almış. Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan köyün, en eski tesisi olan Rıza Değirmeni'nin sahibi Kutlu, 60 yıldır değirmenin başında un üretiyor. Ölünce değirmeni işletecek kimsenin kalmayacağını söyleyen yaşlı değirmenci, bu günlere gelmelerini ise babasını iyileştiren papazın eşine borçlu olduklarını belirtiyor.
10 çocuğundan 6'sını kaybetmesine rağmen şükreden düşünmeyen değirmenci Ali Kutlu, Rıza Değirmeni'nin hikayesini Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) anlattı. Kutlu, "Balkan Harbi döneminde buralarda Satalas isimli bir Rum yaşarmış. Ada Değirmeni, Yeni Değirmen ve bizimki olan Rıza Değirmeni, bu Rum'a aitmiş. Milli Mücadele döneminden sonraki yapılan nüfus mübadelesinde Rum Satalas, köyden ayrılmadan önce değirmeni babam 400 liraya satın almış. Babam uzun süre işlettikten sonra vefat edince üretimin başına ben geçtim. 60 yıldır değirmende her şeyi öğüterek köylülere ucuza sattım. Yaş itibariyle benden 40 yaş büyük ama halen büyük iş görüyor. Eskiden daha fazla kişi gelirdi. Şimdi sadece mal besleyenler için mısır ve buğdaydan kepekli un üretiyorum. Bu değirmenin işi ölünce bitecek. Evlatlarımın işleteceğini sanmıyorum. Ne kadar daha çalıştırabilirim onu da bilemiyorum." şeklinde konuştu.
"HAYATIMIZI PAPAZIN EŞİNE BORÇLUYUZ"
Babası Mevlüt Kutlu'nun bölgede çete reisliği yapıp Rumlarla çarpıştığını da anlatan Kutlu, "Babam 57 tane çete arkadaşı olduğunu anlatırdı. Mamur Dağı'nda bir Ermeni ile karşılaşıp babama teslim olmayınca aralarında çatışma çıkmış. Yunan teklisi ile de Ermeni'yi öldürmüş ama çatışmada da iki kez karnından vurularak yaralanmış. Kurşun sırtından çıkıp bağırsakları dışarı sarkmış. Arkadaşları kafasındaki siyah çete başlığını çıkarıp sarmışlar. Daha sonra bir eve rastlamışlar. Orası da papazın eviymiş. Papazın karısı tereyağı ve mısır ununu yağla kavurup yaralı bölgeyi sarmış. Yani papaz ve karısı yardım etmese bugün biz olmayabilirdik." ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.