Kuruyemiş ile diyabete çözüm!
-"Beslenmede karbonhidrat yerine kuruyemişin konmasının kan şekeri kontrolünün daha iyi sağlanacağını düşündürüyor. Haftada 5 porsiyon çiğ kuruyemiş tüketimi diyabet riskini yüzde 27 azaltmaktadır"
-"İşlenmiş tahıllar, yağlar, şekerler ve hayvansal gıdalardan zengin Amerikan tarzı beslenme ve kan şekerini ilaçlar yardımıyla
kontrol altında tutmaya çalışmak, diyabete bağlı diğer hastalıklardan koruma sağlamayacaktır"
Beslenme ve gen ilişkisini inceleyen bilim dalı (nutrigenetik) uzmanı Dr. Nurhayat Gül, tip 2 diyabetin (insüline bağımlı olmayan diyabet) düzenli egzersiz ve özel bir beslenme planı ile önlenebilir, hatta geri döndürülebilir bir hastalık olduğunu belirterek, "Beslenmede karbonhidrat yerine kuruyemişin konmasının kan şekeri kontrolünün daha iyi sağlanacağını düşündürüyor. Haftada 5 porsiyon çiğ kuruyemiş tüketimi diyabet riskini yüzde 27 azaltmaktadır" dedi.
Gül, araştırmalara göre tip 2 diyabetin son 30 yılda dünya genelinde 3 kat arttığını söyledi. Kronik olarak kan şekeri yüksekliğinin, böbrek, göz ve sinir hasarına neden olmasının yanı sıra felç, kalp hastalığı ve uç organların kesilmesine neden olabildiğini, çok miktarda et tüketiminin de diyabet riskini arttırdığını aktaran Gül, ''Çok et tüketimi diyabet riskinde yüzde 17, çok miktarda kırmızı et tüketimi yüzde 21, işlenmiş et ürünleri tüketimi yüzde 41'lik artışa neden oluyor. Ayrıca, çocukların büyürken fast food, işlenmiş gıdalar ve eklenmiş şekerlerden fruktozlu yiyecek ve içeceklere maruz kalmaları onları bu anlamda büyük risk altında bırakıyor'' diye konuştu.
''Tip 2 diyabet, düzenli egzersiz ve özel bir beslenme planı ile önlenebilir, hatta geri döndürülebilir bir hastalıktır'' diyen Gül, şöyle devam etti:
"İşlenmiş tahıllar, yağlar, şekerler ve hayvansal gıdalardan zengin Amerikan tarzı beslenme, tam olmasa da ülkemizde de yeni yetişen kuşağı tehdit etmektedir. Bu tarz beslenmek ve kan şekerini ilaçlar yardımıyla kontrol altında tutmaya çalışmak, diyabete bağlı diğer hastalıklardan koruma sağlamayacaktır. Kan şekerindeki devamlı artışlar nedeniyle kan damarları ve dokuların hasar görmesi sonucunda diyabete bağlı başka diğer hastalıklar oluşur. Kandaki aşırı şeker sonucunda bazı toksik bileşenler meydana gelir ve bunlar özellikle damarlar olmak üzere organlardaki proteinler ve yağlara zarar verir. Ayrıca bu toksinler yara iyileşmesinin bozulması, diyabetik nefropati (böbrek hastalığı) ve damar sertliğine neden olur. Bu toksinlerin üretimine şekerli yiyeceklerin yanı sıra kızarmış yiyecekler, nişastalı sebzeler, patates, ekmek, krakerler, kurabiyeler, kekler ve pastalar, kahvaltılık gevrekler de neden olur."
-"Kuruyemişler diyabetlilerin favori yiyecekleri arasında yer almalı"-
Gül, et ve diğer hayvansal proteinlerin glisemik yükü düşük olması nedeniyle diyabetliler tarafından tercih edildiğini, ancak bunların kilo artışının ve toksik madde oluşumunun en önemli sebebi olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Diyabet beslenmesinde kısa vadeli kan şekeri kontrolü, uzun vadeli sağlık için et tüketiminden feragat etmek gerekir. Tam tahıllar ve nişastalı yiyecekler içerdikleri lif oranlarının yüksek olması sebebiyle diyabet riskini azaltırlar. Ayrıca düşük yağlı, hayvansal gıdaların olmadığı tahıldan zengin bir beslenme iyi bir kan şekeri kontrolünü sağlar. Ancak böyle bir beslenme trigliserit seviyelerini yükseltmeye meyillidir. Tam tahıl olsa bile glisemik indeksi düşük, ancak yine de glisemik yükü yüksek oldukları için diyabetikler için yine de uygun değillerdir. Bakliyatlar ve mercimekler liften yana çok zengindir ve erimeyen nişastaları tam tahıllardan daha fazladır. Bu nedenle diyabetikler için diğer karbonhidrat kaynaklarından daha iyi bir seçimdir. Buna ek olarak kalp hastalıkları riskini düşürmek açısından kuruyemişler diyabetlilerin favori yiyecekleri arasında yer almalıdır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.