Lanet okuyarak çözüme ulaşamayız

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Desk ve Din Bir Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak;” lanet okuyarak çözüme ulaşamayız”Dedi.

Desk ve Din Sen Genel başkanı Lütfi Şenocak; “İnsanlıktan nasibini almayanların birleşerek kurduğu, Dünyanın en aşağılık korkaklar sürüsü olan İsrail devletinin bugün insanlık dışı saldırılarını yeniden görmekteyiz. Filistin ve Gazze üzerindeki işgalci hareketlerini hemen hemen her gün yeniden yaşamaktayız. Dünyanın gözü önünde yapmadığı zulüm kalmayan Siyonist çete, adım adım emellerine ulaşmak için her türlü yola başvurmaktadır. İsrail tüm hızıyla işgal politikalarını sürdürmekte ve Müslümanları da öldürmeye devam etmektedir.” dedi. Şenocak, toplum olarak birçok olayı çabuk unuttuğumuzun altını çizerek; “Her saldırı, her katliam, her yıkım sanki bir ilkmiş gibi algılanıyor ve öncekileri unutturuyor. Bu tepkiler haklı, insani ve yerinde, lâkin kınamak, lânetlemek, üzüntü duymak, ağlamak, hicap duymak, Filistin halkının yüzyıllık trajedisine son vermeye yetmiyor. Buradan Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza sesleniyorum ve diyorum ki; Artık bu çete sürülerinin oralardan kovulma zamanı geldi. Ecdadımız Cennet mekân Abdülhamit Hanın Duruşunu bütün millet olarak yeniden sergileyelim. Bu vazife yine bizim yüce milletimize düşüyor. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, biz buna hazırız, emirleriniz bizim için bir onur olacaktır. Çünkü İsrail, vaat edilmiş toprakları ele geçirmek için dünya savaşları çıkarmayı göze alabilen, atom bombaları atan, nükleer silah kullanmaktan imtina etmeyen bir kan emici ülkedir. Onların nezdinde İsrail soyundan olmayanların bir değeri yoktur. İsrail oğullarının haricindeki her ırk, her din onlara hizmet etmek için yaratılmış mahlûklardır(!).”dedi.

KAHROLSUN İSRAİL DEMEK YETER Mİ?
Desk ve Din Bir Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak ; “Filistin halkının maruz kaldığı yüzyıllık şiddet ve vahşetten kurtulması, topraklarında onuruyla, bağımsız ve özgür yaşaması, başta Müslüman Arap halkları olmak üzere, Türkiye de dâhil, tüm Orta-Doğu halklarının ortak yürüteceği, tutarlı, kararlı bir anti-kapitalist, anti-emperyalist mücadeleyle mümkün. Fakat Filistin halkının kurtuluşu sadece onun kendi kurtuluşu da olmayacak, Filistin halkının gerçek anlamda kurtuluşu, aynı zamanda tüm bölge halklarının kurtuluşu da olacaktır. Bunun için de işe öncelikle bölgenin çürümüş Arap rejimlerinin iktidarına son vererek başlamak gerekiyor. Zira alt edilmesi gereken düşman sadece emperyalizm değil, kaldı ki, emperyalizm iç-uzantılar olmadan hükmedemez... Radikal olmak gerekiyor, radikal olmak demek, sorunları kökeninden ele almaktır. Aksi halde oradaki vahşetten hepimiz sorumlu olmaktan kurtulamayız.”dedi.