Motorin ve benzin vergi farkı dikkat çekti
Motorin ve benzin arasında benzin aleyhine bir vergi farkı olduğuna dikkat çeken Erkut, rafineri çıkış fiyatı 86 kuruş olan kırsal motorin ve motorinde ÖTV ve KDV miktarının yaklaşık 1,49 lira, rafineri çıkış fiyatı 84 kuruş olan benzindeki vergi miktarının ise 2,20 lira olduğuna işaret etti. Bu durumda tüketicinin tercihi motorin olduğunu belirten Erkut, şöyle konuştu: Gelişen teknolojiler sayesinde dizel yakıtın daha verimli kullanılıyor olması, zaten doğal olarak o ürünün pazarda gelişmesini sağlıyor. Bunun üzerine vergi farkı da pazarı daha cazip hale getiriyor ve doğal olarak motorin tüketimi artıyor. Biz motorini 86 kuruşa, benzini ise 84 kuruşa satıyoruz. Ama benzindeki 84 kuruş pompada 3,35 lira olarak tüketiciye sunuluyor. 86 kuruşa sattığımız motorin ise pompada 2,66 lira oluyor. Yani ucuz yakıt pahalı olarak pazara çıkıyor.
Eğer bu vergilendirme yapısıyla kalırsa Türkiye'de motorin tüketimi daha da hızlı artacak. Motorin tüketiminin bu kadar hızlı büyümesinin engellenmesi lazım. Önerimiz, bir ürün diğerine karşı kollanmamalı, benzindeki vergi oranının motorinle eşit düzeye getirilmeli. Motorinin hızlı büyümesinin engellenmesi lazım. Vergiler eşit olursa piyasa kendi gelişir.
BU DÖNEMDE RAFİNERİ YATIRIMLARI KARLI DEĞİL
Ceyhan bölgesine yapılması planlanan rafineri yatırımlarıyla ilgili bir soru üzerine Erkut, rafineri yatırımlarının büyük, pahalı, ülkeler için stratejik endüstriyel yatırımlar olduğunu ve bu nedenle ekonomisinin çok dikkatle irdelenmesi gereken yatırımlar olduğunu söyledi.
2008'in Ekim ayından sonra dünyada ürün talebinin çok düştüğünü ve bu çerçevede TÜPRAŞ'ın da ihracatının azaldığını anlatan Erkut, şöyle konuştu:
2008 yılı 4'üncü çeyrek öncesi rafineri marjları oldukça yüksekti ve rafineri yatırımı cazip gözükebilirdi. Ama bugün Akdeniz'de varil başına kar
marjının net bir dolarlarda seyrettiğini düşünürsek yapılacak 5-10 milyar dolarlık yatırımların geri dönmesi 20-30 yılı bulur. Bu dönemde de böyle yatırımın yapılması çok bir yer bulmaz diye düşünüyorum.
Rafineri lisansının aslında hiçbir kısıt olmadan herkese verilebileceğini ifade eden Erkut, Lisans alamadığı için yapamadığı şeklinde yorum yapan yatırımcılar hiç olmazsa ortadan kalkar. Yani işin gerçeği ekonomisi çalışırsa bu yatırım yapılır, çalışmazsa mümkün değil. (Lisans alamadık diye yapamadık) aslında çok gerçekçi bir tablo değil diye konuştu.
BÖLGEDE 71 RAFİNERİ VAR
Zaman zaman TÜPRAŞ Türkiye'nin tek rafineri şirketi tekel, rafinerilerin çeşitlenmesinde fayda var şeklinde konuşmaların yapıldığını anlatan Erkut, bu yaklaşımın gerçekçi olmadığını, Karadeniz ve Akdeniz bölgesinde Türkiye pazarına çok yakın 71 adet rafinerinin bulunduğunu söyledi.
Erkut, Bütün sınırları açık, ithalatı serbest, fiyatlandırması serbest olan bir ülkede bir rafineri tekelinden bahsetmek pek doğru değil. Bölgemizde 71 adet rafineri var ve Türkiye bu rafinerilerin direk pazarı durumunda. Örneğin kuzeyde Karadeniz kıyılarında Rus rafinerileri, güneyde Akdeniz'de İsrail ve Yunanistan rafinerinin doğrudan pazarı durumunda Türkiye dedi. Orta vadede iç pazar için yeni bir rafineriye ihtiyaç bulunmadığını, TÜPRAŞ'ın bile ürettiği benzinin neredeyse yarısını ihraç ettiğini belirten Erkut, bugünkü şartlarda birçok rafineri yatırımının ertelendiğini veya devam eden bir kısım yatırımların durdurulduğunu da vurguladı.
EKONOMİK KRİZ TÜPRAŞ'IN İHRACATINI AZALTTI
Son 5 yıldır yüzde 90'ın üzerinde kapasiteyle çalışan TÜPRAŞ'ın küresel krizin etkisi ve buna bağlı Akdeniz piyasalarında talebin düşmesi nedeniyle, yüzde 70 kapasitede çalışmaya başladığını kaydetti.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle iç piyasada ve yurt dışında talep daralması meydana geldiğini vurgulayan Erkut, bu çerçevede geçen yılın ilk 9 ayında 4,8 milyon ton olan ihracatın bu yılın ilk 9 ayında 2,4 milyon ton düzeyine düştüğünü bildirdi. Erkut, İhracatımızda da yüzde 70 düşüş var. Değer olarak baktığımızda geçen yılın ilk 9 ayında 3,8 milyar dolar olan ihracatımız bu yılın ilk 9 ayında sadece 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti dedi.
Erkut, 2010'un 2009'dan biraz daha iyi ama krizin bütün sancılarını temizlemeyeceğini ve şu anda sektörde iyileşme için 2011'in daha gerçekçi göründüğünü söyledi. Ham petrol fiyatlarıyla ilgili bir soru üzerine Erkin, ham petrol talebinin azalmaya devam ettiğini, uzun vadeli dönemde de petrol fiyatlarının 5 ila 20 dolar kadar artacağı yönünde bir beklenti olduğunu kaydetti.