Neden kıskanç olunur?

Neden kıskanç olunur?
Günümüzde rekabete dayalı yaşam, kıskançlık, kindarlık gibi olumsuz duygularımızı tetikliyor. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, "Bu tür duygular anne karnından çıkar ve öğrenme süreci başlarken çok hızlı şekilde oluşur" diyor.


Kıskançlık, kindarlık ve benzer duyguları çok yoğun yaşayan kişilerin bu hisleri doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı kazanılır? Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, "Bu tür duygular anne karnından çıkar ve öğrenme süreci başlarken çok hızlı şekilde oluşur" diyor. Bu süreçte bebek kendini güvende hissetmez ise olumsuz duygulara zemin oluşuyor ve "Fallik" adı verilen 3 yaş sonrasındaki dönemde (cinsellik keşfi dönemi) söz konusu duygular kişide yer ediyor.

GERGİN ANNELERİN BEBEKLERİ DE GERGİN OLUYOR
Bebeğin anne karnına düştüğü andan itibaren, adayın içinde bulunduğu şartlar ve yaşam tecrübeleri, bebeği olumlu veya olumsuz şekilde etkiliyor. Bu sürecin son derece aktif olduğu belirtiliyor. Özellikle annenin düzenli beslenmesi, bebeği hipoglisemik bırakmaması, sakinliği ve dinlenmeye yeterli zaman ayırması bebeği gerginliklerden uzak tutuyor. Gergin ve kaygılı annelerin bebeklerinin de gazlı ve gergin olabildiğine dikkat çekilirken, istenmeyen bebeklerde; hamilelikte daha fazla bulantı olmasının bu karşılıklı etkileşimden kaynaklandığı belirtiliyor.

KUCAKLANMAYAN BEBEK OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Bebeğin doğumundan sonra anneden etkilenme sürecinde, fiziksel temas ve 5 algı modalitesinin aktif çalışmasının önemli etkileri bulunuyor. Annenin teni, kokusu, sesi, tadı, ve görüntüsünün bebeğe olan etkilerinin yanında, anne - çocuk arasındaki bağlantı mekanizmalarında bozukluk yaşanması da çocuk gelişimini doğrudan etkileyen unsurlar arasında görülüyor. Bazı araştırmalar ise bebeğine sarılmayan ve emzirmeyen annelerin, çocuklarının psikolojilerini olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor.

Çocuğunuzun olumlu duygularını artırın
"Bir çocukta kıskançlık ve kindarlık duygularının oluşumunda en çok anneler mi etkilidir?" sorusuna, "Bu durum genellenemez!" yanıtını veren Kulaksızoğlu, bir çocuğu herhangi bir duygudan uzak yetiştirmenin mümkün olmamasına karşın, olumlu duyguların daha baskın olmasını sağlamanın, düşünüldüğü kadar zor olmadığını söylüyor. Bu noktada sevgi verilerek tüm duygusal ihtiyaçları karşılanan ve ailesinin çok sevilen bir bireyi olduğunu hisseden çocukların yaşam algıları ve mutluluk düzeyleri de olumlu oluyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.