Oruçluların karşılaştığı sorunlar
İftarda ve sahurda birdenbire ve çok fazla yemekle mideyi doldurmak, ani mide gerginliği, hem tansiyon yükselmesine hem de nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar.
İşte oruçluların Ramazan ayı boyunca en fazla karşılaştığı rahatsızlıklar ve bununla ilgili birkaç öneri;
KABIZLIK:
Aşırı rafine gıda alan, az su içen ya da lifsiz beslenen oruçlularda görülebilir. Kabızlık nedeniyle hemoroid ve karın şişmesi de oluşabilir. Önlem olarak çikolata, pasta gibi rafine gıdalardan sakınılmalı, su içmeyi artırmalı ve lifli gıdalar alınmalı.
TANSİYON DÜŞMESİ:
Öğleden sonraları oruçlu insanlarda tansiyon düşmesi olabilir. Az sıvı alınması ve tuzsuz yenmesi tansiyon düşmesini artırabilir.
BAŞ AĞRISI:
Özellikle iftara doğru baş ağrısı görülebilir. Eğer düşük kan basıncı ile birlikteyse baş ağrısı ciddi olabilir ve iftar öncesi kusma yapabilir.
KAN ŞEKERİNİN DÜŞMESİ:
Halsizlik, titreme, kötü konsantrasyon, fiziksel aktivite yapamama, baş ağrısı, çarpıntı, kan şekeri düşmesinin sonuçlarıdır. Sahurda aşırı şekerli yemek ensülin salınımını artırarak gün içinde kan şekeri düşmesine sebep olabilir.
MİDE YANMASI, ONİKİPARMAKBAĞIRSAĞI ÜLSERİ:
Ramazan'da boş midede oluşan asit salgısının artması mide hastalıklarını ortaya çıkarabilir. Kahve, kola ve acılı yemekler de mide hastalarına olumsuz etkide bulunur. Özellikle mide şikayeti olanlar doktoruna danışarak oruç tutmalıdır.
BUNLARA DİKKAT EDİLMELİ
Ramazan ayında kısıtlanması gereken durumlar
Kızartmalar ve yağlı yiyecekler
Çok şekerli yiyecekler
Sahurda aşırı yemek yeme
Sahurda çok çay içme (Çay daha fazla idrar oluşturur ve bazı değerli minerallerin idrarla kaybına yol açar).
Sigara içmek
İftarda aşırı yemek yeme (İftarda az miktarda karın doyurulduktan sonra yatmadan 1 saat önce meyve suları, yoğurt veya daha hafif yiyecekler alınması uygun olur). Şeker, fibrin, karbonhidrat, potasyum ve magnezyum kaynağı hurma; protein ve fibrinden zengin badem ve yine potasyum, magnezyum ve karbonhidrattan zengin muz, Ramazan'da yenmesi tavsiye edilen besinlerdir. Ayrıca, iftar ve sahur arasında mümkün olduğu kadar sıvı ve meyve suları içilmelidir. Böylece vücudun su ve elektrolit dengesi muhafaza edilmiş olur.
ŞEKER HASTALARI DOKTORA DANIŞMALI
Türkiye'de sayıları 2,5 milyonu bulan şeker hastaları için Ramazan ayının özellikle dikkat isteyen ayrı bir boyutu var. Ensülin bağımlısı olan şeker hastaları, sürekli diyet ve egzersiz isteyen bir yaşam sürdürüyorlar. Oruç tutmak sağlıklı insanın metabolik dengesini değiştirmez. Şeker hastaları için ise oruç tutmak sakıncalı olabilir. Ensülin bağımlısı bir diyabetik, enjeksiyondan 30 dakika sonra bir şeyler yemek zorundadır. Yapılan ensülinin günlük dozuna göre en az 5-6 öğün yemesi şart. Bunu yapmazlarsa, şeker düşüklüğü sonucu hayati tehlike söz konusu olabilir, oruç zorunlu olarak bozulur. Şeker hastalarının diyetleri, 'çok öğünlü yemek' esasına dayanır. Özellikle şeker hastalarına oruç kesinlikle tavsiye edilmemeli. Şeker hastalığı olup olmadığını bilmeyenler, tok karnına şeker tahlili yaptırmalı.
ORUÇ, KİLO VERME YÖNTEMİ DEĞİL
Oruç tutmak, sağlıklı insanlar için farzdır. Kesinlikle kilo verme yöntemi değildir. Zayıflamak için diyet yapan insan, Ramazan ayında da devam eder, ama kilo vermek için oruç tutan insanların kilo veremedikleri biliniyor. Hareket azaldığı için kilo vermeleri de zorlaşıyor. Aç kalarak yaptığımız tek şey, metabolizmayı zayıflatmaktır. Bu da tam tersi, zayıflamayı zorlaştırır. Oruç tutup zayıflamak isteyenler çok ağır beslenmesinler. Bir iftar yemeği en az yarım saat sürmeli ve aşırı yükleme önlenmeli. Çünkü, mideyle beyin arasında, tokluk hissi veren bilgi alışverişi 20 dakikada gerçekleşiyor. Ağır yemenin faydası burada. Kesinlikle yiyeceklere saldırmayın. İftardan birkaç saat sonra meyve yenebilir. İftarda kahvaltılık yendiyse, birkaç saat sonra ana yemek alınabilir.
ÖNERİLER
İftar ve sahur arasında bol su içilmeli. Mümkünse çay ve kahve, yemeklerden yarım saat sonra içilmeli; açık ve şekersiz olmasına dikkat edilmeli. Sahura kalkmak ihmal edilmemelidir. En azından gece geç saatte bir şeyler yenilmeli. Yemekler iyi hazmetmek için sakin sakin yenmeli. Stres, sindirimin bir numaralı düşmanıdır. Yemek yerken işinize ara verin. Tartışmaktan ya da işleri düşünmekten kaçının. Sindirim ağızdan başlar. Yediklerinizin iyi hazmedilmesi için öncelikle ağızda iyi çiğnenmesi gerekir. Lokmaları iyice öğütünceye kadar çiğneyin. Lokmaları iyi çiğnemek yeterince tokluk duygusu vereceğinden, daha az yemek yemenizi sağlar. (Yemek yerken konuşmamaya çalışın. Hava yutmak, mide ve bağırsaklarda gaz oluşmasına neden olur). Böylece yemek sonrası mide rahatsızlıklarından da kurtarır. Yemek yerken dik oturun. Rahat bir şekilde oturun; sırtınız dik olsun, bacak bacak üstüne atmayın. Böylece sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını ve iyi hazmetmesini sağlarsınız.