Sadece hocalar bilmez

Sadece hocalar bilmez
Kur'an-ı Kerim'i yalnızca hocaların bilemeyeceğini söyleyen Kur'an meali tefsircisi yazar Salih Parlak, "Bir doktorun, mühendisin Kur'an hakkında söyleyeceği bir şey vardır. Bilimden uzaklaşmamalıyız" dedi.

Tanınmış Kur'an meali tefsircilerinden emekli İmam Hatip Lisesi öğretmeni ve Denge Gazetesi Yazarı Salih Parlak, Samsun'da düzenlediği bir konferans ile okuyucularıyla buluştu. Dost Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği'nde (Dost-Der) düzenlenen konferansa çok sayıda vatandaş katıldı.

BİLİM-DİN-FELSEFE HAMURU
Kur'an üzerine çok sayıda çalışması bulunan Parlak, aynı zamanda Kur'an-ı Kerim meal tefsirinin ikinci baskısını da tanıtmak için Samsun'a geldi. Parlak, konferansta Kur'an'ın yorumlanması ile ilgili değişik fikirler sundu. Çağın müspet ilimlerinin Kur'an'ı yorumlayanlar tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Parlak, "Bilim, felsefe ve din bir hamurdur. Önemli olan bunu yoğurabilmektir. Birbiriyle harmanlamaktır. Bugüne kadar geçerliliğini koruyan yazarlar, düşünürler bu üç şeyi kullanmışlardır. Bilim ne diyor, felsefe ne diyor, din ne diyor? İşte Gazali tüm bunların birlikte yorumlanmasına Birleşik Alan Teorisi diyor. Biz bu çizgiden yolumuza devam etmeliyiz" dedi.

HERKESİN SÖYLEYECEĞİ BİR ŞEY VARDIR
Kur'an'ı sadece hocaların bilemeyeceğini, yaratılan herkesin söyleyecek bir sözü olduğunun altını çizen Parlak, şöyle konuştu: "Kur'an'ı sadece hocalar bilmez. Bir doktorun, mühendisin de söyleyecekleri vardır. Herkes Kur'an'ı anlamalıdır. Herkesin söyleyeceği vardır. Biz de bu anlamda, yaratılış teorisini üç şekilde ele alıyoruz. Birincisi 'Big Bang', ikincisi 'İmam Rabbani'nin Vahdet-i Vücud', üçüncüsü de 'Ukul-i Aşare' yani 'On Akıl'. Bu yöntemlerle Kur'an yeniden gözden geçirilmelidir"

TÜM TEFSİRCİLERİ KABUL EDEMEYİZ
Geçmişten bu yana yapılan tefsirlerin ve tefsircilerin iddialarının hepsini doğru kabul etmenin 'yerinde saymaya' neden olabileceğini de vurgulayan Parlak, "Geçmişteki tefsirlerin ve tefsircilerin söylediklerini, iddialarını tamamen doğru kabul ederek gidilirse, durağanlaşma ve taassup başlar. Çoğu, fizik, kimya, biyoloji gibi bilimlerden faydalanmıyor. Bu da bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.

Miraç ÖZTÜRK