Sağlıklı beynin sırları...
Geçen gün 20 yıllık mesai arkadaşım Kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu'yla sabahın erken saatlerinde İntermed'de benim odamda çay içiyorduk. Dr. Murat'la bunama ve Alzheimer konferansının yankıları hakkında konuşuyorduk. O kadar güzel anlattı ki görüşlerini, sizler için özetlemesini rica ettim. İşte aynen aktarıyorum Dr. Murat Kınıkoğlu'nun Alzheimer ve bunama konusundaki sözlerini:
Amerikan Sağlık Teşkilatı geçen nisanda 'Bunama ve Alzheimer hastalığından korunma' konulu bir konferans düzenledi. Dünya çapındaki uzmanların katıldığı toplantıda ister bitkisel, ister farmakolojik olsun, halen bunamayı engelleyecek ilaç olmadığı konusunda fikir birliğine varıldı. Bu şu anlama geliyor, eğer şu anda hafızanıza iyi geldiği düşüncesiyle herhangi bir ilaç veya vitamin yutuyorsanız, boşuna yutuyorsunuz. (Şahsen bu tip ilaçları hastalarıma yazmıyorum, ancak hasta alıyorsa ve -plasebo etkisiyle- faydalandığını düşünüyorsa kesmesi için ısrar etmiyorum)
Araştırmacıların son yıllarda üzerinde çalıştığı konuların başında 'beynin yaşlanması' geliyor. Beyin yaşlanmasında en önemli faktörün, beynin kan dolaşımı olduğu konusunda fikir birliği var. Eğer beyne kan yollayan kalp (yani pompa) sağlıklı, beyne kan getiren damarlar da açıksa (damar sertliği ve plaklar yoksa) beyin sağlıklı kalıyor.
Hafızayı güçlendiren, bunamayı engelleyen ilaçların olmaması erken bunama için bir şey yapamayacağımız anlamına gelmiyor. Hafıza zayıflamasından korunmak isteyenlerin bazı hususlara dikkat etmesi gerekiyor.
1-Sigara içmeyenlerde bunama daha az görülüyor.
SİGARA KULLANIYORSANIZ BIRAKIN.
2-Tansiyonu kontrol altına alınanlarda bunama daha az görülüyor.
Larson ve arkadaşları tansiyonu kontrol altına almanın gelecekteki bunama riskini azalttığını gösterdiler. Tansiyonu düşürmeye ne kadar erken yaşta başlarsanız o kadar iyi. 85 yaşın üzerindeki hastalarda tansiyonu düşürmenin bunamaya bir faydası olmuyor. (Bu bilgi, 85 yaşından sonra tansiyonun tedavi edilmesinin bir yararı olmadığı anlamına gelmez. Yaşlılarda tansiyonun kontrol altında tutulması kalp ve böbrek yetmezliğini azaltır)
TANSİYONUNUZU MÜMKÜN OLDUĞU KADAR DÜŞÜK TUTMAYA ÇALIŞIN.
3-Düzenli spor yapanlarda hafıza daha geç bozuluyor.
Sporun beyne iyi geldiğini gösteren çalışmalardan biri Avustralya'da yapıldı. 6 ay süreyle ekstra 20 dakikalık bir egzersiz programına alınan 170 kişinin zihinsel fonksiyonlarında belirgin düzelme tespit edildi. İşin enteresan tarafı, spor yapmak, Alzheimer tedavisinde kullanılan donezepil isimli ilaçtan bile etkili (iki kat), dahası, sporun faydası egzersize son verdikten sonra da devam ediyor. Sporun beyne nasıl iyi geldiği tam olarak bilinmiyor. Ancak Amerikan Yaşlanma Enstitüsü'ndeki doktorlar spor yapmanın beyinde yeni sinir hücreleri oluşturan faktörleri uyardığını söylüyorlar. Oluşan bu yeni hücreler eski beyin hücrelerinin birbirleriyle olan ilişkilerini kuvvetlendiriyor.
Tabii bu yukarıdaki üç maddeye ilave edilmesi gereken bir madde daha var, onlar da:
4-Total kolesterolünüzün düşük, kan şekerinizin normal olduğundan emin olun.
Araştırmalar bu son maddenin de unutkanlık ve Alzheimer için risk faktörü olduğunu gösteriyor. Tüm bu bilgilerden şu sonucu çıkarıyoruz: 'Hafızamızı ve beynimizi korumanın yolu damarlarımızı ve kalbimizi korumaktır.' Aslında yalnız beyin için değil, tüm organlarımızı için aynı şeyi söyleyebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.