Sağlıklı yaşama motive olmak AMA NASIL?
Sağlıklı yaşama motive olmanın bir yolu olmalı
Bu yazıdaki fikirler belki size yardımcı olabilir.
Sağlıklı yaşam ile ilgili artık herkesin az ya da çok bir fikri var. Haftada en az üç gün egzersiz yapmamız, daha az et daha çok sebze yememiz, asansörü değil merdiveni kullanmamız, sigarayı bırakmamız ve geceleri daha çok uyumamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bilmek yetiyor mu? Hayır
Daha sağlıklı bir hayat sürmek, daha dinç ve biçimli bir vücuda sahip olmak için hayatımızda yapacağımız küçük değişikliklere ilk adımı atmak, sonrasında da sürdürebilmek o kadar zor ki
Peki, nasıl motive olacağız? Doktorun vereceği kötü haberler mi aklımızı başımıza almamızı sağlayacak yoksa yazın plajda bikini ile salınma fikri mi? Kanıtlar gösteriyor ki bu konuda korkutucu taktikler çoğunlukla ters tepiyor. Sağlığa karşı bir tehditle karşı karşıya kaldığımızda onu yok saymakta, tehlike sinyalleri kulaklarımızı çınlatsa da kafamızı daha fazla kuma gömmekte çok başarılıyız. Kendimizi motive etmek için buzdolabını sağlıklı yiyeceklerle doldurmak, eve yürüme mesafesindeki spor salonuna kayıt yaptırmak da her zaman işe yaramıyor.
66 günden önce pes etmek yok
Ancak bu gerçekler, davranış değişikliği kazanmaktan caymak için bir mazeret oluşturmuyor. Bu konuda herkes için geçerli standart yöntemler yok. Olsaydı şu an hepimiz incecik ve sağlıklı olurduk zaten. Ama yine de hedefe giden yolda bizi dürtecek ve hedefe doğru itecek yöntemler var. Bunlara geçmeden önce unutmayın; bir davranış değişikliğini beynimize ve hayatımıza yerleştirmek için en az 66 gün gerekiyor.
HEDEF: DAHA AZ YAĞ
Biyolojik olarak hala avcı içgüdülerimizden kurtulamadık ve önümüze gelen her yiyeceği, kıtlık ihtimaline karşı stoklamak için dayanılmaz bir istek duyuyoruz. Oysa artık iki öğün arasında günlerce sürecek avlanma çabaları değil sadece birkaç saat var. Yemek seçenekleri ise her an elimizin altında. Daha sağlıklı beslenmeye karar verdiğimiz gün dahi önümüze gelen leziz ama sağlıksız bir yiyeceğe hayır diyemiyoruz.
Taktik: Tartıyla yüzleşin, kan tahlillerinizi yaptırın. Yağlı beslenmeye çok alışkınsanız zaten göreceğiniz rakamlar ve doktorunuzun tavsiyeleri sizin için itici güç olacak. Ama sadece korkunun işe yaramadığını biliyoruz. Sizi rotanızda tutmak için bazı küçük fikirlere de ihtiyacınız var. Size zevk veren günlük alışkanlıklarınızı yiyecekle bağdaştırmaktan vazgeçin. Öğleden sonraları iş yerinde vereceğiniz çay molalarında arkadaşlarla sohbet etmek ve ağzınıza abur cubur atmak size keyif veriyor olabilir. Sohbete devam edin, abur cuburdan kurtulun. Bir arkadaşınızla kahve içmek için buluştuğunuzda sipariş verirken tatlı menüsünden gözlerinizi ayırın ve sadece kahve sipariş edin. Sohbet derinleştikçe isteğiniz de kaybolacak. Bu örnekleri kendinize göre kişiselleştirebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.