''Samsun sağlığın merkezi oldu''
Denge Gazetesinin sorularını yanıtlayan Büyük Anadolu hastanesi Op. Dr. Kerim Güzel sağlık turizmi ve sağlıkta şiddet hakkında açıklamalarda bulundu.
Mert Varıcı: Samsun'un geldiği nokta itibari ile ve de sağlık sektöründe yaşanmakta olan bazı sıkıntılar hakkında size bazı sorular soracağız.Şimdiden bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Op.Dr. Kerim Güzel: Ben teşekkür ederim bu konuda sesimizi duyurma imkanı sağladığınız için. Çok önemli Tipik 2 diyabet ve obezite dünyada ve ülkemizde artarak devam ediyor. Burdaki en önemli şeylerden bir tanesi Türkiye'de bu işin çok profesyonelce yapılması,sağlık turizmi anlamında çok profesyonelce yapılıyor olması ama Samsun'un ayrı bir yeri
var burda. Samsun'a biz Tipik 2 diyabet ve obezite cerrahisi alanında Türkiye'nin ve dünyanın her yerinden hasta getirebiliyoruz. Burası bir merkez haline geldi diyebilirim. Bu bizi çok mutlu ediyor.
Mert Varıcı: Türkiyede sağlık sektörümüzde hastaanelerimizde maalesef hasta ve hasta yakınları tarafından görevlilere, doktorlara,hemşirelere üzücü saldırılar olmakta bununla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Op.Dr. Kerim Güzel:Evet tabi bu çok önemli bir konu her geçen gün bu tip saldırılar artıyor. Toplumun her kademesinde şiddet var ve şiddetin en çok yaşandığı yerlerden bir tanesi de hastaneler. Herhalde gelen hastalar en rahat doktorlara saldırmakta sadece doktorlar değil sağlık personeli, sağlık adına hastanede çalışan en düşük kademeden en üst kademedeki görevliye kadar saldırma potansiyeli ile karşı karşıya kalıyor.Çok üzücü, gelen hasta en değer verdği yakınını çocuğunu eşini kardeşini bize emanet ediyor, emanet ettiği adama karşı,insana karşı da acaip şekide şiddet uyguluyor. Yani bunu tasvip etmek mümkün değil.Ve hekimler , sağlık çalışanları olarak da bunu kınıyoruz. Çünkü biz bunu haketmiyoruz. Çünkü sağlık çalışanları her ne kadar sağlığın sunulması yönetmeliklere kanunlara bağlanmış olsa da, sağlık sunmak bir gönül işidir.Yani biz eşimizden çoluk çocuğumuzdan feragat ediyoruz,gecenin bir saatinde kalkıp hastaya ve ya hasta yakınına bilgi vermek, muayene etmek için geliyoruz ve bunun karşılığında da hastanenin acilinde ya da klinikte hastanın ve hasta yakınının şiddeti ile karşılaşıyoruz. Eğer hekimde sağlık hizmeti sunarken gönülden içten gelen bir güdü olmazsa,
o sağlık hizmetini başarıya ulaştıramazsınız.Saygı karşılıklıdır. Hekimden saygı bekliyorsa hasta yakını da saygı duyacak.Hekim de saygı bekliyorsa hastaya,hasta yakınına saygı duyması gerekiyor.Ve bu bir eğitim meselesidir,kültür meselesidir. Ve mesela adliyeye gittiğinde aynı şiddeti gösterebiliyor mu? ya da karakola gittiğiinde aynı şiddeti
gösterebiliyor mu? en zayıf olarak doktoru, hemşireyi mi buluyorlar? Burda şu zaafiyet var demekki, bir kere bu olaylara verilen cezalar caydırıcı olmalı.Geçenlerde Samsunda iki tane üzücü olay yaşandı.Bir tanesi İlkadımda bir hastanede yaşandı.Sanki kiksboks şampiyonasında adam doktora saldırırken.Yani o kadar acımasız vuran bir şahısa iki gün
sonra elini kolunu sallayarak adliyeden çıkıp gidiyor. Bu bir caydırıcılık değil. Öncelikle cezalar caydırıcı olmalı ve eğitim verilmeli. Bir de şunu bilmeliler hayatımız boyunca her birimizin mutlaka hastaneye doktora hemşireye mutlaka ihtiyacı var, olacaktır. Bu şekilde bakmalıyız. Bizim de annemiz babamız var bizim de çoluk çocuğumuz var yani bize küfrederlerken kendi çocuklarını, annelerini, kardeşlerini akıllarına getirsinler.Hekimin ya da .hemşirenin sağlık sunması gönüllülük esasına dayalıdır. Bu özveriyle sağlık hizmeti almak istiyorsa insanlar bize saygı duymak zorundalar.Onun elini ayağını öpsün demiyoruz,şiddet göstermesin. Sıkıyorsa adliyede göstersin o şiddeti gidip bir hakime saldırsınlar saldırabiliyorlarsa. Yani yumuşak karnı olarak hastanenin acilini görmesinler.Mutlaka eğitim şart bu konuda. Aslında basının da bu konuda çok etkisi var. Hem eğitim konusunda katkısı olabilecekken hem de maalesef şiddeti arttırmaya da sebep olabiliyor. Mutlaka ölüm oluyor, cerrahi müdaheleler yapıyoruz,çeşitli komplikasyonlar olabiliyor. Hastanede çalışırken yaptığınız tedaviye yanıt vermeyen hastanızı kaybedebilirsiniz. Habercilik anlamında baktığınız zaman karşınızdaki insana şiddeti özendirici
haberler yapılmamalı. Başlıklar şiddeti tahrik edici atılmamalı. Elbette basın özgür fakat bunlara dikkat edilmeli.Doktoru ya da görevlileri hedef göstermemeli basınımız. Hangi doktor hastasının ölmesini ister. Hangi kadın doğum hekimi doğum esnasında bir çocuğun hayatını kaybetmesini ister.Bazen haber yapılıp sunulurken öyle eklemeler katılıyor ki
hedef gösterliliyor.Negatif etkisi olabilmekte bu çeşitli haberlerin. Hastaneye gelen her hasta yakını görevlilere saldırma potansiyeli ile geliyor. Bu anlamda basın tahrik edici olmamalı.Sizlere de büyük iş düşüyor. Hepimiz pozitif yönde katkılar vermeliyiz topluma. Elbette olumsuz olan olaylar yapılmalu haber değeri taşıyorsa fakat hedef gösterilmemeli.
Başlıklar doğru seçilmeli. reyting amacıyla değil bilgilendirme amacıyla yapılmalı.
Mert Varıcı: Samsun bölgesi obezite cerrahisi diyabet ameliyatı konusunda bir merkez oldu.Avustralyadan Avrupaya kadar hasta gelmekte, Samsun sağlık turizminde çok gelişti, sebebi bize açıklar mısınız ?
Op.Dr. Kerim Güzel: Şeker hastalığı ve obezite Avrupa birliği ülkelerinde ve Dünyanın her yerinde günümüzün en yaygın sağlık problemlerinin başında geliyor. Bunun altında bir çok neden var ama başında insanlar teknolojiye zaman yetiştirememesi yeme alışkanlıklarını hızlı yemeye yöneltmesi ve fast food dediğimiz hazır yiyeceklere olan ilginin artması obeziteye neden olmaktadır. Bu da halk arasında şeker hastalığı denilen diyabet, tipik 2 diyabet hastalığı kaçınılmaz olmakta.Klasik tedavi uygulanıyor elbette,insülin ve şeker ilaçları vs. Eğer bir hasta diyet yapmıyorsa egzersiz yapmıyorsa ne kadar ilaç kullanırsa kullansın istenilen sonuçlar elde edilemiyor.Son zamanlarda Türkiye'de obezite cerrahisinin gelişmesi ile metabolik cerrahi şeker hastaları için umut oldu.Ve biz bu konuda 5-6 yıl önce ar-ge çalışmalarımızı yapıp konuya hazırlık yaptık.Dünyayla birlikte de cerrahimizi yapmaya başladık.Bizim merkezimizde hemen hemen Türkiye'nin 81 ilinden hastamız var. Çok az ilimizden Samsun'a hasta gelmemiştir. Bir çok insanın sağlığına kavuşmasına vesile olduk.Bunun yanında da Avrupadan,Balkanlardan Avustralyadan hastalarımız gelmekte. Tabi burda Samsun niye bu kadar parladı, doktorlar bu konudaki eğitimlerini Türkiyedeki birçok yerindeki hekimlerinden daha önce aldı. Hastanelerin altyapısının buna uygun olması.Buna bağlı olarak da Samsunda bir sağlık kenti prajesinin var olması ile birlikte bu tip cerrahilere yöneldiler. Hasta da hastayı getiriyor tabiki. Doktorlarımız tecrübe kazandıkça eksikliklerini giderdi.Biz Samsun Büyük Anadolu hastanesi olarak Türkiye'nin her yerinden Dünyanın birçok yerinden bu konuyla ilgili hasta toplulukları kabul edecek durumdayız.Şu anda benim bugün ameliyat ettiğim hasta Montenegrodan, yani eski ismiye Karadağdan. Ameliyat için geldi ameliyatını yaptık 3-5 gün içinde normal hayatına devam edebilecek duruma gelecek, taburcu edeceğiz.Ameliyatlarımız açık yapılmıyor,kapalı ameliyat şeklinde. Bu nedenle hastalarımız sosyal hayatlarına çok kısa sürede kavuşabiliyor.İnsanlar çok açık yaralardan açık ameliyatlardan korkarlar.Biz bunu açık yapsak karnını bir baştan bir başa yarmamız gerekecek.Bu konuda kapalı küçük deliklerden yaptığımız için kozmetik olarak da uygun oluyor.Dolayısıyla kolay kabul edilebilir olmuş oluyor. Diğer taraftan da insülin ilaç kullanan hastalarımızdan diyet yapamayanlar kilolarını veremeyenler için daha ideal kabul edilebilir hale geliyor. Kişi hem kilosundan kurtulmuş oluyor diğer taraftan ilaçlardan kurtulmuş oluyor.Bu insanlara çekici geliyor.
Mert Varıcı: Çok teşekkür ediyoruz hocam bizleri ağırladınız, samimiyetle sorularımızı cevapladığınız için.Ameliyatlarınızın başarılı geçmesi dileğiyle, Allah kolaylık versin.
Op.Dr.Kerim Güzel: Asıl biz teşekkür ederiz bizim sesimiz olduğunuz için. Türk hekimleri dünyada sadece bu konuda değil hemen hemen her konuda lider konumda olmaya başladı. Eskiden her şeyin tedavisi yurtdışında Avrupada gibi gözükürken artık Türk hekimleri her alanda konuya çok hakimler. Ve bunların da sonuçlarını meyvelerini şuanda alıyoruz.Şuan da Avrupaya oynuyoruz diyebiliriz.
Mert VARICI - Şenol ÜSTÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.